Gündem

Ali İsmail Korkmaz davasında yeni tutuklama yok!

Mahkeme, tutuklu sanıkların, tutukluluk hallerinin devamına, sanık polis Yalçın Akbulut'un tutuklanmasının reddine karar verdi; duruşma 12 Mayıs saat 10.00'a ertelendi

03 Şubat 2014 10:03

Eskişehir'de geçen yıl 2 Haziran’da Gezi Parkı eylemleri sırasında saldırıya uğrayıp 38 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın ölümüyle ilgili açılan davanın görüldüğü Kayseri’de ilk duruşmasında ara karar okundu.

"Tüm sanıkların adlarına kayıtlı telefonun tespiti ve olay günü sinyal aldığı istasyonların belirlenmesi için TİB'den rapor alınmasına,
Sanıkların olay günü yaptıkları telefon görüşmelerinin TİB'den istenmesine,
Mevlüt Saldoğan'ın avukatının talebi üzerine Ali İsmail'in telefonun sinyal aldığı istasyonun belirlenmesine,
Menfaat çatışması bulunduğu göz önünde bulundurularak sanıkların ayrı ayrı avukatlarla temsiline,
Ankara ve Eskişehir'de talimatla alınacak tanık ifadeleri için, bir kısım tanıkların mahkemeye getirilmesine,
Tutuklu sanıkların, tutukluluk hallerinin devamına, Sanık polis Yalçın Akbulut'un tutuklanmasının reddine"  karar verildi.
Duruşma 12 Mayıs saat 10.00'a ertelendi.
Adliye çıkışında konuşan Ali İsmail'in annesi Emel Korkmaz, gün boyu Adliye önünde bekleyen kitleye teşekkür etti ve "Artık binlerce Ali var. Korksunlar bizden. Alimin hesabı sorulacak" dedi.
Ali İsmail'in ağabeyi Gürkan Korkmaz da "Ben bir kardeş kaybettim binlerce kardeş kazandım. Ali İsmail Korkmaz her kesimden insanları bir araya getirdi. Dava çok olumsuz değildi. Hak verilmez alınır. Mücadele edeceğiz. Katillerin cezalandırmasını halaylarla kutlayacağız" diye konuştu.

 

Duruşma öncesi yaşananlar

 

Kentte her türlü gösteri valilik tarafından yasaklandı. Yaklaşık 2 bin 30 polis memuru, 3 TOMA, bir panzer ve bir polis helikopterinin görev yaptığı duruşma öncesi, şehrin giriş ve çıkışlarına arama noktaları kuruldu. Davada 1’i polis olmak üzere 5’i tutuklu 8 kişi kasten adam öldürmek ve bu suçu kolaylaştırmaktan 10 yıl ile ömür boyu hapis arasında ceza istemiyle yargılanıyor.

Kayseri'ye 9 otobüs

 

Eyüp Kelebek ve Mükremin Öksüzgil'in Doğan Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, Ali İsmail Korkmaz’ın ölümü ile ilgili 5’i tutuklu 8 sanığın bugün Kayseri’de yapılacak olan ilk duruşması izleyecek olanlar Eskişehir’den 9 otobüsle Kayseri’ye hareket etti.  Yaklaşık 300 kişi dün akşam saat 22.00 sıralarında Eskibağlar Mahallesi Espark Alışveriş Merkezi önünde toplandı. Kalabalık sık sık 'Ali İsmail Korkmaz onurumuzdur', 'Ali İsmail Korkmaz ölümsüzdür' şeklinde slogan attı. Eskişehir'in yanı sıra, İstanbul, Ankara, Bursa ve Mersin'den de otobüsler Kayseri'ye hareket etti.

 

Otobüslerde arama

 

Sosyal medyada ise Ali İsmail Korkmaz davası için Kayseri'ye gelen otobüslerde güvenlik güçlerinin arama ve kimlik kontrolü yaptığı bildiriliyor.

Sosyal medyada ise Ali İsmail Korkmaz davası için Kayseri'ye gelen otobüslerde güvenlik güçlerinin arama ve kimlik kontrolü yaptığı anlara dair kareler paylaşılıyor.

 

Ali İsmail'in babası ve annesi de duruşmya geldi

 

Ali İsmail Korkmaz'ın anne ve babası da duruşma için Adliye'ye geldi. Acılı anne baba duruşma salonuna girmek için uzun süre kapıda bekledi.

 

'Nasıl kıydınız oğluma'

 

Oğlunu yitiren acılı anne duruşmanın başlamasını beklerken adliye koridorlarında gözyaşlarıyla oğlunun resimlerini göstererek ''Nasıl kıydınız çocuğuma? Ne yaptı çocuğum size? Kendi çocuklarınıza nasıl bakıyorsunuz'' diye isyan etti.

