8 Mart Dünya Kadınlar Günü için Alarko Holding ev sahipliğinde Global Compact Türkiye, AÇEV, TÜSİAD, UNFPA, UN Women ve YANINDAYIZ Derneği işbirliğinde “İş Dünyasında Kadının Güçlenmesi için Çocuk Bakım ve Eğitim Hizmetlerinin Yaygınlaşması” başlıklı bir konferans gerçekleştirildi.
Konferansta ayrıca TÜSİAD, AÇEV ve PwC tarafından hazırlanan "İş ve Özel Yaşam Dengesi Yolunda Çocuk Bakım ve Eğitim Hizmetlerinin (kreşlerin) Yaygınlaştırılması" raporu da tanıtıldı.
Alaton: Türk kadını uyandı
Konferans, Alarko Holding Yönetim Kurulu Üyesi Leyla Alaton tarafından yapılan açılış konuşması ile başladı. Daha iyi bir dünya için kadın-erkek eşitliğinin şart olduğunu belirten Alaton, kadın-erkek eşitliği yönünde dünyada Birleşmiş Milletler gibi uluslararası örgütlerin öncülük ettiği girişimlerin son zamanlarda Türkiye’de de ivme kazandığını vurguladı. ‘Kadın Uyandı’ başlığıyla gerçekleştirdiği TEDx konuşmasını hatırlatan Alaton, “Türk kadını da uyandı. Kadın-erkek eşitliğinin olmasında fayda vardır, aynı zamanda olmalıdır. Kadınlar da bunu fark ederek uyandılar” ifadesini kullandı.
"1 milyona yakın kadın, çocuk bakımı nedeniyle iş hayatına katılamıyor"
Panelin “Kadının Güçlenmesi Prensip 3; Tüm Kadın ve Erkeklere Sağlık, Güvenlik ve Refah Sağlanması: Çocuk Bakım ve Eğitim Kurumları Neden Önemli?” başlıklı ilk oturumu Global Compact Türkiye Kadının Güçlenmesi Çalışma Grubu Eşbaşkanı Dilek Cesur’un moderatörlüğünde gerçekleşti. Çalışma Grubu’nun 2014 yılında kurulduğunu belirten Cesur, kadın hakları hareketinin yaygınlaşması ve iş dünyasının da bu davaya sahip çıkması için çalıştıklarını belirtti.
Oturumun ilk konuşmacısı olan UN Women Koordinasyon Uzmanı Mehtap Tatar, eşitlik yolunda sadece devletlerin ve sivil toplum kuruluşlarının çabalarının yeterli olmayacağını, ayrıca özel sektörün desteğinin çok önemli olduğunu söyledi. Meclisle birlikte kadınların siyasete aktif katılımı yönünde ortak hareket ettiklerini belirten Tatar, çocuk bakım ve eğitim hizmetlerine de değinerek konunun sadece kadın-erkek eşitliği başlığı ile değil ayrıca Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri arasında yer alan yoksulluk, istihdam ve ülke içi eşitsizlikler başlıklarıyla da doğrudan bağlantılı olduğunu kaydetti.
Bu konuda İstanbul Üniversitesi ile birlikte yürüttükleri araştırma çalışmasına değinen Tatar, Türkiye’de devlet bütçesinin öncelikli olarak savunma ve inşaat harcamalarına ayrıldığını hatırlattı. Tatar yapılan araştırmada, inşaata ayrılan bütçe çocuk bakım ve eğitim hizmetlerine ayrılsaydı istihdam, kadın istihdamı ve yoksulluk nasıl etkilenirdi sorusundan yola çıkılarak, "2.5 kat daha fazla istihdam yaratılacağı ve bu ek istihdamın yüzde 73’lük kesimini kadınların oluşturacağı" sonucuna ulaşıldığını belirtti. Özel sektörün sahip olduğu finans kaynakları ile karar mercileri üzerinde etkili bir rol oynadığını belirten Tatar, çocuk bakım hizmetlerinin geliştirilmesi için şirketlerin hükümetlere baskı yapması gerektiğini söyledi.
