Almanya Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Klaus Tolksdorf, Almanya'da 8'i Türk 10 kişiyi öldüren Neo-Nazilerin yargılanacağı ve Türk gazetecilerin alınmadığı davaya değinirken "Biz utanıyoruz, Almanya'da bunların olabildiği için utanıyoruz" dedi. Tolksdorf, "Gerçekten bu işi beceremedik. Olmadı. Güvenlik kurumları işlerini doğru yapsaydı en azından işlenen suçların bazıları engellenebilirdi " diye konuştu.
Yargıtay Birinci Başkanı Ali Alkan, Almanya Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Klaus Tolksdorf ve her iki ülkenin Yargıtay üyeleri İstanbul'da buluştu. Kültür Üniversitesi Ceza Hukuku Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen ' Çocuk ve Hukuk, Türkiye'de Kadın Cinayetlerine Bakış, Kadına ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddete Karşı Hukuki Yaptırımlar ' başlıklı panelde Yargıtay üyeleri kadına karşı şiddetle ilgili sorunları ve çözümleri masaya yatırdı.
'Terör bir insanlık suçudur'
Panelin açılışında bir konuşma yapan Yargıtay Birinci Başkanı Ali Alkan, "Avrupa ülkeleri arasında en çok vatandaşımızın yaşadığı ülke Almanya'dır. Ticari, siyasi ve benzeri her açıdan var olan ilişkilerin yargı alanında da geliştirilmesi en büyük temennimdir. Şimdiye kadar yüksek yargı düzeyinde bu konferanslar dışında farklı programlar içeren çalışmalar sözkonusu olmamıştır " dedi.
Alman Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Klaus Tolksdorf'un terörle ilgili cümlelerine de değinen Alkan, "Sayın başkan terörle ilgili üzüntülerini bildirdi. Biz terörü 30 yıldır yaşıyoruz. Terör bir insanlık suçudur. Bu konuda işbirliğinin artırılması sona erdirilmesinde tamir olacaktır. Biz terörü sona erdirmek için yeni bir süreç başlattık. İnşallah olumlu sonuç alacağız " diye konuştu.
'Şiddet sadece kadının değil toplumun bir sorunudur'
Kadına yönelik şiddetle ilgili de konuşan Alkan, şunları söyledi;
"Kadına yönelik şiddet aile içinde özellikle çocuklara olumsuz şekilde yansıyacak ve çocuklarımız bunları geleceğe de taşıyacaktır. Şiddet ve kaba kuvvet aciz ve zalimliğin bir yansımasıdır. Kadına karşı şiddet sadece kadınların değil tüm toplumun sorundur. Sorunun çözümünde kişisel ve toplumsal olarak hepimizin üzerine düşen görevler vardır. Kadınla ilgili sorunlarda yargıya lişkin olanları en kısa zamanda çözmeyi hedefledik. Yargı sorunun çözümünde her türlü katkıyı yasa çerçeve içinde vermektedir, vermeye de devam edecektir. Kadına yönelik her türlü şiddete sıfır tolerans göstermekteyiz. Ancak bu sorunun yargının tek başına çözeceği bir sorun değildir. Şiddetin sonlandırılması ya da azaltılması kadının sorunlarının çözülmesi, insani değerlerin bireyler arasında geliştirilmesi ve yaygınlaştırılmasıyla mümkün olabilir. "
Alaman yargıtay başkanından Neonazi davası değerlendirmesi
Almanya Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Klaus Tolksdorf da yaptığı konuşmada, Almanya'da 8'i Türk 10 kişiyi öldüren Neo-Nazilerin yargılanacağı ve Türk gazetecilerin alınmadığı davaya değindi. Tolksdorf, "Biz utanıyoruz, Almanya'da bunların olabildiği için utanıyoruz" diye konuştu. Tolksdorf, "Yüksek Mahkemenin verdiği kararla bu olumsuzluğun düzeltildiğini anlatan Tolksdorf, "Almanya'da medya temsilcilerinin duruşma salonunda dağılımını fark etmişsinizdir. Türkiye'de de yansımalarını buldu. Burada da tepkilere neden oldu. Türk basın mensuplarına duruşma salonunda yer verilmemesi hayretle karşılandı. Tepki gösterilmesini ben de doğru buluyorum. Ancak Alman Yüksek Mahkemesi, yabancı basın mensupları için yeni düzenleme yaptı. Bu tartışmalar kamuoyunda da büyük rahatlama sağladı. Münihli hakimler de yüksek mahkemenin bu kararından mutlu olmuştur" şeklinde konuştu.
