Dünya

Almanya'da hükümetin kader görüşmesi

Almanya'da hükümet son yılların en büyük siyasi krizi ile karşı karşıya. İçişleri Bakanı Seehofer'in istifa sinyali sonrası iltica politikasındaki çatlak aşılmaya çalışılıyor. Taraflar çözüm için Berlin'de masaya oturdu.

03 Temmuz 2018 00:46

Berlin'deki görüşme, hem görevde ilk 100 günü geride bırakan Merkel liderliğindeki hükümet hem de İçişleri Bakanı Horst Seehofer'in siyasi geleceği açısından önem taşıyor.

Hükümet ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD), devam eden CDU/CSU krizi nedeniyle üç ortağın da masaya oturacağı üçlü kaolsiyon komisyonu toplantısı yapılması talebinde bulundu. Toplantının CDU ve CSU'nun ortak görüşmesinin ardından geç saatlerde Başbakanlık'ta yapılması planlanıyor.

CDU ve CSU yetkileri, CDU Genel Merkezi'nde akşam saatlerinde bir araya geldi. Merkel ve Seehofer'le birlikte her iki gruptan 8'er kişinin yer aldığı görüşmeler öncesinde açıklama yapan İçişleri Bakanı, pozisyonundan geri adım atmaya niyetli olmadığı mesajını verdi.

Seehofer Süddeutsche Zeitung'a verdiği demecinde, Merkel'e yüklendi ve "Merkel'i başbakanlığa taşıyanın kendisi olduğunu belirterek, "Benim sayemde başbakan olan birinin görevime son vermesine izin vermeyeceğim" dedi.

Eski İçişleri Bakanı CSU'lu Hans-Peter Friedrich, devam eden CSU/CDU görüşmesi sırasında yaptığı açıklamada, her iki tarafın da ortak meclis grubunun devam ettirilmesi için gayret sarfettiğini ve kararlı olduklarını söyledi. Benzer açıklamalar Almanya'nın yalnızca bir tek eyaleti; Bavyera'da faaliyet gösteren CSU'lu diğer politikacılardan da geldi.

Öte yandan Sosyal Demokrat Parti meclis grubu da Salı sabahı için özel bir oturum talebinde bulundu.

Almanya'da hükümeti krizin eşiğine getiren Başbakan Angela Merkel ve İçişleri Bakanı Horst Seehofer arasındaki anlaşmazlığın aşılması için Meclis Başkanı Wolfgang Schaeuble de devreye girdi. Akşam saatlaerinde başlayan CD/CSU görüşmesinden önce iki partinin lideri meclis başkanı ile bir araya geldi.

Mülteci politikası konusunda yaşadıkları derin görüş ayrılıkları nedeniyle Alman hükümetini krizin eşiğine getiren anlaşmazlıkların aşılması için koalisyon ortağı Merkel ve Seehofer'in yapacağı görüşme öncesinde, iki partinin yönetimlerinden uzlaşma mesajı gelmişti.

Seehofer Pazar akşamı yaptığı açıklamada İçişleri Bakanlığı ve CSU Genel Başkanlığı'ndan istifa edebileceği gündeme gelmişti.

Seehofer'in çözüm planı

İçişleri Bakanı Seehofer'in Merkel ile başlıca anlaşmazlık konusu olan iltica politikaları konusunda bir plan hazırladığı gündeme gelmiş ancak bu planın detayları haftalarca kamuoyundan gizli tutulmuştu.

63 maddelik plan Pazar günü CDU'nun üst kadrosu ve eyalet grubuna sunuldu. Ardından medyaya da sızdı. Söz konusu mülteci planının özellikle 27. maddesi Hristiyan Birlik partileri arasında krize neden olan ana anlaşmazlık konusunu oluşturuyor. İlgili madde, başka bir AB ülkesinde iltica başvurusu yapmış ya da iltica etme niyetiyle kayıt altına alınmış kişilerin geri çevrilmesini öngörüyor.

22 sayfalık planın dikkat çeken diğer maddeleriyse, mültecilere yönelik ödemelerin yalnızca ayni yardımlar şekilde yapılması, iltica başvurusunda bulunanlara ilk 36 ay yerine azami ilk 15 ay boyunca temel ihtiyaçlarını karşılayabiliecek yardımların yapılması. Öngörülen Alman toplumuna uyum kurslarına katılmayan mültecilere yönelik yaptırımların artırılması gibi konular Seehofer'in planının çarpıcı maddeleri arasında yer alıyor.

Anlaşmazlığın nedeni

CDU lideri ve Başbakan Angela Merkel ile İçişleri Bakanı ve CSU lideri Horst Seehofer arasında bir süredir mülteciler ve iltica politikaları nedeniyle görüş ayrılığı yaşanıyor. Seehofer bir AB ülkesinde kayıt altına alınan veya iltica başvurusunda bulunan sığınmacıların Almanya'ya girişine izin verilmemesini talep ediyor. CSU lideri, Avrupa Birliği zirvesinde alınan mülteci politikasına ilişkin kararlara partisinin taleplerini karşılamadığı gerekçesiyle karşı çıkıyor.

Mülteci sorununa ulusal yerine Avrupa düzeyinde çözümü savunan Başbakan Merkel ise AB zirvesinde alınan kararların CSU'nun taleplerini karşılayacağı görüşünde. Zirvede dış sınırların daha iyi korunması, AB ülkeleri arasında sığınmacıların hareketinin engellenmesi, denizden kurtarılan sığınmacıların kabul edileceği merkezlerin oluşturulması yönünde kararlar alınmıştı.

DW,dpa/MK,ÖA

© Deutsche Welle Türkçe