Dünya

Almanya'daki Türkler ölümünün 20'inci yılında anıldı

Yeşiller partili politikacı ve avukat Ströbele, mültecilerin sayısını azaltmak amacıyla sığınma hakkının kısıtlanmasını hedefleyen politikacılar kullandıkları ifadelerle yabancı düşmanlığını tırmandırıyor

24 Kasım 2012 17:15

Almanya’nın Mölln kentinde üç Türk'ün ölümüne sebebiyet veren kundaklama eyleminin üzerinde 20 yıl geçti.

Almanya'nın Mölln kentinde 23 Kasım 1992 tarihinde aşırı sağcı Lars C. ve Michael P. Türk kökenlilerin oturduğu iki binayı kundaklamıştı.

Molotof kokteylli saldırıda ilk binada 9 kişi ağır yaralanırken, ikinci binada Yeliz Arslan (10), Ayşe Yılmaz (14) ve nineleri Bahide Arslan (51) hayatlarını kaybetmişti.

Mölln Belediye Başkanı Jan Wiegels "Biz burada gerek Türk kökenliler, gerekse başka ülkelerden gelen göçmenlerle birlikte huzur içinde bir arada yaşıyoruz. Yılda bir kez basın mensupları buraya akın edip, tozu dumana katıyor, olayın görgü tanıklarını arıyor. Ve elbette bu insanlar her şeyi adeta yeni baştan yaşıyor" şeklinde açıklama yaptı.

Mölln'de yaşanan kundaklama olayı ülke çapında aşırı sağ karşıtı geniş çaplı protesto gösterilerine sebep olmuş, binlerce kişi de ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı sokaklara dökülmüştü.


'Siyasetçilerin de payı var'


Yeşiller partili politikacı ve avukat Hans Christian Ströbele, Mölln'de yaşanan olayda siyasetçilerin de payının olduğunu söyledi.

Ströbele, mültecilerin sayısını azaltmak amacıyla sığınma hakkının kısıtlanmasını hedefleyen politikacıların bu dönemde kullandıkları bazı sorumsuzca ifadelerle yabancı düşmanlığını tırmandırdıklarını kaydetti.

Mölln saldırılarından sadece 6 ay sonra yine aşırı sağcı bir grup genç bu kez Solingen’de Türkler'in yaşadığı bir binayı ateşe verdi. Bu olayda ise beş kişi yaşamını yitirdi.

1993 yılında Mölln davası sonuçlandı ve faillerinden Lars C. saldırıyı gerçekleştirdiğinde 19 yaşında olmasından dolayı Gençlik Ceza Yasası uyarınca 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Michael P. ise ömür boyu hapse mahkûm edildi.


'Ciddi bir şekilde araştırılmadı'


Davada müdahil davacı olarak yer alan Yeşiller Partisi üyesi avukat Hans Christian Ströbele, o dönemde aşırı sağcı tehditle ilgili bulguların yeterince ciddi bir şekilde araştırılmadığı görüşünü savundu.

Ströbele "Gerek Anayasayı Koruma Teşkilatı, gerekse diğer kurumlar sadece birkaç yıl sonra Almanya'da aşırı sağ terörizmin bulunmadığına kanaat getirip bu yönde açıklamalar yaptı. Bugün şunu söyleyebilirim: Bu tehdit var olduğu halde dikkate alınmadı" şeklinde konuştu.

Benzer suçlamalar bugün aşırı sağcı Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütün işlediği cinayetler konusunda da yöneltildi.


'Başarısız olundu'


Hans- Christian Ströbele, Alman devletinin aşırı sağcı teröre karşı atılması gereken adımlar konusunda başarısız olduğunu belirtti.

Mölln Belediye Başkanı Jan Wiegels'in ise benzer olayların yeniden yaşanmaması için sosyal tedbirler aldığı açıklandı.

Mölln Belediyesi'nin aşırı sağ tehdide dikkat çekmek amacıyla birçok çalışma düzenlediği kaydedildi.

Okul projelerinde sık sık bu konuya yer verilerek, “Birlikte yaşamak” adlı dernek Müslüman cemaatle birlikte kültürlerarası organizasyonlar hayata geçirildi.

Wiegels “Bizim işimiz sadece geçmişe değil, aynı zamanda şu anda yaşadığımız zamana ve geleceğe bakmak” dedi.

(Deutsche Welle Türkçe)