Adana’nın Aladağ ilçesinde Süleymancılar Tarikatı’na ait kız öğrenci yurdunda 29 Kasım 2016’da yaşanan ve 11’i çocuk 12 kişinin yaşamını yitirdiği yangınıyla ilgili davanın 5. duruşması dün (27 Şubat 2018) görüldü. Müşteki avukatları, bilirkişi raporunda yangının ‘iş kazası’ olarak anlatıldığını belirterek, ara kararla tahliye edilen 4 kişinin tutuklanmasını talep etti. Ancak avukatların talebi reddedildi. Kozan Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma öncesi basın açıklaması yapan aileler, sorumluların tahliye edilmesine tepki gösterdi.
"Savcı rahat uyuyabiliyor mu?"
Birgün'den Anıl Varlı'nın haberine göre Aladağlı aileler ile çok sayıda demokratik kitle örgütü temsilcisi ve yurttaşlar, duruşmanın görüldüğü Kozan Ticaret Odası önünde bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasında konuşan bir anne yurt görevlilerinin tahliye edilmesine tepki göstererek, “Adalet bu mu? Adalet buysa niye sağlanmıyor. Niye bizim çocuklarımızı öldürenler çıkıyor? Sayın savcıya hâkime soruyorum bu evlat kendisinin olsa ne yapar? Bizim evlatlarımız bu kadar mı ucuz, bu kadar mı basit. 15 ayda hemen serbest bırakıldılar. Acaba vicdanı rahat uyuyabiliyor mu o hâkim, savcı, devlet, başbakan, Cumhurbaşkanı? Bizim acımızı anladılar mı acaba?” ifadesini kullandı.
Ailelere güvenlik engeli!
Öte yandan duruşmaya katılmak isteyen aileler, “güvenlik” gerekçesiyle duruşma salonuna alınmadı. Avukatların da bu durumda girmeyeceklerini söylemesi üzerine yakınlar içeri alındı. Ancak ailelerin ellerinde bulunan çocukların resimleri duruşma salonuna alınmadı.
Tutuklama talebine savcıdan ret
Mahkeme heyetinin değişmesi ardından geçen duruşmada verilen ara kararda, tutuklu 6 sanıktan 4’ü yeni bilirkişi raporunda “tali kusurlu” bulunarak tahliye edilmişti. Aavukatlar, tahliye kararı verilmesine neden olan bilirkişi raporunun bir iş kazasına yönelik hazırlanmış olduğunu belirterek, sanıkların tutuklanmasını istedi. Savcı, avukatların talebinin reddedilmesini istedi.
Yangını ‘iş kazası’ olarak tanımladılar
Müşteki Avukatı Evren İşler, bilirkişi raporunda yangının iş kazası olarak anlatıldığını belirterek, şöyle devam etti:
“Bu rapora dayanılarak, değil esas hüküm, herhangi bir işlem dahi yapılamaz. Mevzuatımıza göre bilirkişinin sorumluluk ve kusur değerlendirmesi yapması mümkün değildir. Kaldı ki yaptığı kusur değerlendirmesi, kendi hazırladıkları rapora da aykırıdır. Bilirkişi raporu kendi içinde çelişkilidir. İtfaiyeye geç haber verildiği belirtilmiş ancak henüz sanık dahi olmayan itfaiye personelinin kusurlu olduğu söylenmiş. Bilirkişiler olayı iş kazası olarak tespit ediyorlar. Sormak lazım, yanarak can veren kız çocukları ile yurt yönetimi arasındaki iş sözleşmesi nerededir?”
Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, bir sonraki duruşmayı 24 Mayıs’a erteledi.