 

Aramayı önlemek için

 

Bir otobüsün üzerine durdurulmasın diye ''İHH ve MİT'e aittir'' diye yazıldığı da görüldü.

 

Aile alkışlarka duruşma salonunda

 

Ali İsmail'in ailesi duruşma salonuna alkışlarla girdi. Duruşmada yer yokluğu zaman zaman tartışmalara neden oldu.

 

CHP'li vekiller de duruşmayı izledi

 

CHP'li vekiller Hüseyin AygünSezgin TanrıkuluVeli AğbabaSüheyl BatumMusa Çam ve Tufan Köse de duruşmayı izlemek için Kayseri'ye gitti.

Aygün, Twitter'dan ''Ali İsmail için Kayseri Adliyesi önündeyiz'' yazarak bu kareyi paylaştı.

 

Silah gerginliği

 

Duruşma salonuna bir kişinin silahlı olarak içeriye girdiği ortaya çıktı. Avukatlar polisin etrafını sardı ve kimlik tespitini istedi. Salonda arbede çıktı ve polis olduğu iddia edilen kişi, polisler tarafından dışarıya çıkarıldı. Bu arada Ali İsmail Korkmaz in ablası salondaki gerginlik nedeniyle bayıldı.

Silahlı polisi, Pınar Sağ fark etti. Salonda iki polis daha fark edildi. Avukatlar etrafını çevirdi. Polislerden biri yan kapıdan kaçmak isteyince avukatlar yakaladı. Bu arada polislerin " biz vekil korumasıyız" dediği öğrenildi. Fakat hiçbir vekilin koruması olmadığı belirlendi.

Silahla girdiği iddia edilen kişinin uzman çavuş İbrahim Kahraman olduğu ortaya çıktı. Kahraman, tekrar salona getirildi ve kimliği soruldu. Burdur’da görev yaptığını ifade eden Kahraman, sanıklardan Mevlüt Saldoğan’ın teyzesinin oğlu olduğunu ve davayı izlemek için geldiğini, üzerinde silah olmadığını söyledi. Salonda ikinci bir jandarmanın olduğunu iddia eden avukatlar ise itiraz ediyor.

Kayseri Valisi Orhan Düzgün ise twitter hesabından yaptığı açıklamada "Duruşmayı izlemeye gelen avukatlardan birisi salondaki izleyicilerden birinin cebindeki sert cismi (cep telefonu) silah sanmıştır. Duruşma salonunda bazı kişilerin üzerinde silah bulunduğuna ilişkin bilgiler doğru değildir" diye yazdı. 

 

300 avukat adına açıklama

 

Etrafı demir barikatlarla çevrilen ve arama noktalarından girilen adliye binası önünde, Eskişehir Barosu başta olmak üzere 300 avukat adına bir basın açıklaması yapıldı. Avukat Ali Özgür tarafından okunan bildiride şöyle denildi:

"Eskişehir’de 2 Haziran Gezi parkı protestoları sırasında uradığı saldırı sonucunda ağır yaralanan ve 38 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren üniversite örgencisi Ali İsmail Korkmaz’ın davası, Eskişehir’den kaçırılarak, Kayseri’ye getirildi. Ali İsmail, dosyasının güvenlik nedeniyle Eskişehir’den Kayseri’ye taşıyan Yargıtay 5'inci Hukuk Dairesi, 1993 yılında da Lice’de katledilen Tuggeneral Bahtiyar Aydın dosyasını güvenlik gerekçesiyle Eskişehir’e nakletmişti. Ali İsmail Korkmaz davasının güvenli bir şehir olduğu yıllardır bu tür davalarda uygulanan nakil kararları ile tescil edilmiş olan Eskişehir’den güvenlik gerekçesiyle kaçırılmış olması ve doysa Kayseri’ye nakledilmişken, 24 tanığın Eskişehir’de yapılacak duruşmada dinlenmesine karar verilmiş olması, naklin aslında hukuki bir sebebe dayanmadığının en açık göstergesidir. Güvensiz denilen Eskişehir’de 6 Ocak tarihinde yapılan ve hiçbir güvenlik sorunu yaşamayan talimat duruşmasına 100’dan fazla avukatla katılan bizler, Kayseri duruşmasına bu kez 300 avukatla katılıyoruz. Yolları kesseniz de Ali İsmail’in ailesi, milletvekilleri, uluslararası heyetler, sendika, parti ve demokratik kitle örgütü temsilcileriyle Kayseri’deyiz. Siz haksızlığı büyüttükçe, biz bu davanın daha kalabalık takipçisi olacağız. Ali’yi aramızdan aldılar ama adaleti hangi delikte saklanırsa saklansın çıkaracağız.’’

