Dünya

Almanya notları...

27 Şubat 2009 02:00
Gürsel Köksal bildiriyor...

* “Bizi susturmak istiyor”: Berlin'de yayınlanan Tagesspiegel gazetesinin Doğan Yayın Holding'e vergi cezasıyla ilgili haberin başlığını Aydın Doğan'ın Başbakan Erdoğan'la ilgili sözleri oluşturuyor. Aydın Doğan'ın, Doğan Grubu'na bağlı gazetelerin ve muhalefetteki politikacıların vergi cezasını basın özgürlüğüne saldırı olarak gördüğüne dikkat çekilen haberde, başbakanın sık sık taraftarlarını Doğan Grubu medyalarına karşı boykot çağrısı yaptığı belirtildi.

Gerilimin Doğan Grubu medyalarında Başbakan'ın oğlu ve geliyle ilgili yayınlardan sonra başladığının ileri sürüldüğü haber, “Ancak başbakan ve işadamı arasındaki tartışmada her şeyden önce Doğan değil, Erdoğan eksi puanlar alıyor. Türk başbakan özellikle eleştiri kaldıramak özelliğiyle tanınıyor. Geçen dönemde birçok kez karikatüristlerle mahkemelik olmuştu. Doğan, Başbakan'ın özgür medyaya tahammül edemediğini belirtiyor.

* Alman gazeteleri Amsterdam'daki uçak kazası birinci sayfadan gördü ve haberlere geniş yer verdi. Süddeutsche Zeitung, Bild, Frankfurter Allgemeine Zeitung'daki haberlerde kazayla ilgili ayrınlara ve kazanın nedenleri üzerine söylentilere ağırlık verilirken, bazı gazetelerde de bunun yanısıra THY'yle son gelişmelere ve THY uçaklarıyla ilgili kaza istatistiklerine değinilip, güvenirliğiyle ilgili kuşkular olduğu öne sürüldü.

Financial Times Deutschland'ın haberinde THY uçaklarının 25 yılda 6 uçak kazası geçirdiği belirtilerek, kazadan sonra güvenlik endişelerinin öne çıktığı savunulurken, Frankfurter Rundschau'nın “Türk Hava Yolları – Birçok başarı, ama çok sayıda da kurban” başlıklı haberinde THY'nin mali olarak atılım içinde olduğu vurgulandıktan sonra, “Ama uçakları sık sık felakete yol açıyor” iddiasında bulunuldu. Haber dergisi Stern'in internet portalındaki haberin başlığı ise şöyle: “THY ne kadar güvenilir?”.

* “Bilinmeyen bir dilde provokasyon”. DTP Genel Başkanı Ahmet Türk'ün “Dünya Anadil Günü” vesilesiyle partisinin TBMM Grubu'nda Kürtçe konuşmasıyla ilgili gelişmeler, Alman medyasında geniş yer buldu. Frankfurter Allgemeine Zeitung'un (FAZ) “Bilinmeyen bir dilde provokasyon” başlıklı haberinde Türk'ün “hedefli provokasyonu”yla hükümeti yerel seçimlerden kısa bir süre önce sınandığına değindikten sonra “Başbakan nasıl tepki göstersin? Türk seçmenleri kaybetmemek için sert ve keskin mi, yoksa Kürt seçmenleri kaybetmemek için ılımlı mı?” denildi.

Türk'ün “Devlet Kürtçe konuşabiliyor, ancak Kürtlere yasak” dediğine işaret edilen yazıda, Kürtçe'nin TBMM tutanaklarına “bilinmeyen bir dil” olarak geçtiğine işaret ediliyor. Welt gazetesinde yer alan “Skandal: Milletvekili Türk parlamentosunda Kürtçe konuştu” başlıklı haberde Türk'ün “provokasyonu”nun AKP'nin önde gelen isimleri ve TBMM Başkanı Toptan tarafından sert bir biçimde kınandığı, ancak muhalefet partilerinden CHP ve MHP'nin ise sadece Türk'ü değil, “Kürtçe modasını başlatan” hükümeti de suçlu ilan ettiğine dikkat çekildi.
Gözlemcilerin artık DTP'ye karşı kapatma davasının hızlanmasını bekledikleri kaydedildi.

* Süddeutsche Zeitung da porte köşesi “Profil”de bugün Ahmet Türk'ü tanıttı. TRT'nin Kürtçe yayınlara başlaması, Bilgi Üniversitesi'nde Kürtçe derslerinin başlaması gibi gelişmelere işaret edilip, Türk'e yönelik tepkilerle ilgili olarak “dil histerisi giderek daha da absürd bir hal alıyor” denildi. Yazıda “ılımlı bir Kürt politikacı” olarak tanıtılan Türk'ün ailesinin 1935'ten bu yana bu soyadını taşıdığına değinildikten sonra, soyisim zorunluğu getirildiğinde Türkiye'deki birçok azınlığın isimlerinin “Türkleştirildiği”ne işaret edildi. Tüm haber ve yazılarda 1991'de Leyla Zana'nın TBMM'deki benzer çıkışına geniş yer verildi.

