Ayşe Sayın
AKP'nin 12 Eylül 2018'de yapmayı planladığı Olağan Büyük Kongreyi, Haziran ayı sonuna çekme kararı, Ankara'da "erken seçim" senaryolarını yeniden gündemin ön sıralarına taşıdı.
İktidar partisi kulislerinde uzun süredir, il kongrelerinin Mayıs ayının başında tamamlanıp, büyük kongreye gidilmesi seçeneği konuşuluyordu.
Ancak Mayıs ayının ortasında başlayan Ramazan ayında kongre yapmanın güçlüğü dikkate alınarak, kongre takviminin Ramazan Bayramı sonrasına denk gelen Haziran sonunda yapılması kararlaştırıldı.
İktidar partisinin olağan kongre takvimini 2 ay öne çekmesinin ardından şimdi siyasi kulislerde "seçim takvimi de öne çekilecek mi" sorusuna yanıt aranıyor.
Erken seçim senaryoları daha çok muhalefet tarafından seslendiriliyor.
Örneğin İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin kuruluş sürecini bile "erken seçim" olasılığı nedeniyle hızlandırdı.
Akşener'e göre erken seçim, darbe girişiminin yıldönümü olan 15 Temmuz'da olabilir. Ancak Erdoğan, gerek konuşmalarında, gerekse partisinin basına kapalı toplantılarında seçimlerin "zamanında" yapılacağını her fırsatta dile getiriyor.
"Anketler belirler"
Ana muhalefet partisi CHP'de ise yaygın görüş, "anket sonuçları"nın seçim tarihini belirleyeceği yönünde.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın anket sonuçlarında "yüzde 51"i görmesi halinde, cumhurbaşkanlığı ve birlikte yapılacak milletvekilliği genel seçimlerini öne alacağı görüşünde.
Kılıçdaroğlu, AKP-MHP-BBP'den oluşan "cumhur ittifakı" bloğunun, kendi yaptırdıkları anketlerde bile yüzde 50'yi bulamadığını savunurken, Afrin operasyonunun etkisinin de oylara yansımasının "minimum" düzeyde olduğunu ifade ediyor.
Muhalefet sözcüleri, Erdoğan'ın "50+1'i" gördüğü anda, 15 Temmuz ya da en geç sonbaharda cumhurbaşkanlığı seçimine dönük "düğmeye basacağını" düşünüyor.
İttifak yasası gösterge mi?
Erken seçim olasılığını savunanların en önemli gerekçelerinden birini de, siyasi partilerin genel seçimlerde "ittifak" yapmalarının yolunu açan seçim yasası değişikliğinin hızla parlamentodan geçirilmesi oluşturuyor.
Genel seçimlere 2 yıla yakın süre varken, "ittifak" düzenlemesinin hızla Meclis'ten geçirilmesi de olası bir "erken seçime hazırlık" olarak yorumlanıyor.
Örneğin HDP Milletvekili Mithat Sancar, AKP ve MHP'nin şimdiden "cumhur ittifakı"nı ilan etmesini, cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin erkene alınacağının açık işareti olarak değerlendiriyor.
Sancar'a göre, seçimlerin 2019'a sarkması "ittifakı yıpratabilir."
Ancak, sadece ittifak değil, başta cumhurbaşkanlığı seçim mevzuatı olmak üzere devlet sisteminin sil baştan düzenlenmesini içeren Anayasa uyum paketi üzerinde çalışan AKP'nin, erken seçime gitmek için bu düzenlemeleri Meclis'ten geçirmesi gerekiyor.
Metropoller kaygısı
Normal seçim takvimine göre Mart 2019'da yerel, yani belediye başkanlığı seçimleri yapılacak. Ancak yerel seçimler AKP'nin "yumuşak karnını" oluşturuyor.
Genel olarak her zaman yerel seçimlerdeki oyu milletvekili seçimlerinden düşük olan AKP'nin kaygılarını, 16 Nisan referandumunda, belediye başkanlığını elinde bulundurduğu İstanbul ve Ankara gibi metropollerden, başkanlık sistemini içeren Anayasa değişikliğine "hayır" çıkması artırıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "metal yorgunluğu" diyerek, bu iki kentin belediye başkanlarının da aralarında bulunduğu partili belediye başkanlarına yönelik operasyonun altında da referandumdan çıkan olumsuz sonuçların etkili olduğu biliniyor.
AKP'nin yerel seçimlerde özellikle İstanbul ve Ankara'nın kaybedilmesi halinde, bunun Kasım ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine de olumsuz yansıyabileceği gerekçesiyle, milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin öne çekilebileceği belirtiliyor.
Revizyon ayarı mı?
AKP kaynakları ise kongre takviminin iki ay öne çekilmesi konusunda daha çok "zaman kazanma"ya vurgu yapıyor.
AKP Genel Başkanı da olan Erdoğan'ın partiyi 3 önemli seçime taşıyacak dinamik bir kadro oluşturmak için parti yönetiminde köklü değişikliğe gideceği, daha sonra bu değişim sürecinin kabine revizyonuna da uzanacağı ifade ediliyor.
Erdoğan'ın, hem parti yönetiminde yapılacak değişiklikler, hem de Bakanlar Kurulu revizyonu sonrası yaşanacak olası kırgınlık/küskünlüklere karşı da zaman kazanmış olacağına dikkat çeken kaynaklar, bu kırgınlıkların aşılması için de zaman kazanılmış olacağı değerlendirmesini yapıyorlar.