 

İddianame okundu

 

Duruşmada savcı iddianameyi okumaya başladı. Ali İsmail'in annesi Emel Korkmaz da kucağında oğlunun resmi, kafasını sallayarak ve ağlayarak dinledi. Emel Korkmaz, gözlerini sanıklardan da bir an olsun ayırmadı. 

 

Sanıklar Ali İsmail'in küfrettiğini iddia etti 

 

İddianamede sanıkların ''Ali İsmail bize küfrediyordu'' dediği yer alıyor. Tanıklara göre ise Ali İsmail ''Yapmayın etmeyin'' diye yalvarıyordu. İddianame okunurken Ali İsmail'in babası da ''Nasıl yaptınız bunu oğluma'' diye haykırdı. 


Döven polisler 'iyi stres attık' demişler 

 

İddianamade tanıkların anlatımına göre Ali İsmail'i döven polislerin ''İyi stres attık'' dedikleri belirtildi.

 

Ali İsmail'in yılan hikayesi

 

Ali İsmail'in ailesi salon çıkışı sanıklara tepki gösterdi. Ali İsmail'in abisi Gürkan Korkmaz sanık polislere, "Bir suçu varsa gözaltına alsaydınız, neden öldürdünüz kardeşimi?" diye seslenerek şu anısını anlattı:

"Babam bahçedeki yılanı öldürmek istedi, kardeşim karşı çıktı, bırak doğada yaşasın dedi. Ali İsmail bir yılana kıyamazken siz ona nasıl kıydınız?"

 

Sanıkların hepsi ayrı ayrı savunma yaptı

 

Saat 14.15'de duruşmanın öğleden sonraki bölümü başladı. Sanıkların hepsi ayrı ayrı avukatları olduğunu ve savunma yapacaklarını belirttiler.

 

Müdahil olanlar

 

Korkmaz ailesine davaya müdahil olup olmayacakları soruldu. Anne Emel Korkmaz, "Tabii ki, Ali İsmail'le birlikte katılacağım" dedi.

Ankara'da polisin silahından çıkan kurşunla ölen Ethem Sarısülük'ün abisi Mustafa Sarısülük ile Gezi protestoları sırasında hayatını kaybeden ilk isim Abdullah Cömert'in abisi Zafer Cömert, Mehmet Ayvalıtaş'ın abisi Muharrem Ayvalıtaş da şikayetçi olduklarını ve müdahil olmak istediklerini söylediler. Çağdaş Hukukçular Derneği ve Özgürlükçü Hukukçular Derneği de müdahillik talebinde bulundu. 

 

Müdahillik talepleri reddildi

 

Sanıklar, aile dışındaki müdahillik talepleri için "Tanımıyorum, kabul etmiyorum" dediler.

Bu ifadelere aile ve avukatları tepki gösterdi. Gürkan Korkmaz, sanıklara "Ali İsmail'i tanıyor musun?" diye seslendi.

Mahkeme heyeti, Ankara'da polisin silahından çıkan kurşunla ölen Ethem Sarısülük'ün abisi Mustafa Sarısülük ile Gezi protestoları sırasında hayatını kaybeden ilk isim Abdullah Cömert'in abisi Zafer Cömert, Mehmet Ayvalıtaş'ın abisi Muharrem Ayvalıtaş da şikayetçi olduklarını ve müdahil olma taleplerini reddetti.

Mahkeme heyeti, Gezi olaylarında öldürülen Ethem Sarısülük’ün ağabeyi Mustafa’nın, Abdullah Cömert’in ağabeyi Zafer’in, Mehmet Ayvalıtaş’ın ağabeyi Muharrem Ayvalıtaş’ın, Ali İsmail Korkmaz’ın amcasının oğlu Dönmez Korkmaz’ın, Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı Hüseyin Aslan, Özgürlükçü Hukukçular Derneği Başkanı Fırat Hepözdemir’in müdahil olma isteklerini, ”Olaydan sadece direkt zarar görenler müdahil olabilir” diyerek, geri çevirdi.

Ali İsmail Korkmaz’ı savunan avukatların 8 sanığın birbirinden etkilenmemesi için polislerin ayrı, sivillerin ayrı mahkeme heyetinin karşısına çıkarılması isteği kabul edilmedi.

