Eski Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, eski MİT Müsteşarı Emre Taner’in 15 Temmuz darbe girişimini aydınlatmak için Meclis’te kurulan darbe komisyonunda verdiği bilgileri değerlendirdi. Bayramoğlu, “Çatışma süreci inişe geçecek ve diyalog, müzakere süreci yeniden başlayacak’ diye konuştu.
RS FM’de Yavuz Oğhan’dan Bidebunudinle programına katılan Ali Bayramoğlu, dünya deneyimlerinde bu tür süreçler için izlenen iki yol olduğunu ve bu yolların iç içe geçtiğini söyledi. Bayramoğlu “Çatışmalara dönük iki yol vardır. Biri; silah, şiddet ve asayiş üzerinden ilerlerken diğeri siyasal alandan diyalog ve müzakere üzerinden yol alır. Ve bu yollar çoğu zaman birbirinin içine geçer. Kuzey İrlanda’da, Güney Afrika’da, Kolombiya’da, Filipiler’de de aynı şekilde olmuştur” dedi.
Bayramoğlu’nun açıklamaları şöyle:
“Bugün siyaset yolu tıkanmış görünüyor. Diyalog yolu ise pek itibar görmüyor hatta küçümseniyor ve hatta hatta bu yolu dile getirenler suçlanıyor. Fakat bu dönemin böyle olması mutlak olduğu anlamına gelmiyor. Örneğin, Silvan saldırısı sonrası çatışmalar en kanlı dönemine ulaştı fakat ardından çözüm süreci başladı. Yani mutlaka çatışma süreci inişe geçecek ve diyalog, müzakere süreci yeniden başlayacak.
“Bence sorunun tarafları sorunu ve hedefi ortaklaştıramadılar. Sorun ne Oslo’da ne de çözüm sürecinde ortak bir şekilde tanımlanamadı. Devletin niyeti bazı hukuki iyileştirmeler karşılığında örgütün silah bırakmasını sağlamak iken örgütün talebi, masada muhatap kabul edilmek,özerklik ve Öcalan’a af oldu. Fakat bunlar hiçbir zaman tartışılamadı.
“Dolmabahçe mutabakatı yoktu, iki ayrı metin vardı”
Kamuoyunda Dolmabahçe Mutabakatı olarak anılan açıklamanın aslında bir mutabakat olmadığının altını çizen Bayramoğlu “Ortada bir mutabakat metni yoktu. Biri devletin diğeri Öcalan’ın olmak üzere iki ayrı metin vardı. Devlet ya da hükümet ya da Erdoğan Öcalan’ın metnini kabul etmedi sadece açıklamada okunmasına izin verdi” dedi.
Bayramoğlu, Dolmabahçe sonrası gerilen ilişkilerin, Rojova’daki gelişmelerle zirve yaptığını söyleyerek “Kürt sorunu artık Türkiye’nin iç meselesi olmaktan çıkmıştır. Dolayısıyla da meselenin çözümü sadece içeriye değil dışarıya da bağlıdır” dedi.