Yıllar önce ATV ve Sabah gazetesinde çalışan, en son Ümraniye Belediyesi’nde görev alan ve Aktroll olduğunu itiraf eden Orhan Sarıkaya, “Şu an 3 tane troll grubu var” dedi; Berat Albayrak, Süleyman Soylu ve metin Külünk’ün ismini verdi. Trollerin bazılarının para aldığını bazılarının da gönüllü olduğunu söyleyen Sarıkaya, “Tweet başına para alan da var, aylık maaş alan da var” dedi.
Sarıkaya, “Özellikle ev hanımlarını bu konuda mükemmel ayarlıyorlar. Bu para bir yerden birisine geliyor ve daha sonra bu para dağıtılıyor” diye konuştu.
Sarıkaya, “Kampanya bir şekilde bize ulaştırılıyordu diyorsunuz. Kim ulaştırıyordu?” sorusuna da, “Kuyruğunu bulmaya çalışıyorsunuz. Bu işin kuyruğu Fahrettin Altun’dur” diye yanıt verdi.
“Bu çalışmalarımıza Gezi’den hemen sonra başladık”
Halk TV’den Seyhan Avşar’ın sorularını yanıtlayan Orhan Sarıkaya, bu işe nasıl başladığını şöyle anlattı:
“Benim bir gazetecilik geçmişim var. Bu işi seven birisiyim. Hal böyle olunca o dönemki Ümraniye Belediyesi Başkanı Hasan Can bizi topladı. Twitter yeni ortaya çıkmaya başlamıştı. ‘Herkesin sosyal medya hesabı açmasını’ ve ‘hükümete destek vermesi gerektiğini’ belirtti. ‘Tamam’ diyerek bu işe giriştik ve çok ciddi kitlelere ulaşmaya başladık. Bir şeyleri belirleyen insan konumuna geldim. Öncelikle Twitter'da gönüldaşlık yaptığımız insanlarla irtibata geçiyoruz. Direkt mesaj (DM) yoluyla başlıyor bu süreç. Sonraki süreçlerde WhatsApp grupları kuruldu. Etkileşim görmesi gereken söylemleri paylaşmaya başladık. Böylelikle trend topicleri oluşturduk. Bu çalışmalarımıza ise Gezi’den hemen sonra başladık.”
"İlk troll çalışmasını Ahmet Davutoğlu ve ekibi başlattı"
Sarıkaya, aktrollerin yapısından da şöyle bahsetti:
“Öncelikle ilk troll çalışmasını Ahmet Davutoğlu ve ekibi başlattı. Para verilen bir ekibi vardı. Başında ise Mete Ün bulunuyordu. Şu an ise 3 tane troll grubu var. Berat Albayrak’ın, Süleyman Soylu’nun ve Metin Külünk’ün grubu. Ama Külünk’ün grubu deyince şöyle bir şey algılanmasın kendisi kişileri toplayıp para dağıtan biri değil. Bunun dışında onun bir troll kitlesi var. Ufak tefek yardım ettiği kişiler vardı.”
Sarıkaya, atılacak tweetlerin nasıl belirlendiğini de şöyle anlattı:
“Çekirdek bir kadro vardı. 8-10 kişilik bir arkadaş çevremiz vardı. Konu gündeme geldiğinde bizler trend topic’i belirliyorduk. Hepimizin güçlü takipçileri vardı.”
"Tweet başına para alan da var, aylık maaş alan da var"
Aktrollerin yalanlar üzerinden saldırdıkları kampanyaların genel merkezden geldiğini ifade eden Sarıkaya, Aktrollere ödeme yapılıp yapılmadığına ilişkin soruya da şöyle yanıt verdi:
“Trollerin bazısı maaşlı, bazısı gönüllü. Tweet başına para alan da var, aylık maaş alan da var. Ben ayrıldığım için geçen sene duyduğum 300-500 TL veren de var. ‘Bir tane tweetimizi atar mısın’ diyor. Aylık bir asgari ücret veren de var. Özellikle ev hanımlarını bu konuda mükemmel ayarlıyorlar. Bu para bir yerden birisine geliyor ve daha sonra bu para dağıtılıyor. Telefonu ve tableti olmayanlara bu aletler verildi.”
"Çok kampanya yürüttük; Kaftancıoğlu’na, Demirtaş’a, Davutoğlu’na...
Sarıkaya, şimdiye kadar yürüttükleri büyük kampanyalardan da şöyle bahsetti:
"Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik en büyük kampanyamızı hatırlamıyorum. Ancak çok kampanya yürüttük. Canan Kaftancıoğlu’na yönelik en büyük kampanyamız ise eşinin tabağında domuzun olduğu kampanyaydı. Türkiye bir mozaik. Alevisiyle, Sünnisiyle… Türk toplumunun içerisinde nereden bakarsanız bakın yüzde 70’i bir inanç mensubu. Oruç tutmaz, namaz kılmaz, akşamları rakısını içer. Ancak domuz yemez. ‘Rakıyı içiyorum diye domuz mu yiyeceğim’ der. Bu kampanyayı biz hazırlamadık. Canan Kaftancıoğlu gollük malzeme verdi. Selahattin Demirtaş’ın ise, ‘Başkan Apo’nun heykelini’ dikeceğiz sözleri kampanyamız için yeterliydi. Ayrıca Demirtaş’tan haz almayan insanlarız. Bizden kimse ondan haz almaz. Onun için birçok kez #terörist etiketiyle yazmışızdır. Ahmet Davutoğlu’na yönelik kampanyalarımız da oldu.”
“Her seçim öncesi sosyal medya kampanyalarımız olurdu. AKP Genel Merkezi’nden capsler hazırlanıp ve bir şekilde bize ulaştırılıyordu. Biz de ona göre yazıyorduk. Şimdiki seçim için yapılan bir kampanya var mı bilmiyorum” diyen Sarıkaya, “‘Kampanya bir şekilde bize ulaştırılıyordu’ diyorsunuz. Kim ulaştırıyordu?” sorusuna da, “Kuyruğunu bulmaya çalışıyorsunuz. Bu işin kuyruğu Fahrettin Altun’dur” diye yanıt verdi.
Röportajın tamamını okumak için tıklayın.