İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara'da parti genel merkezinde gazetecilerle bir araya geldi. İyi Parti lideri, "Gidişatı öyle okuyorum. Bilgiye dayanmıyor" diyerek Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlendirilmiş parlamenter sisteme adım atacağını söyledi. Akşener, "Erdoğan'ın bu nefes alma problemini gördüğüne inanıyorum" dedi.
Partisinin kuruluşundan bu yana geçen iki yılı ve Türkiye gündemini değerlendiren Akşener, "23 Haziran 2019‘daki 2. İstanbul seçim sonuçlarını başta AK Parti olmak üzere tüm partiler iyi incelemeli" diye konuştu. Millet İttifakı’nın ortak adayı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilme sürecine de değinen Akşener, “Kendisini şehirli addeden, demokrasiye inanan, hukukun üstünlüğüne inanan orta sınıf seçmende, hangi partiye oy verirse versin, umutsuzluk hakimdi. İkinci İstanbul seçimleri bu seçmene, istediğinde oyuyla siyasetçinin kulağını çekebildiğini gösterdi” diye konuştu.
Öte yandan Akşener, Edirne F Tipi Cezaevi'nde 3 yılı aşkın süredir tutuklu bulunan, önceki dönem HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Devran isimli kitabının tiyatroya uyarlamasını izleyen Başak Demirtaş, Selvi Kılıçdaroğlu, Dilek İmamoğlu, Canan Kaftancıoğlu’nun çekilmiş fotoğrafı üzerinden yapılan eleştirilere, "Kadını tırmalamaktan, özne haline getirmekten vazgeçelim" diyerek tepki gösterdi. Konuyla ilgili herhangi bir yorumda bulunmak istemeyen Akşener, "Ben kadınların özne olduğu konularda konuşmamaya özen gösteriyorum. Gitmişler. Napalım? Tekrar söylüyorum. Hiç Emine Erdoğan'ın eylemleri, tutumuyla ilgili 2002'den beri hiç ağzımdan yorum duydunuz mu?" diye konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "HDP ile herhangi bir iletişim kanalının açılması için PKK ile arasına mesafe koymadı gerektiği" yönündeki görüşünü hatırlatan Akşener, "Bizim HDP'ye yönelik tutumumuz belli. Ben davet edilseydim gitmezdim" dedi.
Erdoğan'ın kendisine ve İyi Parti'ye yönelik çok rasyonel bir strateji uyguladığını söyleyen Akşener, kendisine teşekkür etti. Akşener Erdoğan'ın uyguladığı stratejiyi, "Görmedi, duymadı tek kelime etmedi. Ama aşağı tarafta muhteşem bir Meral Akşener şeytanlaştırması oldu. Süper bir stratejiydi. Aşağıda ben reisin büyük düşmanı olarak paketlendim" diyerek açıkladı.
Akşener’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Siyasette tek sesliliğin hakim olduğu, “patron bilir” anlayışına karşı duruyoruz. Bu yüzden en küçük kararı bile toplantı yaparak alıyoruz."
"İyi Parti'nin mevcut üye sayımız 259 bin 410. Bunu hazirana kadar 350-350 bine çıkarmayı hedefliyoruz."
"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi keşke çalışsaydı. Tutmadı. Şimdi 7'de 77'ye Türkiye'de ne olsa, herkes Sn Erdoğan'dan biliyor. Tek adam rejiminin getirdiği durum."
"Kısa, öz, sivil yeni bir anayasa ile iyileştirilmiş parlamenter sisteme geçilmedi gerektiğine inanıyoruz."
