Alman iç istihbarat birimi Anayasayı Koruma Teşkilatı'nın Hamburg Eyalet Dairesi, Hamburg Senatosu'nun G20-Özel Araştırma Komisyonu'na yaptığı açıklamada, 6-7 Temmuz tarihlerinde Hamburg'da düzenlenen G20 zirvesi öncesi medya mensuplarının güvenlik incelemelerinde hata yapıldığını teslim etti. Zirve öncesinde güvenlik gerekçesiyle toplam 32 gazetecinin akreditasyonu iptal edilmişti.
Teşkilatın Hamburg Eyalet Dairesi Yöneticisi Torsten Voß, G20 zirvesi öncesinde güvenlik konusundaki endişeler nedeniyle beşi medya temsilcisi olmak üzere 25 kişinin adını Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı'na bildirdiklerini söyledi. Voß, bir gazetecinin kişisel bilgilerinin anlaşılır nedenlerle veri bankasına kaydedilmiş olduğunu, ancak diğer gazetecinin verilerinin gereksiz yere kaydedilmiş olduğunun anlaşıldığını söyledi. Voß, geri kalan diğer üç medya mensubuna ilişkin ise herhangi bir kayıt yapılmadığını açıkladı. Yönetici, teşkilattaki kalite standartlarının artırılması için şu anda bir çalışma grubu oluşturulduğunu da belirtti.
Dokuz gazeteci mahkemeye başvurmuştu
G20 zirvesi öncesinde akreditasyonu iptal edilen medya mensupları arasında bulunan Hamburglu kameraman Frank Bründel'in adı istihbarat birimlerince yanlışlıkla şiddet yanlısı bir grubun destekleyicisi olarak kayıtlara geçirilmişti. Bu gazetecilerden, aralarında Hamburg'da yayımlanan "Avrupa Postası” adlı gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Adil Yiğit'in de bulunduğu dokuz gazeteci akreditasyon iptallerinin yasalara uygun olup olmadığının tespit edilmesi için Berlin İdari Mahkemesi'ne şikayet başvurusu yapmıştı.
G20-Özel Araştırma Komisyonu'nun Sosyal Demokrat Parti ve Yeşiller Partili temsilcileri, Federal Basın Dairesi ile Federal Emniyet Dairesi yetkililerinin toplantıya katılımlarını son anda iptal etmelerini üzücü bulduklarını açıkladı.
Geçen Eylül ayı başında da Federal Emniyet Teşkilatı Başkanı Holger Münch G20 zirvesi sırasında bazı medya akreditasyonlarının iptal edilmiş olması dolayısıyla özür dilemiş, dört vakada zirveye giriş izinlerinin bazı işlem hataları nedeniyle haksız olarak iptal edilmiş olduğunu belirtmiş ve bunun çok üzücü olduğunu, basın özgürlüğüne bu tür müdahalelerin olmaması gerektiğini söylemişti.
dpa, dw, ÇA/BK
© Deutsche Welle Türkçe