Almanya’nın Ankara Büyükelçisi Martin Erdmann, Türkiye Avrupa Birliği ilişkilerine ilişkin olarak "Dünyanın mevcut konjonktüründe Almanya ile Türkiye’nin ya da AB ile Türkiye’nin birbirinden kopması, ilişkilerini noktalaması gibi bir lüksleri bulunmadığını söyleyen Erdmann, “Biz işbirliği yapmak mecburiyetindeyiz, aynı zamanda yapmak da istiyoruz. Almanya olarak Türkiye’nin AB müzakerelerinin dondurulması veya durdurulmasını kesinlikle istemiyoruz. Müzakereleri bir kere dondurursak, bitirirsek, tekrar müzakere ortamına geri dönüş çok zor olacaktır" diye konuştu.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdmann, "Türkiye’nin dış ticaretinin yarısının AB ülkeleriyle yapıldığını kaydederek, “Zaman zaman Türkiye için Çin, Rusya gibi alternatiflerin olduğu yazılıyor. Bunlar aslında fanteziden ibaret. Türkiye ekonomisi Avrupa ile iç içedir. Başka bir çare aramak pek mantıklı değil. Türkiye Cumhurbaşkanı ile Rusya Devlet Başkanı’nın yeni nükleer santralın temelini attıkları günün ertesinde söylüyorum bunu” ifadesini kullandı.
Habertürk'te yer alan habere göre, Başbakan Binali Yıldırım’ın Almanya ziyareti ve gazeteci Deniz Yücel’in serbest bırakılmasının iki ülke ilişkilerinde yeni bir sayfa açıp açmadığı sorulan Erdmann, “Uçağın üstündeki buzlar çözüldü, uçak havalanmaya başladı aslında. İyi bir zeminde ilerlediğimizi söyleyebilirim. Her ne kadar yeni kurulan hükümet Türkiye politikasını detaylandırmamış olsa da bu olumlu havayı bundan sonra da sürdüreceğinden, yapıcı bir siyaset izleyeceğinden eminim” yanıtını verdi.
"AB yeni şartlar sürmüyor"
Türkiye’nin Afrin’e yönelik operasyonuyla ilgili soru üzerine Erdmann, “Türkiye, terör saldırılarına karşı kendini savunma hakkına sahiptir. Afrin’in ele geçirilmesi gerçeğinin de terörle mücadelenin bir parçası olabileceğini değerlendiriyoruz. Türk askerinin Suriye topraklarındaki varlığı geçici olmalı, operasyon neticesinde mutlaka geri çekilmesi gerekiyor” yorumunda bulundu.
“Serbest vizelerle ilgili olarak sözümüzü tutmak istiyoruz” diyen Erdmann, şöyle devam etti: “Vize serbestisinin elde edilmesini, sonuca ulaşmasını istiyoruz. Yürürlüğe girebilmesi için AB’nin 40 maddelik yol haritası var. Çoğu Türkiye tarafından yerine getirildi, 6 eksiğimiz var. En önemlisi, Terörle Mücadele Yasası’yla ilgili değişiklik yapılması. Eksik maddeler yerine getirildikten sonra bu konuda bir sonuca ulaşılacağını düşünüyorum. AB’nin yeni şartlar ileri sürmediğini özellikle söylemek istiyorum.”
"Darbeden kim sorumluysa en ağır şekilde cezalandırılmalı"
Almanya’ya kaçan FETÖ mensuplarının iadesiyle ilgili olarak da Erdmann şunları söyledi: “Almanya ve Avrupa olarak Gülen hareketinin 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili nasıl bir rol üstlendiği, nasıl bir etkisinin olduğunu anlamakta zorlandık. Elbette üye olan kişilerin cezalandırılması konusunda Türk tarafıyla görüşme yapmaya hazırız. İadesi istenen kişilerle ilgili bizzat o kişinin bu suçu işlediğine dair bir kanıt, belge olması gerekiyor. Alman yargısının devreye girebilmesi için sadece ‘Bu kişi bu hareketin üyesidir, cep telefonunda haberleşme programı yüklüydü ya da bankada hesabı vardı’ demek yetmiyor.”
Büyükelçi Erdmann, “Darbe girişimi, güçlü Alman istihbaratının raporlarına göre sizce kimler tarafından yapılmıştır?” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Fethullah Gülen, uzunca süre mevcut iktidarla birlikte yürüdü. Böyle bir ortamda biz yabancıları mazur görmeniz gerekiyor. Bu kadar yakın işbirliği sürerken bir ortağın bir anda terör örgütü haline gelmesini hemen idrak etmemiz beklenmemeli. Geç anlamış olabiliriz ama şu anki konumumuz itibarıyla anlamamış, şüphe duyduğumuz anlamına da gelmesin. Gülen ile ilgili ABD de yaptırım uygulamış değil...” Büyükelçi, “Almanya Fethullah Gülen’i terörist olarak görmüyor mu? Darbenin FETÖ tarafından yapılmadığını düşünüyor mu?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Her kim bu darbe girişiminden sorumluysa, katkısı olduysa en ağır şekilde cezalandırılması, hesap vermesi gerekiyor.
Erdmann’a yöneltilen sorular içinde, Türkiye’nin Almanya’dan istediği Gülen Cemaati mensupları önemli bir yer tuttu. 15 Temmuz darbe girişimini anlamaya çalıştıklarını belirten Almanya Büyükelçisi, “İadesi istenen kişiler hakkında o kişinin bireysel olarak o suçu işlediğine dair kanıt olmalı” vurgusunu yaptı. Bir gazetecinin, “Bu kadar güçlü bir istihbarat örgütü olan bir ülkesiniz. Bir Papua Yeni Gine değilsiniz” diyerek 15 Temmuz darbe girişimi ile Gülen Cemaati arasındaki ilişkiye dikkat çektiği soru karşısında ise, bir süre öncesine kadar Gülen Cemaati ile iktidar arasındaki güçlü ortaklığı hatırlatarak, “Takdir edersiniz ki bu ilişkiler bozulduktan sonra ortaya çıkan durumu bizim hemen idrak etmemiz beklenmemeli” dedi ve “Fethullah Gülen, ABD’de. ABD, Papua Yeni Gine mi?” yanıtını verdi.