 

'Ara sokaklara girenleri engelleme görevi verildi'

 

Sanık polis Şaban Gökpınar ifadesinde "İzinliydim, sözlü talimatla göreve çağrıldım, ara sokaklara girenleri engelleme görevi verildi bize" dedi.

 

'Ali İsmail diye tabir edilen şahıs' gerilimi

 

Gökpınar, ifadesine "Ali İsmail diye tabir edilen şahıs" diyerek başladı. Emel Korkmaz itiraz etti: "Tabir edilen şahıs değil, Ali İsmail Korkmaz."

 

Anne Emel Korkmaz: Adalet istiyorum

 

Anne Emel Korkmaz, ses düzeninin daha güçlü hale getirilerek, salondaki herkes tarafından duyulması için duruşmaya verilen arada, "Buradaki insanlar şahit Ali İsmail'in ne kadar dürüst bir delikanlı olduğuna. Onu vuranlar utansın'' diye gözyaşı döktü.

Anne Korkmaz, adliye bahçesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, oğlunun öldürülmesine karışanların kimsenin yüzüne bakamayacak hale geleceğini söyledi.

"Binlerce, milyonlarca Ali İsmail var" diyen anne Korkmaz, "Alişim küçücüktü. Ben onun büyüdüğünü, bu hale geldiğini fotoğraflarda gördüm. Saçını uzatırdı, her türlü hayatı seven bir çocuktu. Doğayı, dünyayı, insanları, hayvanları seven bir çocuktu. Benim oğlum çocuklara hayrandı. Çocuğuma bunu yapanlar bir gün çocuklarına bakamayacak hale gelecekler. Tüm dünya görecek bunu. Allah kimseye bu acıyı yaşatmasın" ifadesini kullandı.

 

'Talimat olursa gereğini yaparım'

 

Sanık polislerden Hüseyin Engin ise Ali İsmail’i tanımadığını, kimseye vurmadığını öne sürdü. Sanığın çapraz sorguda müdahil avukatının ''Elinizdeki sopayla göstericilere vuruyor musunuz?'' sorusuna verdiği “Talimat olursa gereğini yaparım” yanıtı tepkilere neden oldu.

 

Bıyık ve gözlük sorusuna yanıt yok

 

Müdahil avukatı teşhis sırasında Engin’e neden bıyığını kesip, gözlük taktığını sordu, yanıt alamadı. Engin, Ali İsmail koşarken ilk vuranlardan biri olduğu iddiasını reddetti.

 

Kovalayan polis o mu?

 

Sanık polis Yalçın Akbulut çapraz sorgu sırasında şöyle konuştu:

Yerde yatan şahıs küfür ediyordu. Talimatım da olmadı, müdahalem de. Ben geri döndüğümde, yerde yatan şahıs yoktu. Benim gördüğüm şahıs 1.75 boylarındaydı, Ali İsmail ile alakası yok. Koyu renk kapişonu vardı peşinden koştuğum şahsın. Ali İsmail 1.60 boyunda, kot pantolonlu, tişörtlüydü. Görüntüleri defalarca izledim. Sadece şahsı uzaklaştırmak için kovaladım. Kovalarken yalnızdım.

 

Sanık Saldoğan: Ayağımla yerdeki şahsı hafifçe dürttüm

 
Duruşmada sanık polis Mevlüt Saldoğan'ın ifadesi Korkmaz ailesinin tepkisine neden oldu. Saldoğan ifadesinde şunları söyledi: 
''TEM’de çalıştım, meslek hayatım boyunca ne olursa olsun Ali İsmail gibi bir gencimizi kaybettiğimiz için çok üzgünüm, buradan baş sağlığı diliyorum, ailesine de sabır diliyorum. Ben 31 Mayıs sabahı mesaiye başladım, akşam mesai bitiminde basın açıklaması olacağı şeklinde bilgi geldi, amirimiz olay yerinden ayrılmamamızı söyledi, harekete geçerek AKP binası önüne geldik. Olay günü sabahına kadar 72 saat bilfiil görev yaptım. Olay gecesine gelince, daha gündüz saatleriydi amirlerimizin emirleri sonucu AKP önünde görev aldık, bize önce söylenen Çevik Kuvvet arkasında bir gözaltı yapılacaksa onu yapmamızdı. Çevik TOMA ile görev yaparken bir müdahale olmadı. Yetkili amirlerimiz güvenlik şube, özel donanımlı yüksek sesle görev yapan araçla eylemin kanuna aykırı olduğu şeklinde defaten, yalvarırcasına ikaz etti. Daha sonra grup dağılmadı. Cadde üzerine kurulan barikatın arkasından taş, sopa, demir, sapanla saldırılar oldu. Barikatı açmak için Çevik ile harekete geçtik. Saldırı olunca geri çekildik. Çevik Kuvvet’in önünden kaçanlar bize saldırdı. Daha sonra sıralı amirlerimizden biri, elinde telsizle o bölgedeki grubu oradan gözaltı yapılmadan uzaklaştırmamız istendi. Sokağa giriş nedenimiz oydu. Benim vurduğum şahıs kesinlikle Ali İsmail değildi. Çünkü şahıs benden uzun boyluydu. Şahıs önümden geçti, müdahalede bulunmadım. Yalçın bey koşuyordu, ileride üç dört şahsın önüne geçitiğini gördüm. Şahıslara 'bırakın dokunmayın' dedim, yere düşmüş vaziyetteydi, hafifçe ayağımla dürterek kalkmasını istedim. Şahıs arkamdan küfür etti. 'Küfretme, ayıp, erkek insana küfür etmek yakışmaz' dedim.'' 
Bu ifadeye tepki gösteren ağabeyi Gürkan Korkmaz yerinden kalkarak, “Erkek misin sen? Elinde kan var, tuttuğun oruç oruç değil, kıldığın namaz namaz değil” diye bağırdı.
 

