Gündem

"AKP’li yönetenler, tasarruf deyince 29 Ekim etkinliklerini anlamış, tasarruf arıyorsanız metro ihalelerine bakın"

"Yaklaşık keşif' 2.1 milyar lira mı? Şirket 2.4 milyar lira veriyor, İBB de kabul ediyor"

22 Ekim 2017 13:42

Cumhuriyet yazarı Çiğdem Toker, 2018'i tasarruf yılı ilan eden hükümeti eleştirdi. Toker, "AKP’li yönetenler, tasarruf deyince 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliklerini anlamış, tasarruf arıyorsanız metro ihalelerine bakın" dedi.

Toker'in "Tasarruf arıyorsanız metro ihalelerine bakın" başlığıyla (22 Ekim 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

AKP’li yönetenler, tasarruf deyince 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinliklerini anlamış.

Bence önce kamu ihalelerine bakmalılar.

Oralarda tasarruf edecek bir dolu proje ve teklif var.

Mesela 3 Mart 2017 tarihli ihaleler. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Raylı Sistem Daire Başkanlığı şu 5 metro hattını ihale etmişti:

Kirazlı/Halkalı, Ümraniye/ Ataşehir/Göztepe, Çekmeköy/ Sancaktepe/Sultanbeyli, Kaynarca/ Pendik/Tuzla, Başakşehir/Kayaşehir

İBB bu hatlarda, hepimizin vergilerinden oluşan yaklaşık maliyetin yüzlerce milyon TL üzerinde verilen teklifleri kabul etti. (Tutarlar ile şirketlerin adı 18 Ekim tarihli yazıda.)

Misal, “yaklaşık keşif” 2.1 milyar TL mi? Şirket 2.4 milyar TL veriyor, İBB de kabul ediyor.

Peki, nereye gidiyor bu aradaki 300 milyonluk fark?

Fazla tutarın ne kadarı -hadi iyimserlikten ölelim- enflasyondan kaynaklanan maliyet artışı?

Sonuç: Beş hat için bağıtlanan fazla teklif tutarı: 1 milyar 193 milyon.

Yazıyla: BİR MİLYAR YÜZDOKSANÜÇ MİLYON LİRA.

Bunlar İBB’nin metro ihalesi.

3. Havalimanı hattı yetişecek mi?

Bir de Ulaştırma Bakanlığı’nın “verdiği” bir metro hattı var.

Gayrettepe-yeni havalimanı epey bir gecikmeyle, geçen yıl sonu 1 milyar Avro’ya Şenbay-Kolin ortaklığına verilmişti. Verilmişti diyoruz çünkü ortada bir ihale emaresi yok.

Ve dikkat: 1 milyar Avro’luk bu “iş”, dövizin tırmandığı, berberlerin camlarına “TL’ye çevirme makbuzunu getirene bedava tıraş” yazılı kâğıtlar yapıştırdığı günlerde verildi.

Hattı yürüten ikiliden biri olan Kolin, 3. Havalimanı’nı yapan beşli grupta.

Diğeri Bayburt Grup bünyesindeki Şenbay. Şenbay’a bu hattın verilmesinde; gerek piyasa gerekse siyaset arenasında giderek daha çok konuşulmaya başlanan “Başbakan Yıldırım’a yakınlık kriter midir?” sorusu meşrudur. (Şenbay’ın kardeş şirketi Aga Enerji de Rize Havalimanı ihalesini Cengiz İnşaat ile birlikte kazanmıştı.)

1 milyar Avro’luk işi verdiniz de, 3. Havalimanı’nın açılmasına bir yıldan az zaman kaldı.

Nasıl bitecek 33 km’lik bu hat?

TVF’ye bağımsız denetçi

Türkiye Varlık Fonu’nun (TVF) denetlenip denetlenmediğini sıklıkla sorduk.

Denetlendiyse sonuçların kamuoyuyla paylaşılması gereğini dile getirdik.

Değil denetim raporu, TVF’nin Strateji Belgesi bile açıklanmadı daha. Bundan sekiz ay önce Başbakanlık “yakında açıklanacak” demişti. Belli ki uzlaşmazlık sürüyor.

Ama denetimde nihayet bir gelişme oldu.

TVF’yi denetlemek üzere, Akis Bağımsız Denetim ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik A.Ş “bağımsız denetçi” olarak atandı. Karar Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlandı. 16 Ekim tarihli sicile göre, bağımsız denetçi atanması için Özelleştirme İdaresi 27 Eylül’de yazı yazmış.

Akis Bağımsız Denetim, 2016 yılı hesap döneminde görev yapacakmış.

Oysa 2017’nin sonuna geliyoruz.

Koca koca bankalar, kamu şirketleri OHAL KHK’leriyle 2017 başında devredildi TVF’ye Akis’in bağımsız denetimi, TVF’nin yalnızca kurulduktan sonraki 4 ayını kapsayıp 2017’yi içine almayacaksa ilginç.

Bu arada unutmadan; Akis şirketi, çokuluslu denetim firması KPMG’nin Türkiye üyesi.

Sadat A.Ş taşındı

Sadat’ın kurucusu emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başdanışmanlığına atanmıştı malum.

Atamanın ardından yönetim kurulu üyesi de olduğu Sadat’ın başkanlığından ayrılmıştı.

O tarihten yani Ağustos 2016’dan bu tarafa şirketin -en azından- resmi kayıtlarında bir hareket görünmüyordu. O hareket geçenlerde olmuş ve Sadat A.Ş şirket merkezini taşımış. Beylikdüzü’ndeki merkezi, yine Beylikdüzü’nde başka bir adrese nakletmiş. 15 Eylül tarihli karar, 11 Ekim tarihli sicil gazetesinde yayımlandı.

TVF’nin Çin’de para aradığını Bloomberg’in haberinde okuduk. Çin Endüstri ve Ticaret Bankası ICBC’den 5 milyar dolar değerinde 10 yıllık kredi istenmiş. Bu tutar yaklaşık 18 milyar.

TVF’ye bağımsız denetçi atanması ile Çin’den para aranan dönem birbirine yakın.

İşlerin pek parlak gitmediği ortada. Bir yanda vergi zamları.

Diğer yanda borçlanma limitini görülmemiş biçimde 37 milyar TL arttırma girişimi. Bu arayışın garantili projeler ile bağlantısı olmalı.

Garantili projelere dair ödeme yükümlülüğü ilk kez 2018 bütçe tasarısında gösterildi.

Bu tutarın 3.6 milyar TL’si köprü, tünel projelerine, 2.6 milyar TL’si de şehir hastaneleri için ayrılmış.

Başka anlatımla “Kamu Özel” işbirliği projelerini üstlenen müteahhitlik şirketlerine ödenecek tutar yani. Hani “ticari sır” olduğu gerekçesiyle açıklanmayan sözleşmeler var ya.

Onlar için. Fakat bu sözleşmelerdeki fiyatlar döviz kuru üzerinden.

Bütçeye konulan 6.2 milyar TL’nin artması kaçınılmaz. Kaldı ki toplam sayısı 30 civarında planlanan şehir hastanelerinin sadece 4’ü hizmete girdi.

Daha sırada Bilkent, Etlik hastaneleri var. Arka arkaya inşaatı tamamlandıkça bu büyük projeler devreye alınacak. Tabii asıl 3. Havalimanı. İGA A.Ş’nin yapımını sürdürdüğü 3. Havalimanı’nın açılış tarihi de 2018.

Çok büyük kaynak yutacak projelerden bahsediyoruz.

Bakalım henüz strateji belgesini açıklamamış TVF, taze para arayışında nasıl bir yol alacak?