"Bunu bir siyasi sonuç olarak bakabilir miyiz bilmiyorum. CHP'nin kurumsal yapısı oradaki fotoğrafın kurumsal sistem içerisinde bir karşılığı var mıdır bilmiyorum. Benim bildiğim Kılıçdaroğlu'nun HDP'nin PKK ile arasına mesafe koymadığı halinde CHP ile arasına mesafe koyacağı beyanatı var. Bu beyanatta bir değişiklik yoksa o fotoğraf aileler üzerinde yorum yapmayayım
"Siyasilerin eşleri tiyatroya gitmiş. Biz Magri magri'de hiç emine hanımdan bahsettim mi? CHP'nin kurumsal yapısı eğer bu tiyatroda ortaya çıkan fotoğrafla eş değerse başka bir şey. Ama benim sizin bildiğiniz en son Kılıçdaroğlu'nun bir beyanatı var. HDP ile herhangi bir iletişimin, bu kanalın açılabilmesi için HDP'nin PKK ile arasına mesafe koymasıdır demesi. Eşler üzerinden ne söyleyebiliriz ki!"
"(Parti sözünüzün sözüne katılıyor musunuz?) Görüşlerini sosyal medyada çok rahat ifade etme hakkına sahip. Ben arkadaşımızın sözüne saygı duyuyorum. Bu sözü niye söylemedin kardeşim demedim kendisine. Saygı duyuyorum fikrini söylüyor.
"Bizim HDP'ye yönelik tutumumuz belli. "
"Ben kadınların özne olduğu konularda konuşmamaya özen gösteriyorum. Gitmişler. Napalım? Tekrar söylüyorum. Hiç Emine Erdoğan'ın eylemler, tutumuyla ilgili 2002'den beri hiç ağzımdan yorum duydunuz mu? Hayır. Kadını tırmalamaktan, özne haline getirmekten vazgeçelim."
"Ben davet edilseydim gitmezdim. Eşim de gitmezdi."
"Samimiyetle inanıyorum ki Syaın Erdoğan'ın rasyonellikten uzak duygusal sistemin içinde o gerçekçi yanı ortaya çıkacak. Buna ben inanıyorum. Dediğim gibi iyileştirilmiş güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçeceğiz. Seçim ne zaman olur?= Kendimi Erdoğan yerine koyuyorum; elinizde 2023'e kadar süre var nedne onu ortadan kaldırasınız. Seçim ön görmüyorum. Durup dururken neden seçim yapsın?
"Şimdi bu gerçekçilikten uzak, aşırı duygusal bir alanda yaşıyoruz şu anda böyle bir sistemde Sayın Erdoğan'ın geçmişe dayalı bilgilerimin ışığında Sayın Erdoğan alacaklı olmayı sever, borçlu kalmayı sevmez. İster maddi ister manevi. Ben alacaklıydım, manevi olarak Sayın Erdoğan'dan o borçluydu ödeyememişti. Bizim partimize ve şahsen bana çok rasyonel bir strateji yaptı. Görmedi, duymadı tek kelime etmedi. Ama aşağı tarafta muhteşem bir Meral Akşener şeytanlaştırması oldu. Süper bir stratejiydi. Erdoğan'ı tanıyorsam muhtemelen kendisini alacaklı hissediyordur. Burada da bu rasyonel strateji olmaz. Onun için şenlikli günler."
