Dünya

AKP'lilerin ABD'de iki kişiyi darp etmesi FBI'ı harekete geçirdi

"FBI’ın olayla ciddi bir şekilde ilgilenmesi çok farklı boyutları olan bir olay olduğunu düşündürdü"

15 Nisan 2017 10:44
Ali Küpeli

AKP Kuzey Amerika Seçim Koordinasyon Merkezi Kadın Kolları tarafından 8 Mart Çarşamba günü düzenlenen Kadınlar Günü programında saldırıya uğrayan iki vatandaşla ilgili polis raporunun ört bas edildiği iddiası, ABD Federal Araştırma Bürosu'nu (FBI) harekete geçirdi.

Eski Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun da katılımıyla düzenlenen programda AKP’lilerin fiziki saldırısına uğrayan Deniz Lohja ve Murat Genç, FBI yetkilileri tarafından ifadelerine başvurulmak üzere genel merkeze davet edildi.

Olay gecesi polisin kimseyi gözaltına almadığını ve bizzat karakola gitmelerine rağmen rapora ulaşamadıklarını aktaran Lohja ve Genç, olayın, nüfüzlu bir takım kişi veya kişiler tarafından örtbas edilmeye çalışıldığını düşündüklerini ifade etti.

“FBI, bizimle görüşmek istedi”

T24’e konuşan ikili, olaydan hemen sonra FBI’dan bir yetkilinin kendilerine ulaşarak yardımcı olmak istediklerini ilettiğini söyledi. Genç, “Olaydan sadece iki gün sonra FBI’dan bir yetkili bizi arayarak bize yardımcı olmak istediklerini, olay gecesi tam olarak neler yaşandığını öğrenmek istediklerini söyledi. FBI’ın olayla ciddi bir şekilde ilgilenmesi bizlere olayın basit bir darp olayı olmadığını, çok farklı boyutları olan bir olay olduğunu düşündürdü” şeklinde konuştu.

Rapor uzun süre bulunamadı

FBI’la görüştükten sonra tekrar raporun peşine düştüklerini ifade eden Genç şunları anlattı: “Raporu almak için karakola ilk gittiğimizde isim, adres, tarih, saat gibi sorulan her soruya cevap vermemize rağmen rapor bulunamıyordu. 5 Nisan 2017 günü, tekrar Paterson Polis Karakolu'na gittik. Bu defaki gidiş sebebimiz raporu istemek değil, raporun neden gizlendiğini öğrenmekti. Bu amaçla, aynı binada bulunan İçişleri Bölümü’ne başvurduk. Olayın üzerinden 5 hafta geçmiş olmasına rağmen, raporun neden bir türlü hazırlanmadığı ya da bulunamadığını sorduk ve şikayet formunu doldurarak resmi başvurumuzu yaptık. Önce şikayetimizle pek ilgilenmeyerek bizi başlarından savmak istediler ancak ısrarımız üzerine kabul etmek zorunda kaldılar.”

“Raporda saldırganların ismi yok!”

Aradan yaklaşık bir hafta geçtikten sonra polis karakolundan arandıklarını ifade eden Lohja ve Genç, "Bizi arayarak raporun nihayet bulunduğunu aktardılar. Ancak raporda bizi darp eden kişilerin isimleri geçmiyordu. Darp edilen ve şikayetçi olan bizler olduğumuz halde, bizim isimlerimiz ‘Şikayetçi’ olarak değil, sadece ‘Olaya karışan’ kişiler olarak geçiyordu. Yanı sıra olayın yaşandığı programa ev sahipliği yapan Amerikan Karaçay-Kafkas Yardım Derneği’nden (AKBA Hall) bir görevlinin adı bizi şikayet eden kişi olarak rapora eklenmişti. Rapor tamamen yanıltıcı ve eksikti. Bu nedenle yeni bir şikayet dilekçesi ile Paterson Polis Karakolu İçişleri Bölümü’ne ek başvurumuzu yaptık. Bu noktada olayın ve raporun çok ciddi bir şekilde örtbas edilmeye çalışıldığını gördük” açıklamasında bulundu.

Olayın arkasında Türk belediye başkan yardımcısı mı var?

Saldırının hemen ardından Amerika'nın Sesi kanalında yayınlanan haberde, “Olay sonrasında polisin hiç kimseyi gözaltına almaması büyük tepki gördü. Salonda bulunan bazı görgü tanıkları tutuklamaları kentin Türk Belediye Başkan Yardımcısı Derya Taşkın’ın engellediğini öne sürdü. Bir dönem AK Parti Milletvekilli aday adayı olan Taşkın’ın polislere nüfuzunu kullanarak engel olduğu iddia edildi” cümlelerine yer verilmişti.

Taşkın iddiaları yalanladı

Derya Taşkın iddiaları yalanlayarak, “Ben atamayla geldim, seçimle gelmedim. Ayrıca, zaten Paterson’ı takip eden bilir, belediye başkanının bir sürü problemi var. Şu an herkes titizlikle hareket ediyor. Benim, polis teşkilatına öyle bir etki yapacak gücüm yok çünkü ben atamayla geldim. Seçimle gelip de onların üstünde olsam evet dedikleri doğrudur ama ben atamayla geldim. Onun için polis departmanı benim altımda değil, ben onların patronu değilim. Böyle bir şey olması imkansız. Burası yargı ülkesi. İstedikleri gibi sorgulatabilirler, polisi de sorgulayabilirler yanlış rapor tutmaktan. İçişlerine kadar gidebilir bu konu.” Şeklinde konuştu.

İkinci Berat Albayrak vakası mı?

FBI yetkililerinin AKP Kuzey Amerika Seçim Koordinasyon Merkezi tarafından küçük bir dernek binasında düzenlenen yerel bir programda yaşanan olayın peşine düşmesi, akıllara daha önce FBI tarafından sorgulanan AKP’lileri getirdi.

Geçtiğimiz yıl ekim ayında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın damadı ve Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait olduğu iddia edilen e-postalar internete sızmıştı. Bu e-postalarda, Albayrak adına çalıştığı öne sürülen Halil Danışmaz ve İbrahim Uyar’ın, "ABD’de kurulan ve kar amacı gütmeyen dernek ve gazeteciler aracılığıyla yasadışı lobi faaliyetleri yürüttükleri ve Türk hükümeti adına ajanlık yaptıkları" iddiasıyla FBI tarafından sorgulandığı ortaya çıkmıştı.

ABD yasalarına göre kar amacı gütmeyen derneklerin yabancı bir devlet siyasi lobicilik yapması yasak.