Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin Ren Nehri üzerindeki ufak bir kasabası Monheim’ın Belediye Başkanı Daniel Zimmermann, kısa bir süre öncesine kadar hemen herkesin desteklediği bir politikacıydı. Genç Belediye Başkanı, yaklaşık 2 yıl önce oyların yüzde 94,6’sını alarak yeniden seçilmişti. Ancak kasabaya yapılması planlanan iki cami yüzünden başı, aşırı sağcı kesimle ciddi bir biçimde dertte. Zimmermann’ın elektronik posta adresini ele geçiren aşırı sağcılar bunu birçok internet sitesinde yayınlayarak, Zimmermann’a yönelik ülke çapında ciddi bir nefret kampanyası başlattı.
Yabancı ve İslam karşıtı oluşum Pegida ve sağ popülist AfD cephesinden “çok eşlilik, çocuk yaşta evlendirme ve kadınların ezilmesinin işbirlikçisi” olmakla suçlanan Zimmermann, iki Müslüman cemaate cami inşa etmeleri için ücretsiz arazi tahsis etme fikrinden vazgeçmeyeceğini duyurdu. Pegida ve AfD gibi hareketlerin açıkça toplumu kutuplaştırmaya çalıştığını kaydeden Belediye Başkanı, “Körüklenen bu İslam düşmanlığı beni yıldıramaz” diye konuştu.
Daniel Zimmermann, Belediye Meclisi’nin çarşamba günü projelere ilişkin nihai kararını vermesinin planlandığını, ancak şimdilik bu toplantının ertelendiğini kaydetti. Zimmermann “Tüm katılımcıların ellerine istenen bilgilerin geçmesi ve işin sonunda geniş bir katılımla konsepti devam ettirebilmek için” bu toplantının ertelendiğini belirtti.
"Monheim mucizesi"
2009 yılında henüz 27 yaşında iken Almanya’nın en genç belediye başkanı olarak göreve gelen Zimmermann, o dönemden bu yana kasabanın 120 milyon euroluk borcunu kapattığı gibi bunun çok daha fazlasını belediye bütçesine kazandırmayı da başardı. Birçok yeni istihdam alanı sağladı. 43 bin nüfuslu kasabada hâlihazırda ciddi yatırımlar yapılıyor. Zimmermann’ın bir öğrenci hareketi olarak başlayan siyasi partisi Peto, kasabaya yüzde 65 oranında bir ekonomik büyüme sağladı. Düsseldorf ve Köln’ün diğer kasaba temsilcileri 'Monheim mucizesi'ni çözebilmek için buraya akın ediyor.
Monheim‘da kurumlar vergisi radikal bir biçimde düşürülerek, kasaba bir nevi vergi cennetine dönüştü. Civar kentlerdeki hoşnutsuz şirketler buraya taşındı.
İki cami projesi
Kurumlar vergisi gelirleri birkaç yıl içerisinde katlanarak arttı. Ancak sıra bu parayı harcamaya gelince Zimmermann bir anda öfke ve eleştirilerin hedefi haline geldi. Zira uyum projelerine yatırım yapmak isteyen Belediye Başkanı, iki Müslüman cemaate 850 bin euro değerindeki araziyi ücretsiz olarak tahsis etmeyi planlıyor. Zimmermann bunun bir hediye olmadığını, tahsisin belirli koşullar altında yapıldığını vurguluyor. Örneğin bu koşullara göre bir cami minaresinin yüksekliği 20 metreyi geçemeyecek. Ayrıca her iki Müslüman cemaati, anayasaya bağlılık ve hoşgörü taahhüt etmekle yükümlü. Bu koşullar yerine getirilmezse, araziler yeniden belediyenin olacak. Camilerin inşası ise Müslüman cemaatlerin sorumluluğu kapsamında. Bu camilerden biri, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği DİTİB’e ait olacak, Katolik ve Protestan Kiliselerinin yakınına kurulacak.
Kasabanın çoğunluğu projeyi destekliyor
Geçen hafta perşembe günü projeyle ilgili halkın görüşünü almak üzere düzenlenen toplantıya kasabadan yaklaşık bin kişi katıldı. Katılımcıların yüzde 80’i projeye destek verdiklerini açıkladılar.Toplantıdan çıkan sonuç şu oldu: Sorun kasabaya cami inşa edilmesi değil, arazilerin tahsis edilmesi.
Belediye Meclisi’ndeki diğer üç muhalefet partisinin de Müslüman cemaatlerini kasabada uygun bir arazi vererek desteklemeyi istediklerini belirten Zimmermann, sadece ayrıntılar konusunda görüş ayrılıkları olduğunu kaydetti. Şimdiye dek elde edilen uzlaşıyı büyük bir başarı olarak niteleyen Belediye Başkanı, bu görüş ayrılıklarının da en kısa zamanda giderileceğini düşünüyor.