Sanık Ebubekir Harlar: Polisin vurup öldüreceğini bilmiyordum

 
 
Tutuklu sanık Ebubekir Harlar, “Cezaevinden tanıdığım İsmail Koyuncu’nun fırınına sığındım, biber gazı vardı. Olayları izliyordum. Bir ara yakalayın yakalayın diye ses geldi. Bir şahsın arkasından polisler koşuyordu. Şahıs bize doğru koşarken önüne geçtik, çelme taktım, düşmedi. Polisler gelip o şahsı dövmeye başladı. Polisin vurup öldüreceğini bilmiyordum. O da bizim kardeşimiz, o da vatan evladı, terörist değil. Mevlüt Saldoğan içlerindeydi, sivil polisler düşürdüler genci.” dedi. Bu ifade sırasında anne Emel Korkmaz sanığa, “Neden çelme taktın?” dedi. Bu arada Ali İsmail’in babası fenalık geçirdi ve salon dışına çıkarıldı. 
 
Duruşmada sanık Ebubekir Harlar yanındaki sanıkları suçladı, polis Mevlüt Saldoğan'ın Ali İsmail'e dönüp tekrar vurduğunu, sivil sanıkların da saldırıya katıldığını iddia etti. Saldoğan, "Benden daha uzun boylu ve kalıplı olan Yalçın Akbulut" diyerek Harlar'ın onu işaret ettiğini öne sürdü.
Tutuklu sanık Muhammet Vatansever: "Kayınbiraderim Ismail Koyuncu çağırdı, oraya vardığımızda ortalık savaş alanı gibiydi, Polislere taş atılıyordu, polis de gençleri dağıtmaya çalışıyordu. Beşik otel tarafından 4-5 polis bir genci kovalıyordu. Yakalayın diye bağırıyordu bir polis. Ayağımı attım, döndüğümde yere düşmüştü. Devletin polisinin kovaladığı bir şüpheliyi yakalayıp polise teslim ettim, bu suçsa özür diliyorum."
Tutuklu Ramazan Koyuncu: "Özel güvenlik görevlisiyim. Ismail Koyuncu çağırdı, gittik. Göstericiler polise birşeyler atıyordu. Bir ses geldi, önüne geçin diye. Polislerin kovaladığı kişinin önüne geçtik. Ben vurmadım, bize küfür deiyordu. Kendisini yere attı. Mağdurum."
 

Sanık avukatları: Görüntülerdeki Ali İsmail olduğu belli değil

 
Sanık avukatları, görüntülerde darp edilen kişinin Ali İsmail olup olmadığının belirlenmediğine yönelik savunma yapıyorlar. Ali İsmail'in ölümüne, kullandığı kan sulandırıcı ilaçların yol açtığını iddia ediyorlar.
Mevlüt Saldoğan'ın avukatı: Müvekkilim 72 saat uykusuz kalmıştır, öyle iddia edildiği gibi masum bir eyleme saldırmamıştır.
Sanık avukatı: Kamera kayıtlarına güvenmiyoruz. Tüm basına müzekkere yazılarak görüntü istenmesini, montajlı olup olmadıklarının tespitini istiyoruz.
Avukatı: "Mevlüt Saldoğan terörle mücadelede görev almış bir polistir. Bir şahsın hayati, vurulmayacak yerlerini bilir."