Gündem

Alman basınından özetler - 10.06.2016

Alman basınında Ermeni soykırımı tasarısının kabulü sonrası Türkiye ile ilişkilerin gerilmesi ve İsrail'deki son saldırı öne çıkıyor.

09 Haziran 2016 23:06


Braunschweiger Zeitung Türkiye ile ilgili tartışmaları ele alıyor ve Türkiye ile ilişkilerin önemine vurgu yapıyor:

“Akıllı bir politika bu durumda Erdoğan'a açıkça sınırları gösterecek ve aynı zamanda Türkiye ve Almanya'daki ılımlı Türk toplumunu temsil eden güçlere de hitap edecektir. Sonuçta iki ülke arasındaki bağlar çok güçlü. Alman ve Türk pasaportu sahibi milyonlarca Türk kökenli vatandaş, ekonomi ve toplumumuzun taşıyıcı güçlerinden oldu. Türkiye NATO'da önemli bir partner ve Ortadoğu'daki mülteci dramında anahtar bir rol oynuyor. Recep Tayyip Erdoğan'ın şartlarına göre olmasa da, bu büyük, gururlu, güzel ülke ve insanları, partnerimiz olarak kalmak zorunda.“

Lüneburg'da yayımlananLandeszeitung ise Türkiye ile ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Türkiye ve Almanya arasındaki diplomatik soğuk savaş tırmanıyor çünkü iki anlaşılmamış kesim karşı karşıya: Avrupa'da hiçbir ülke terörden Türkiye kadar çekmedi ve bu nedenle haklı olarak kendisini yalnız bırakılmış hissediyor. Hiçbir ülke Almanya kadar başarılı bir biçimde kendi karanlık geçmişinin üstesinden gelme ve demokrasi inşa etmede bu denli örnek olamadı. Onların kuralları Recep Tayyip Erdoğan'a yabancı görünüyor. AB, mülteci politikasını tehlikeye atmamak için, üyelik müzakereleri algısını devam ettirebilir. Ancak Türkiye'nin Avrupa değerlerine gerçekten yakınlaşması ancak Erdoğan'ın görevden ayrılmasından sonra olacaktır.“

Straubinger Tagblatt/Landshuter Zeitung, Almanya'daki Türk kökenli milletvekillerine yönelik eleştirileri ele alıyor:

“Federal Meclis'te daha Ermeni Soykırımı oylaması öncesinde de Türk kökenli milletvekilleri ölüm tehdidi alıyordu. O dönemden beri daha da arttı. Bazıları Recep Tayyip Erdoğan'ın milletvekillerinin kanlarını test ettirmeleri talebini gizli bir çağrı olarak görüyor. İşin komik tarafı da burada bitiyor. Yabancı bir ülkenin cumhurbaşkanının bu ülkenin özgür seçilmiş milletvekillerine teröristlerin uzantısı diye hakaret etmesi mümkün olamaz. Erdoğan bu açıklama ile kırmızı çizgiyi aştı.“

Frankfurter Rundschau, İsrail'in Tel Aviv kentinde Filistinlilerin düzenlediği silahlı saldırıya ilişkin bir yoruma yer veriyor:

“Tel Aviv'in işlek caddesindeki silahlı saldırı, IŞİD'in sonbaharda Paris'te düzenlediği saldırıları hatırlatıyor. Tabii farklılıklar var. Fransa ve Belçika'dan farklı olarak IŞİD‘in emriyle uluslararası, uzun vadede planlanmış eylemler değil. Kendi kendine hareket eden iki genç Filistinlinin eylemi. Bu, dört kurbanın yakınları ve yaralılar için bir teselli değil. Ancak yine de terörü önleme açısından bu ayırım önemli. Batı Şeria'yı ayıran duvardaki boşlukların kapatılıp her hafta İsrail'e kaçak işçilik için geçmeye çalışan Filistinlilerin engellenmesinden sık sık bahsediliyor. Ayrıca saldırganların ailelerinin topluca cezalandırılması da popüler. Ancak korkutma ve izole etme, güvenliğe çok az katkı sağlıyor. Batı Şeria'daki durum çok ümitsiz çünkü Netanyahu hükümetinin Filistin sorununa siyasi bir yanıtı yok.“