Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras'ın seçimlerden önceki sert üslubunu değiştirip, daha yumuşak bir siyaset izleyeceğini düşünenler yanıldı. 40 yaşındaki Başbakan, bakanlar kurulunun ilk toplantısında ilk icraat olarak özelleştirme uygulamalarına son verdiklerini açıkladı. Oysa özelleştirme, Yunanistan'ın kredi aldığı ülkelere yönelik bir taahhüdüydü. Yani Tsipras ilk icraat olarak sözleşme ihlali şeklinde tanımlanabilecek bir adım atmış oldu.
Alman Sanayi ve Ticaret Odası (DIHK) Ekonomi Dairesi Yöneticisi Alexander Schumann, Alman ekonomi çevrelerinin Tsipras'ın açıklamarından endişe duymadığını söylüyor. Yunanistan'ın Almanya açısından ticari öneminin çok büyük olmadığını belirten Schumann, şöyle konuşuyor: "Yunanistan, Almanya için yatırım ve üretim merkezi ya da ithalat noktası değil. İthalat ve ihracaat bakımından da Almanya için öyle çok önemli değil."
Deutsche Bank Avrupa Uzmanı Nicolaus Heinen de Yunanistan'daki siyasi değişimin Alman ekonomisine etkisinin büyük olmayacağını savunuyor. Tsipras hükümetinin seçimlerden önce vaat ettiği ekonomi polikasını uygulaması halinde ülkenin genel ekonomik yapısının bundan etkileneceğini ifade eden Heinen, Almanya'nın ise yüzde 0,5'lik ihracat gerçekleştirdiği Yunanistan'da yaşanacak ekonomik çalkantılardan neredeyse hiç etkilenmeyeceğini vurguluyor.
Almanya'nın yatırımları
Almanya Merkez Bankasa verilerine göre Almanya'da 2012 yılında yurtdışı yatırımlarından sadece yüzde 0,3'ü Yunanistan'a yapıldı. Siemens ve Allianz gibi büyük Alman şirketleri Yunanistan'da temsilciler nezdinde varlıklarını sürdürüyor. Ama ana şirketlerine getirdikleri kar çok düşük. Almanya'nın Yunanistan'daki en büyük yatırımı Deutsche Telekkom'a ait. Deutsche Telekom 2008'de ülkenin en büyük telekomünikasyon şirketi OTE'nin hiselerinin yüzde 40'ını, 4,2 milyar euroya satın aldı. Ama Telekom bu işten yüklü miktarda zarar etti.
Atina'daki siyasi gelişmeler şu sıralarda en çok Alman Fraport şirketinin uykularını kaçırıyor. Çünkü Frankfurt Havaalanı'nı işleten Fraport bundan iki ay önce Yunanistan'daki 14 havaalanı işletmesini 40 yıllığına devralacağını açıklamıştı. Devir işlemlerinin sonbahara kadar tamamlanması bekleniyor. Ama yeni Yunan hükümetinin bu konudaki tavrı ne olacak onu bilen yok. Bekleyip görmek gerekiyor.
Alman Sanayi ve Ticaret Odası temsilcisi Alexander Schumann da Yunan hükümetinin icraatlerini bekleyip, sonuçlarını görmek gerektiğini düşüşünlerden. Schumann, "Eğer sayın Tsipras, sorunun özelleştirmeyle çözülmeyeceğini düşünüyorsa, öyle düşünebilir, bu onun hakkıdır. Sonuçta ülkesinin başına seçimle gelmiş en yetkili temsilci, yöneticidir. Elbette başka yollar da adayabilir" diyor.
Tsipras başkanlığında kurulan yeni hükümet Euro Bölgesi'nde kalmak istediğinin sinyallerini verirken, daha çok tasarruf politikaları nedeniyle Avrupa ülkelerinin reform taleplerine tepkili. Hatta yeni hükümet, iş başına gelmeden önce işlerine son verilen kamu çalışanlarını yeniden işe alacağını açıklamıştı.
"Tsipras spekülasyon yapıyor"
Bonn'da bulunan Alman hükümetine bağlı yatırım ve dış ticaret ajansı Germany Trade & Invest'ten Ahmet Çekinkaya, Tsipras'ın spekülasyonlara başvurarak destek aradığını düşünüyor. Çetinkaya, "Tsipras, spekülasyon yaparak diğer ülkelerden ve Euro Bölgesi'nden destek göreceği izlenimi uyandırmaya çalışıyor" diyor.
Çetinkaya, İtalya, İspanya ve Fransa'nın da Yunanistan gibi ekonomik kriz nedeniyle kemer sıkma politikalarından çok çektiğini belirterek, Euro Bölgesi'nden bu nedenle bir destek beklentisi olduğuna işaret ediyor ve "Böylece AB'nin Yunanistan'a bir şekilde kolaylık sağlayıp, rahat nefes almasına yol açabileceği düşünülüyor" şeklinde konuşuyor.
Tsipras'ın işi ne kadar zorsa AB'nin işi de o kadar zor olacak. Çünkü AB bir yandan Yunanistan'ı gözden çıkarmamaya gayret gösterirken, bir yandan da ekonomik krizle boğuşan ülkelerin de Yunanistan'ı örnek almaması için çabalayacak.