Tolksdorf, davanın uzun yıllar süreceğini söyleyerek, hakimlerin bu konuda hata yapmak istemediğini belirtti. Klaus Tolksdorf, duruşmanın tiyatro salonu ya da benzeri bir alanda yapılmasına yönelik tekliflere karşı olduğunu da sözlerine ekledi. Hakimlerin aldığı 'duruşma salonunda yapılsın' kararını desteklediğini belirten Tolksdorf, "Davalar duruşma salonlarında yapılır. Diğer türlü olursa şov haline gelebilir. Davanın gidişatı hakkında kamuoyu elbette bilinçlendirilecektir. Medyaya her türlü desteğin verilmesi gerekir. Ancak ceza davalarının amacı nedir ? Suçlanan kişinin suçu tespit edilir, edilmez gerçek olaylar ortaya çıkarılması gerekir. Duruşma salonları bununun için daha uygundur" dedi.
'Gerçekten bu işi beceremedik'
Konuşmaların ardından soru cevap bölümüne geçildi. İlk olarak Alman Yargıtay Başkanı Prof. Dr. Klaus Tolksdorf'a Almanya'da görülen Neo Nazi davasıyla ilgili bir soru soruldu. Tolksdorf, "Alman güvenlik görevlilerinin bir ihmali olduğu, hata yapıldığını tespit ediyoruz. Gerçekten bu işi beceremedik. Olmadı. Güvenlik kurumları işlerini doğru yapsaydı en azından işlenen suçların bazıları engellenebilirdi. Utandığımızı söyledim. Bu utancımız bir kez daha artıyor. Kolluklarımızın ihmalini görünce bu utancımız bir kez daha artıyor. Sorunuzun bir diğer yönü de var. ' Dava uzun mu sürecek ? ' dediniz. Bir ceza davasında sadece orada suçlunun bireysel suçu tespit edilebilir. Suçlanan kişi son derece ağır suçlarla suçlanıyor. Sadece o olayın araştırılması gerekiyor. Bu son derece zor bir görevdir. İddianamenin kapsamlı ve uzun olmasından bahsettiniz, bu bir 'puzzle', uzun sürecek, kapsamından dolayı uzun sürecektir " şeklinde yanıt verdi.
Haksız tahrik indirimi tartışması
Ardından ' Kadın cinayetlerinde faile haksız tahrik indirimi uygulanmalı mı ? ' sorusu yöneltildi. Konuyla ilgili soruya yanıt veren Yargıtay 1. Ceza Dairesi üyesi Muzaffer Özdemir, şöyle konuştu:
"Başka bir tarafı boşanma nedeni olup olmaması bizi çok ilgilendirmiyor. Bu davranış diğer eşe karşı haksızlık içerip içermemesi konusunda tahrikin genel uygulamasına bakmak lazım. Birbirine daha basit sözle bir kişi bir kişiye 'eşek' dese biz buna da haksız tahrik uyguluyoruz. Bunun karşı tarafta yarattığı etkide eşinin sadakatsizlik yaparak yaratmadığını düşünemiyoruz. O seviyeye gelebilir miyiz, bilemiyorum. Tahrik müessesesini çok boyutlu ele almak lazım. Basit bir hakaretten dolayı her gün birçok insanın 10 - 20 kere söylediği hareketten dolayı bu kadar ceza indirimi yapılmasını doğru bulmuyorum. Hukukumuzda durum bu. Tahriki sınırlandırılması gereken, kusur azaltan bir neden olarak uygulamak gerektiğini düşünüyorum " diye yanıt verdi.
Toklsdorf ise, "Almanya'da sadakatsizlik kadına yönelik öldürmede haksız tahrik olarak kabul ediliyor mu ? ' sorusuna "Sadakatsizlik hiçbir şekilde bir sebep değildir. Bir insanı öldürmek için sadakatsizlik asla bir sebep olmaz, olamaz da. Belki ceza miktarının tespiti sırasında gözönünde tutulabilir " dedi. İstanbul Üniversitesi 'nden Prof. Dr. Adem Sözüer ise, haksız tahrik indirimiyle ilgili olarak, " Bazı yerlerde uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Cezalarımız çok yüksek olduğu için burada da düşünülmesi gereken başka birşey var. Dolayısyla haksız tahrik uygulamalarında biraz daha otomatiğe bağlanmış uygulamalardan uzaklaşmak gerekir diye düşünüyorum " şeklinde konuştu.