Gündem
ALBAY ÇİÇEK'TEN "İSTİFA" DEĞERLENDİRMESİ İSTANBUL (A.A)
02 Ağustos 2011 16:49
-ALBAY ÇİÇEK'TEN "İSTİFA" DEĞERLENDİRMESİ İSTANBUL (A.A) - 02.08.2011 - ''İrtica ile Mücadele Eylem Planı'' davasının tutuklu sanıklarından Albay Dursun Çiçek, Işık Koşaner ve kuvvet komutanlarının emekliliklerini istemeleriyle ilgili olarak ''Demokratik hukuk devleti olan ülkemizde komutanlık yaptıklarının bilinci ile istifa ederek tarihe not düşen komutanlarımız, devlet adamı kimlikleri ile insan odaklı yönetim anlayışını benimseyen liderlik vasıflarını göstermişlerdir'' dedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada söz alan Çiçek, dün başlayan ramazan ayının Türk milletine ve insanlık alemine hayırlı olmasını diledi. Çiçek, oruçlu olduğunu belirterek, ''Oruç tutmanın nedenlerinden biri de fakir ve yoksulun durumunu empati yaparak hissetmek. Yardımlaşma, adalet, doğruluk ve dürüstlük değerlerini geliştirmek. Bu değerler yargı etikleri açısından da olması gereken niteliklerdir. Buradaki herkesin bunlara sahip olduğuna ve görevini buna göre yerine getirdiğine inanmak istiyoruz. Akıl ve vicdana göre görev yapamıyorsanız ya vicdan azabı çekerseniz ya da geçen hafta ak saçlı Genelkurmay Başkanı örneğindeki gibi istifa edip görevi devredersiniz'' diye konuştu. Işık Koşaner ve kuvvet komutanlarının emekliliklerini istemesine de değinen Çiçek, ''Sayın Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarımız halen tutuklu bulunan 250 TSK mensubuna yönelik tutuklamaların evrensel hukuk kaidelerine, adalet ve vicdani değerlere uygun olmadığını vurgulamış, soruna çözüm bulunmaması üzerine istifa etmişlerdir. Komutanlarımız mağdur edilen TSK personelinin hak ve hukukunu koruyamadıkları için kendilerine istifa etmekten başka bir seçenek bırakılmadığını kamuoyunu açıklamıştır'' ifadesini kullandı. Çiçek, ''sahte belge üretim çetesi tarafından üretilen belgeler, dijital veriler ve gizlice yerleştirilen suç malzemeleri gerekçe gösterilerek yapılan tutuklamalar sonucu temel insan hak ve hürriyetleri ile mesleki gelişim imkanları çalınan ve masumiyet karinesi ihlal edilen askerlerin hukuksuzca tutuklandığını ve aileleriyle birlikte işkence çektirildiğini'' savunarak, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Ülkemizde huzur ve güveni sağlamak için canı ve kanı pahasına özveriyle görev yapmış TSK mensupları, ettikleri yeminin, orduya ve millete sadakatin, demokrasi ve hukukun gereği kendilerine reva görülen bütün haksızlıklara, hak ve adalet beklentisine sabır göstermektedir. Her sabrın bir sonu vardır. Hukuk ve yasaların uygulanmadığı bu davalarda Türk halkının gözünün içine baka baka söylenen 'Hukuki süreçler işliyor' ifadesine artık kimse inanmıyor. Önce vatan ve görev anlayışıyla yıllardır ihmal ettikleri aileleri ile cezaevi şartlarında görüşmek zorunda kalan ve uzun süreli tutuklamalarla mağdur edilen TSK mensupları, komutanlarının sineyimillete dönerek gösterdikleri fedakarlıklardan güç almışlardır. Bir ferdi olmakla onur ve şeref duyduğum yüce Türk milletinin ve onun çelikleşmiş ifadesi olan TSK'nın komuta kademesinde yıllardır görev yapan komutanlarımız, ettikleri yemine sadık kaldıklarını bir kez daha göstermişlerdir. Demokratik hukuk devleti olan ülkemizde komutanlık yaptıklarının bilinci ile istifa ederek tarihe not düşen komutanlarımız, devlet adamı kimlikleri ile insan odaklı yönetim anlayışını benimseyen liderlik vasıflarını göstermişlerdir. Başta terörle mücadele olmak üzere yıllardır emir ve komuta zinciri içinde omuz omuza görev yaptığımız komutanlarımızın istifa gerekçelerinde açıkladıkları güven ve desteklerine teşekkür ediyor, yeni yaşamlarında ailece sağlık ve esenlikler diliyorum.'' -''ORDUDAN ŞEREFİMLE AYRILMAK İSTİYORUM''- Albay Çiçek, 35 yıldır askerlik mesleğinde bulunduğunu ifade ederek, ''16 aydır hapiste bulunmam Türk milleti için kayıptır. 30 Ağustostan sonra emekli olacağım. Görevimi bizzat devretmek ve ordudan şerefimle ayrılmak istiyorum. Hasta anneme verdiğim elini öpme sözünü de yerine getirmek istiyorum'' diye konuştu. Çiçek, 30 yıllık bankacı olan eşinin kendisine daha yakın olmak için tayin istediğini ancak tayinin Ardahan'a yapıldığını belirterek, ''Bu durum ülke yönetiminde kin ve nefretin hakim olduğunu gösteriyor'' dedi. ''Balyoz Planı'' davası kapsamında ikinci kez tutuklandığını hatırlatan Çiçek, şunları kaydetti: ''Hak, hukuk ve adalet arıyoruz. Görevimiz başında çalışırken iftiralarla karşı karşıya geldik. Sahte 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' gerekçe gösterilerek 16 aydır tutuklu bulunuyorum. Niye tutukluyum, suçum ne sayın başkan? Aleyhimde bir nokta, bir virgül yok. Taleplerimizi reddediyorsunuz, yumruğu suratımıza vuruyorsunuz.'' Bunun üzerine, Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, ''Kimseye yumruk vurmuyoruz. Yasalara uygun karar veriyoruz'' dedi. Çiçek, dün ifade veren gizli tanık ''Munzur''un doğru beyanlarda bulunmadığını savunarak, önce tahliyesine, daha sonra beraatine karar verilmesini talep etti.