"Devamı gelecektir. Ama dayanmak. Bizim kurulduğumuz dönemdeki atmosfer çok daha farklıydı çok daha sertti. Tabana doğru inildiğinden bahsediyorum, bu şeytanlaştırma gittiğiniz şehirdeki devlet güçlerini etkiledi. Bu sorduğunuz soruya evet diyorum ama kendi özelimizden yola çıkarak neler olabileceğini söylüyorum; şimdi 7 Haziran'a giderken iftira atıldı bana. Dördüncü gün Sayın Erdoğan beni aradı hanımefendiyleyken konuştuk. Sonra Sare Hanım da aradı. Onunla da konuştuk. Hayrinusa Hanım da aradı onunla da konuştuk. Erkeklerden yalnızca Cumhurbaşkanı aradı. 35 dakikalık bir konuşma yaptık kendisiyle. Bu mahkeme sürecini genç kadınlar için takip ettik. Bir kadın hâkim hatta o kadar şaşırıldı ki sanık konumunda olan insanlar şaşırdı, avukatlar orada iki tarafın avukatı orada siz basınla ilgili, meseleleri biliyorsunuz diyelim ki cevap verildi ama bir daha benzer bir dil kullanılamıyor. Bu kadın hâkim şimdi o sabah 8.5'da kaleme sanıkların avukatları müdafaa koydu. Hangi arada derede yarım saatte o müdafaayı okudunuz da bir karar verdiniz? Bütün bu sanıklar beraat etti. Yazarı Hacı Bey!in gazetesinde bir yazar. Onlar manşet etmedi. Çünkü çirkin bir şeydi. Sabah gazetesinden vardı onlar da manşet etmediler. Şimdi bu hâkim hanım neyin yolunu açtı biliyor musunuz? Bir kandının bir kadına yakışmayacak hareketlerinin olduğu bir kasetin var mı diye duydum. Bu sizler için de sizlerin karıları için de söylenebilir. Benim mücadelem hepiniz içindi. Yazarı beraat etmesine rağmen manşet etmedi akit gazetesi, teşekkür etmeliyim. Biz çok daha sert bir süreçten geçtik. Şimdi sayın Erdoğan'ın o hakime hanıma bunu söylemesi imkansız. Bunları beraat ettir demesi imkânsız. Ama o hâkim hanım acaba cumhurbaşkanına yaranabilir miyim diye bu kararı verdi. Nelerin önünü açtı. Ben anılarımı paylaşmaya hazırım. Biz aşağıda Erdoğan'ın direkt isnatlarıyla hiç karşılaşmadık çünkü çok akıllıca bir strateji yaptı, saygı duyuyorum. Ama aşağıda ben reisin büyük düşmanı olarak paketlendim. "
"Ben Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'yle (CHS) seçime gidince seçilemeyeceğini görüyorum. Buradan yaptığım çıkarsama, bu alanı görebileceğini düşünüyorum. Ama seçilemeyeceğini biliyorum matematiksel olarak biliyorum. Bizim bu teklifimiz muhalefette yer alan bütün partiler için geçerlidir. Ön şartımızdır ittifak için. Diyelim ki seçime CHS üzerinden gidildi, orada İyi Parti'nin ittifak içerisinde bulunmanın ön şartı parlamenter sisteme dönmektir. Şu ana kadar gördüğüm kadarıyla da yeni kurulacak partiler de dahil olmak üzere muhalefet partiler bu görüşte. Türkiye'nin adalete ihtiyacı var. Bunu gerçekleştirme konusunda öncülük yapıyoruz. Bu sistemle ilgili erken seçim olur mu onu ön göremiyorum. "
"(İyi Parti seçmeninin HDP'nin de destek verdiği Millet İttifakı'ndan yara aldığını düşünüyor musunuz?) Hayır. Bizim seçmenimiz partisini denetleyen bir seçmen. Biz il alamadık, 18 ilçe belediyemiz 3 de belde belediyemiz var. Dolayısıyla çok da fazla umduğumuz bir sonuç alamadık. Ama İstanbul ve Ankara'nın alınmış olması bizim seçmenimizin inanılmaz bir şekilde buradaki eksiği görmemesine neden oldu. Büyük resmi görüyor bizim seçmen. Yolda yürüyorum bir kişi de döndürüp demiyor niye böyle oldu. Balıkesir'de çok bilinen nedenlerle kaybettik. Niğde ve Uşak'ı alabilirdik. Şile'yi alabilirdik. İki il garanti gibiydi. Ortak adayla çıkılsaydı zaten garantiydi. Balıkesir'i ise 9 bin küsür oyla kaybettik. Nedenlerini bilyoruz. Seçmenimiz niye böyle oldu demediler. Ben bir bilim insanıyım elbette bu sonuçları da çalışıyoruz. Faydayı başarıyı ama bizimle ilgili alanı da çalışıyoruz. orada bazı fedakârlıklar yapmak iyi partinin oldu. Çünkü teklifi biz götürdük. "
"(AKP ile ittifak yapar mısınız? ) Siz illet, zillet, İP diye konuşan küçük ortağın dengesini neden bozuyorsunuz böyle bir soruyla?"
