Gündem

Altan: Ne oldu o yedi sivile?

Ahmet Altan, PKK'nın 'Türk savaş uçakları 7 sivili öldürdü' iddiasını köşesine taşıdı. TSK'nın...

31 Ağustos 2011 03:00

T24 - Ahmet Altan, PKK'nın "Türk savaş uçakları 7 sivili öldürdü" iddiasını köşesine taşıdı. TSK'nın "sivilleri vurmadık" açıklamasının ardından PKK'nın mantıklı bir açıklama yapması gerektiğinin altını çizen Altan, "PKK açıklayamazsa, o “ölümlerin” hesabı ona yazılır" dedi.

Taraf Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Altan'ın "Kum Saati" adlı köşesinde "Ne oldu o yedi sivile" başlığı ile yayımlanan (31 Ağustos 2011) yazısı şöyle:


Bayramda PKK “ateşkes” ilan etti.

İyi oldu.

Hiç olmazsa askerlerle gerillaların aileleri huzurlu birkaç gün geçirecek, “kapı çalındığında” yürekleri hoplamayacak, çocuklarının vurulup vurulmadığını düşünmeden bir uyku uyuyabilecekler.

Bütün savaşlar kötüdür ama bu son yaşadığımız savaş sadece kötü de değil, tümüyle manasız ve gereksiz bir savaş.

Tam barışın kapısını çalmaya hazırlanırken yeniden savaşın içine düştük.

Bu kez savaşı PKK yöneticileri körükledi.

Öcalan, “Savaşı durdurun, büyük bir anlaşma imzalamaya hazırlanıyoruz” derken, PKK yöneticileri, “Önderimizi kandırıyorlar” diyerek, liderlerini “kandırılacak bir adam” konumuna indirgeyen açıklamalarla saldırıları arttırdılar.

Niye yaptıklarını kimse tam olarak bilemiyor.

Kürtlerden ciddi bir destek de gelmedi.

Daha önce de PKK’nın yaptığı hatalar vardı ama o hataları ya Apo bizzat kendisi yapıyordu ya da Apo’nun onayıyla yapılıyordu.

Apo’nun, özellikle PKK’yı destekleyen kesimde büyük bir etkisi var, onun yaptığı hataların “bir nedeni” olduğuna inanır o insanlar, o hataları sineye çekerler.

Ama “Apo’yu bir kenara” iterek yapılan hataları o kadar kolay kabullenmiyorlar.

Sorguluyorlar.

Üstelik de gittikçe yüksek sesle sorgulayıp, “Şimdi bu savaş nereden çıktı” diye soruyorlar.

Ben, PKK’ya sempatiyle bakanları da dâhil olmak üzere Kürtlerin PKK’yı bu kadar yüksek sesle sorgulayıp eleştirdiklerine ilk kez tanık oluyorum.

Sorgulama bir kere başlayınca da devam ediyor elbette.

Bu sorgulama garip bir dönemece de denk geldi.

Eskiden ordu da, PKK da karanlıkta dururlardı, ne yaptıklarını, niye yaptıklarını kimse bilmezdi, kimse onlar hakkında soru sormazdı, iki taraf da kendi çocuklarını hiç hesap vermeden ölüme sürebilirdi.

Şimdi orduya açıkça hesap soruluyor, hata yapan, hukuka uymayan yargılanıyor.

Bu süreç, kaçınılmaz olarak orduyu şeffaflaştırıyor.

Ve denetim, ilk kez orduyu sözüne daha güvenilir hale getiriyor.

Çünkü, eski günlerdeki gibi yalan söylemeye kalktığı anda bu yalan ortaya çıkıyor ve yalanı söyleyen bunun bedelini ödüyor.

PKK ise karanlıkta durmaya devam ediyor.

Eski zamanlarda ordunun “karanlığı” PKK’yı da saklamaya yardım ederdi ama şimdi öyle değil.

Geçenlerde bir faciaya tanık olduk.

PKK’ya yakın ajanslar, “Türk uçakları tarafından vurulup öldürülen sivillerin” resimlerini yayınladı.

Çoğunluğu çocuk yedi sivil.

Yanmış, kavrulmuş, parçalanmış bedenlerinin resimleri.

Genelkurmay, bir iki gün sonra bir açıklama yaptı.

“O siviller bizim uçaklarımızın attığı bombalarla vurulmadı” dedi.

“Bizim uçaklarımızın attığı bombalar düştükleri yerde en aşağı sekiz metre çapında bir çukur açar, hâlbuki bu sivillerin vurulduğu arabanın çevresinde böyle bir çukur yok, arabanın yanındaki duvar bile sağlam duruyor, bu ölümler bizim bombalarımız sonucu gerçekleşmedi” diyerek açıklamasının mantıklı gerekçelerini de ortaya koydu.

Uydu fotoğraflarını da delil olarak yayınladı.

PKK, buna bir cevap vermedi, sustu, sanki ortada böyle bir sorun yokmuş gibi davrandı.

Bu savaştır, iki tarafın da yalan söyleyebileceğini, olayları çarpıtabileceğini baştan kabul etmek gerekiyor ama Genelkurmay’ın bu açıklamalarına PKK’nın bir cevap verme zorunluluğu var.

Belki Genelkurmay’ın elinde, “çukur açmayan ama sadece vurduğu yeri yakan” bir bomba bulunuyor ya da başka bir silah türü kullanıyor, bunları bilemiyoruz, bunları açıklayacak olan “siviller öldürüldü” iddiasını ortaya atan PKK.

Genelkurmay yalan söylüyorsa bunu açıklasın, o yedi sivilin hesabı TSK’ya sorulsun.

Ama bu olayı PKK “sessiz” geçiştiremez.

O sivilleri birisi bombayla parçaladı.

Parçalayan, bombardıman uçakları değilse, kim?

Bombardıman uçaklarıysa, nasıl, hangi silahla?

Çoğu çocuk yedi sivil Kürt’ün nasıl parçalanarak öldürüldüğünü PKK “mantıklı” bir şekilde açıklayamazsa, o “ölümlerin” hesabı ona yazılır.

Bu da, kolay ödenecek bir hesap değildir.

Hele bu çağda, bu zamanda.