UNFPA Kurumsal Ortaklıklar Yöneticisi Elif Elçi Çarıkçı, kadın-erkek istihdam eşitliği yolunda üç ana noktaya dikkat çekti: kadınların çalışabilir hale gelmesi, kadınların çalışma hayatına katılması ve kadınların çalışma hayatında kalıcı olabilmesi.
YANINDAYIZ Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ata Selçuk ise kadın-erkek eşitliği yolunda erkeklerin rolüne dikkat çekti. “Global Gender Gap” raporunda Türkiye’nin cinsiyet eşitliği konusunda çok gerilerde olduğunu belirten Selçuk, "Türkiye ekonomisinde kadın-erkek istihdam eşitliği oluşturulursa yüzde 20-25 arası ekonomik büyüme gerçekleşecektir" dedi. Türkiye’de çocukların bakımını yüzde 86 oranında anneler üstlenirken, kreş ve anaokulu hizmetlerine erişim oranının yüzde 3’ün altında kaldığını hatırlatan Selçuk, 1 milyona yakın kadının çocuk bakımı nedeniyle iş hayatına katılamadığını vurguladı.
Genç kadın nüfusun yüzde 52'si evde oturuyor
İlk oturum sonrası söz alan TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Oya Ünlü Kızıl, "İş ve Özel Yaşam Dengesi Yolunda Çocuk Bakım ve Eğitim Hizmetlerinin Yaygınlaştırılması" başlıklı bir konuşma yaptı. Türkiye’de 25-34 yaş arasındaki kadınların yüzde 52’lik kesiminin ne istihdamda ne de eğitim-öğretim alanında yer aldığını belirten Kızıl, çok büyük bir potansiyelin en verimli çağında sadece evde oturarak toplumsal yaşama katılmadığını vurguladı.
"Çocuk bakım ve eğitim hizmetlerine erişim çok kısıtlı"
İkinci oturum, TÜSİAD Genel Sekreter Yardımcısı Ebru Dicle moderatörlüğünde, "İş ve Özel Yaşam Dengesi Yolunda Çocuk Bakım ve Eğitim Hizmetlerinin Yaygınlaştırılması" başlıklı TÜSİAD - AÇEV - PWC raporu çerçevesinde gerçekleştirildi.
AÇEV / FIBA Sosyal Yatırımlar temsilcisi Yasemin Sırali, kreş ve çocuk bakım hizmetlerinin oldukça maliyetli bir operasyon olması nedeniyle halkın büyük kesiminin bu hizmetlere erişiminin çok kısıtlı olduğunu belirtti. Sırali sözlerine şu sözlerle devam etti: "TÜİK verileri Türkiye toplumunu hane halkı gelirine göre 10 farklı grupta kategorize etmektedir. Elimizdeki bulgular halkın çok küçük bir kesimini oluşturan ilk 3 grubun çocuklarına kreş ve benzeri bakım hizmetlerini sunabilecek maddi duruma sahip olduğunu göstermektedir."
PwC Vergi Hizmetleri Şirket Ortağı Bilgütay Yaşar, İskandinav ülkelerini cinsiyet eşitliği konusunda bir rol model olarak sunarak, OECD ülkelerinde kadın istihdamı ortalamasının İsveç'in sahip olduğu oranlara ulaşması durumunda 6 trilyon dolarlık ek bir ekonomik üretimin oluşacağına dikkat çekti. Özel şirketlerin sunduğu kreş hizmetlerine devletin gelir vergisi istisnası getirerek destek olduğunu söyleyen Yaşar, kreş uygulamasının özel sektörde çalışanlar ile iş verenler arasında en büyük zıtlığı yaratan konulardan birisi olduğunu belirtti.