Dünya

Almanya'da Selefiler'in sayısı artıyor

Yüzlerce gencin IŞİD saflarında savaşmak için Ortadoğu’ya gitmesi güvenlik güçleri ve okullar için çok ciddi bir sorun. Suriye’ye Almanya’dan savaşmak için gidenlerin sayısı 500 civarında. Yetkililer çözüm arıyor.

03 Temmuz 2014 20:39


Almanya’da gelişmekte olan radikal ve şiddet eğilimli İslamcı oluşumlarla ilgili bilanço ürkütüyor. Suriye’ye Almanya’dan savaşmak için gidenlerin sayısı yaklaşık 500. Bunların 100 kadarı Almanya’ya dönmüş durumdalar, yirmisi ise Ortadoğu’da hayatlarını kaybettiler. Son derece üzücü olan bu bilgi aynı zamanda, cihat yanlısı güçlerin Almanya’da ne kadar hızlı yayıldıklarının da bir göstergesi. Selefilik, heterojen karaktere sahip yeni bir fenomen. Topluluk içinde şiddete karşı, sadece işin ibadet yanını benimseyen kişiler olduğu kadar siyasi açıdan angaje olanlar ve hatta şiddet taraftarı olanlar da var. Aslında Almanya’da yaşayan Müslümanlar içinde şiddet eylemlerini savunanların sayısı yok denecek kadar az. Yaklaşık 4 milyon Müslüman içinde, Sünni çizgiyi savunan aşırı İslamcı Selefilerin şiddet yanlısı fikirlerini benimseyenlerin sayısının yaklaşık 5 bin 500 olduğu tahmin ediliyor.

Selefilik Alman toplumu için yeni bir kavram. Konu ile ilgili yürütülen tartışmalarda "İslamizm", "Selefilik", "Cihat" gibi kelimelerin küresel anlamları genelde birbirine karıştılıyor. Özellikle öğretmenlerin, polislerin ve bu alanda gençler ile çalışmalar yapan kişilerin ise sözkonusu kavramlar arasındaki farkı çok iyi bilmeleri gerekiyor ki Selefi akımları iyi değerlendirebilip buna karşı doğru tavrı alabilsinler. Kısa adı bpb olan Federal Politik Eğitim Merkezi bu konuyu enine boyuna tartışmak için uzmanların ve ilgililerin katılımı ile Bonn’da iki günlük bir toplantı düzenledi.

Selefilik hareketi aileden Müslümanlar arasında olduğu kadar bu dine yeni geçenler arasında da popüler kılan nedir? Berlin merkezli Demokratik Kültür Toplumu’nun, İslamizm ve Ultranasyonalizm Birimi Yöneticisi Claudia Dantschke: "Bazı gençler için bu gruplar ailenin yerini alıyor. Nereden gelmiş olurlar ise olsunlar, herkesin eşit olduğu bir ortamda saygı ve sahiplenilme duygusunu yaşıyorlar. Bütün karmaşık kimlik yapıları ortadan kaldırılarak herkese Müslüman, sadece Müslüman gözü ile bakılıyor. Grupların içindeki vaizler aynı zamanda örnek alınan, güven duyulan otoriter bir kimliğe sahip oluyor. Her konuda yardımcılar. Ne düşünülmesi gerektiğini bile belirliyorlar ve bu sayede sorumluluktan kurtarıyorlar gençleri."

'Cehennem azabı' ile korkutuluyorlar

Selefiler gençlere yalnızca dini bilgiler vermek ile yetinmiyorlar. Topluluğa katılanlar, vaizlerce anlatılanların tek ve tartışmasız doğru olduğuna inandırılıyor. Selefi çizgisini sorgusuz, sualsiz takip eden herkesin cennet ile mükafatlandırılacağı, otoriteye karşı gelenlerin ise cehennem azabından kaçamayacakları öğretisi sürekli yineleniyor. IŞİD’in bugünlerde Irak’ta elde ettiği başarı ve örgüt lideri Ebu Bekir El Bağdadi’nin halifeliğinde bir hilafet devleti ilanı kuşkusuz gençler arasındaki heyecanı daha da artıran etkenler. Claudia Dantschke, selefilerin sempatizanları arasında ilginç bir şekilde toplumun her katmanından ve hatta göçmen kökeni olmayan gençlerin bile olduğunu ifade ediyor. Dantschke’ye göre bu gençlerin tek ortak noktası, hepsinin dini konularda hiçbir bilgiye sahip olmamaları. Bonn’da gerçekleştirilen toplantıda Almanya çapında faal, Selefi hareketine karşı gençleri bilgilendiren 12 önleyici proje tanıtıldı. Bunların en başarılılarından biri Berlin’de çalışmalar yapan Ufuk adlı dernek.

Derneğin kurucularından Jochen Müller amaçlarının Selefilere katılan gençleri kurtarmak değil, Selefilerin hedefinde olan potansiyel gençleri bilinçlendirmek olduğunu belirtti: "Biz okullarda ve gençlik merkezlerinde bir araya geldiğimiz gençler ile konu hakkında tartışıyoruz. Dini açıdan, sınıfsal olarak, hangi mahallede nasıl bir toplumda yaşamak istediklerini irdeliyoruz. Edindiğimiz deneyimler gösteriyor ki, gençler kendileri düşünmeye ve konuşmaya başladıklarında, Selefi propagandasına karşı farkına varmadan kendilerini korumaya başlıyorlar."

Selefi hareketin ideolojisi sınır tanımıyor. Konu ile ilgili toplantının ikinci gününde gerçekleştirilen dört çalışma atölyesi meselenin Almanya dışındaki boyutu ile ilgilenilmesini sağladı. İngiltere, Hollanda ve Fransa’nın Selefilerle mücadelesi ve bu mücadelelerden Almanya’nın çıkarabileceği dersler ve Selefilerin Arap dünyasındaki potansiyeli bu çalışmalarda enine boyuna tartışıldı.