* Almanya'da medya-siyaset tartışması yoğunlaştı. Bugün de Süddeutsche Zeitung ve Frankfurter Rundschau, başta Roland Koch olmak üzere Hıristiyan demokrat politikacıların Almanya'nın en büyük kamusal televizyon kanallarından ZDF'in yönetimine müdahale girişimleriyle ilgili tartışmalara geniş yer ayırdılar. Her iki gazetede yer alan haber ve makalelerde, ZDF'in Genel Yayın Yönetmeni Nikolaus Brender'in görev süresinin uzatılmasına karşı çıkan Koch'un buna gerekçe olarak gösterdiği başarısızlık tezine karşı çıkılıyor.

Hans Leyendecker ve Fritz Pleitgen gibi saygın gazeteciler de kaleme aldıkları yazılarda, Koch'un yaklaşımını eleştiriyorlar. Bu arada Süddeutsche Zeitung'un sorularını yanıtlayan Brender de kendisiyle ilgili başarısızlık iddiasının kanıtı olarak gösterilen rating rakamlarının yanlış olduğunu kaydettikten sonra, ancak asıl önemli olan ZDF'in haber programlarının kalitesini koruyarak, tüm diğer haber programlarından daha yoğun izlendiğini savunuyor.

ZDF'in genel yayın yönetmeninin durumunun karara bağlanacağı 14 üyeli ZDF İdare Konseyi'ndeki 5'te 3'lük CDU çoğunluğunun, ZDF Genel Müdürü Schaechter'in önerisini reddedip, Brender'in görev süresi uzatmama olasılığı ağırlık kazanıyor. Tartışmaların yoğunlaşması üzerine İdera Konseyi'nin Başkanı SPD'li politikacı Kurt Beck de devreye girerek, Başbakan Merkel'i suçladı. Beck, Koch'un particilik yaparak, ZDF'in yönetimini belirleme çabalarının Merkel tarafından yönlendirildiğini ileri sürdü ve Brendel'e “çok iyi bir gazeteci” övgüsünde bulundu.

* Springer Grubu, tarihinin en büyük karını yaptı. Ekonomik krize rağmen 2008 yılında 571.1 milyon euro kar ettiği açıklanan medya grubunun cirosunun da bir önceki yıla göre % 5.8 artarak, 2.73 milyar euroyu bulduğu belirtildi. Grubun amiral gemisi Bild'in birinci sayfadan verdiği habere göre kar artışı özellikle internet alanındaki girişimlerden kaynaklanıyor. Konuya geniş yer veren Financial Times Deutschland'ın haberinde de grubun karının büyük miktarda artmasının gözlemcileri şaşırttığı vurgulandı.

* Londra'daki Sotheby's müzayede evinde 4 Mart'ta gerçekleştirilecek Çağdaş Türk Sanatı Müzayedesi, Zeit gazetesinin magazin ekinde geniş yer buldu. İstanbul Biennali sayesinde çağdaş Türk sanatının geniş bir kesimde tanındığına değinilen haberde, “Ancak bunun için belirgin bir alıcı kesiminin bulunduğu şimdiye kadar bilinmiyordu” denildi. Orhan Pamuk'tan “Türkler müzelerinde batıdan alınmış resimleri değil, kendi yaşamlarını görmeli” alıntısının da yapıldığı yazıda ilk kez gerçekleştirilecek müzayedeki eserlerin kalitesi ve çeşitliliği, “herşeyden önce de sanatçıların bağımsızlığı”nın çok etkileyici olduğu vurgulanıyor.

Kısa bir süre önce de Handelsblatt gazetesi, çağdaş Türk sanatını Almanya'da sergilemeyi hedefleyen 'Tanas' projesini tanıtmıştı. Adını, sanat sözcüğünün tersten yazılmış halinden alan projeyi daha önce aralarında İstanbul Biennali'nin de yer aldığı 6 dev sanat etkinliğini organize eden Alman galerici ve kürator Rene Block yönetiyor. Almanya'nın başkentinde 1.500 metrekarelik alanda, Koç Vakfı'nın desteğiyle yürütülecek proje, sadece sadece çağdaş Türk sanatçılarının eserlerinin sergilenmesini değil, aynı zamanda onların monografilerinin yayınlanmasını da kapsıyor. 

gürsel.koksal@dogan-media.com
Dogan Media International / Frankfurt



26 Şubat 2009
25 Şubat 2009
24 Şubat 2009
20 Şubat 2009
19 Şubat 2009
18 Şubat 2009
17 Şubat 2009