"(Erdoğan'a bir kez daha seçilme şansını Anayasa vermiyor, ne düşünüyorsunuz?) Burası Türkiye olarak baktığımız için biz gerçekleşebilecek hadiseler üzerinden konuşuyoruz.Ne olur ne çıkar ne biter diye. Dediğiniz doğru. Pek çok hukukçuyla görüştük aynı fikirdeyiz ama öyle şeyler oluyor ki olmaz dediğiniz şeyler de olabilir. Elbet itiraz ediyorsunuz ama nefesiniz yetmiyor. Biz bunu referandumda da gördük, öğleden sonra boş oylar kabul edildi. Olanlar üzerinden konuştuk.
(HSK’ya başvurunuz vardı FETÖ ile ilgili bundan bir sonuç çıktı mı? - Yurtta Sulh Cihanda Sulh Konseyi) Nisan 2016'ya kadar AK Parti sisteme müdahil olmadı. Dolayısıyla ilk 15 Temmuz'la imzaları görüp bu doğrudur deyip karar alan hâkime hanım hâlâ görevine devam ediyor. Ve kendisiyle ilgili FETÖ iltisakı yapılmadı. Benim 15 Mayıs'ta kongreye yönelik, şimdi siz bir partinin başına adaysınız bir iddia ortaya koyuyorsunuz, başbakan olmak istiyorsunuz, 15 Mayıs'tan sonra. Neden? Biz 4 adayız. Diyorum ki ben kazanacağım kardeşim. Biz boncuk oynamaya mı çıktık? Bu 15 Mayıs'taki kongre meselesi benim buradaki söylediklerim ilginç bir şekilde 15 Temmuz!'dan sonra başbakan olacağıma çevrildi. İnanılmaz bir sosyal medya yayılması oldu. Böyle durumlarda sesiniz çıkmıyor zaten. Arkadaşlarımız kendi çapında böyle değil dediler ama bu öyle algılandı işlerine geldiği için. Biz bir de 19 Haziran'da bir kongre yaptık, 15 Temmuz'da kalkışma söz konusu olduğunda, kahire öğretisi diyorum bizi yöneten arkadaşlarla ilgili, dış politikada daha gerçekçi hislerden uzak bir politika geliştirin. Atatürk'ün hatta ben Yurtta Sulh Cihanda Sulh'tur o . Bazen yurt barış dünyada barış gibi yani dış politikada bu şablondan gidilmesi gerektiğini söyleyerek gezdim. Sonra bir sabah uyandım ki öyle bir durum olmuş. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar bunu benden çıkaramayacaklar. Bunu da en iyi Sayın Erdoğan biliyor. Amma velakin bir dava var hakkında 15 Temmuz 2016'dan beri tek şüpheli açılmış bir dava var. Benim aile fertlerim belli, hayatımdaki insan sayısı oldukça az. Bu sırada abim öldü. Velasıl bütün bu aile fertlerini saysanız 5 kişidir. Bunları 5 dakika bulursunuz. 3,5 yıldır tek bir içine belge bilgi konmamış, iddianame de yok ortada. Böyle bir durum var. 200'e yakın sanığı olan Akıncı Davası'nın iddianamesi biti. Yargılaması biti. Tek şüpheli Meral Akşener'in davasında tık yok. Şimdi 40 günde bir benim adıma dilekçe veriyoruz benim ifademi alın. Yasak var üzerinde, gizlilik var. Tek kişi kardeşim bu iddianame hazırlanamaz mı? Vallahi ağa bizle eğleniyi. Bütün bunlar sulandırmaya dayanan işler. Sürekli bir sakız çevirme işlemi var bu işlem bir süre sonra ilgilerin boynuna geçer. Çünkü bu işler laklaka yapmaya gelmeyecek kadar ciddi işlerdir. Neyin sulandırıldığını anlamakta zorlanıyorum. Biz İyi Parti olarak bu TRT'deki hanımefendinin okuduğu Yurtta Sulh Konseyi'ni araştırmak için de bir girişiminde bulunduk ama küçük ve büyük ortak tarafından reddedildi. Bir siyasi parti hâkim yerine kendini koyabilir mi!"
"Biz şunu sorabiliriz 17-25 Aralık'tan sonra 1 Kasım'a girerken STV'ye Zaman'a bu kayyum atama işlemleri olduğunda kimler gitmiş polisle göğüs göğüse dövüşmüş? Şimdi bu dövüşmenin içinde yer alan aktörlerin içindekilere ben FETÖ'cü diyebilir miyim? Diyemem. Çünkü zamanın ruhu. O zaman düşman kuvvet AK Parti. Orada yumruk yumruğa dövüşüyor insanlar. Ve bunlar milletvekilleri,. Demeye çalıştığım şey şu. Sürekli olarak aynı şeye atış yapıp herhangi bir somut, imalı imalı konuştuğunuz zaman bir sulandırırsınız, ciddiyeti ortadan kaldırırsınız, bir bumerang yaratırsınız. O da gelir boynunuza geçer. "
"Bir siyasetçinin devamlı olarak aynı şeyi konuşması bu işin ciddiyetini bozma anlamına gelir. Herkes elindeki belgeyi, bilgiyi götürecekler. Verecekler savcılara. O kadar çirkin şeylerle karşılaştım ki, bir tv programında düğünde çekilmiş ve tarafımdan yayımlanmamış bir fotoğraf. Benim yanımda abimin kızı oturuyor, diğer yanımda eşim oturuyor. Diğer tarafta abim oturuyor. O fotoğrafın ister kadın ister erkek, bunlar kaldırıp montajla FETÖ'yü koyuyorlar. Kimse benim yan ayna karşı karşıya tokalaşırken fotoğrafımı bulamayacaklar. Yok. Bunlara alıştık ama bu yapılamaz. Bu fotoğraftan benim eşim kaldırılıp yanına ben oturuyorum ayakta FETÖ lideri bu Anadolu'da her manaya gelen bir şeydir kardeşim. ve bu çok işin peşine düştüğünü söyleyen sistemin yaptığı bir iş. Bir avukat bunu orada söylüyor. Bir genel yayın yönetmeni onu alıyor. İftira atmanın da bir mertliği olmalı. Bir şey daha dikkatimi çekiyor; mutlaka kadınlar üzerinden, benim cinsiyetime ateş edilen bir tutum oluyor. Ayıptır. Siyasi tutumumu eleştirebilir elbette herkes. Ama siyasette kim vardır kim yoktur bunu söylemek mümkün değil. Bu telefon dinlemeleri yapanlar, işin bürokratik boyutu ne yapmış ki bu zamana kadar. Vardır elbette herkeste bir şeyler. "
"(İstanbul kanalı inatlaşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?) Doğru bulmuyorum. Sorular sorduk yanıtını alamadık. AK Parti'nin proje olarak seçim beyannamesinde varken 9 sene sonra neden gündeme gelmemiş. 9 yıl sonra neden gündeme geldi, bize bir fayda mı sağlayacaktır? Ekonomiye dair pek çok soru soruyoruz. Bunlara dair hükûmet kanadından bir yanıt alamadık. Bu taraftan sevdiğim insanlar sevmediğim insanlar üzerinden bir rant aktarımı olabilir. Ayıp olanı yanlış olanı orada insanlar yaşıyor. Ta Aksu'da bir yerde esnaf gezerken hiç beklemeyeceğiniz bir hanımefendi ne düşünüyorsunuz Kanal İstanbul konusunda dedi. Antalya nere İstanbul nere? Bu kutuplaşmadan böyle olmaktan yorulduk. Yumruklarımızı, dişlerimizi sıkmaktan yorulduk. Benim önerim şu ağalar biraz dişlerimizi ellerimizi gevşetmeye izin versinler. Kanal İstanbul doğru dürüst tartışılmalı. ÇED raporunda Hz. Nuh'un drone kullandığını söyleyen bir bilim insanı var. "