Gündem

AKP'de milletvekillerine bilgi notu: Uyum yasaları, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve kanunlarla yapılacak

"Bu önemli reform sürecinin ilk aşaması ile devam eden aşamalarında Milliyetçi Hareket Partisinin açık ve doğrudan desteğinin ne denli önem taşıdığı açıktır"

17 Mart 2018 01:46
Hülya Karabağlı

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin 16 Nisan 2017'de gerçekleşen anayasa referandumunda kabul edilmesinin ardından TBMM’de çıkarılması planlanan uyum yasalarına ilişkin çalışmalar devam ediyor. AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Uyum Yasaları Üst Komisyonu Başkanı Hayati Yazıcı, çıkarılacak uyum yasaları ve komisyonun çalışmaları ile ilgili AKP milletvekillerini bilgilendirdi. Yazıcı'nın imzasıyla gönderilen 6 sayfalık bilgilendirme notunda, uyum düzenlemelerinin, kanun, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve diğer alt mevzuat seviyesinde yapılacağı belirtildi.

Genel Başkan’ın oluruyla 17.01.2018 tarihinde çalışmalarına başlayan 19 kişilik bir üst komisyon ve  alt komisyonun  Nisan 2018 sonuna kadar çalışmalarını tamamlayacağına  dikkat çekilen bilgilendirme notunda, “Bu önemli reform sürecinin ilk aşaması ile devam eden aşamalarında Milliyetçi Hareket Partisinin açık ve doğrudan desteğinin ne denli önem taşıdığı açıktır. Bu desteğin önemli olduğunu vurgularken, Partimizin güç ve istencinin ve elbette Liderimiz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın duruşuyla, vizyonuyla, oyun kurucu ve inşa ediciliğinin ne denli kıymetli ve kapsayıcı olduğunun altını bir kez daha çizmek gerekir” denildi.

Bilgilendirme notunda, “Uyum düzenlemeleri; kanun, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve diğer alt mevzuat seviyesinde yapılacaktır. Kararname veya ikincil mevzuat ile düzenlenebilecek konularda yasama sürecini devreye sokmaktan kaçınılmalıdır” denildi. Mevzuat düzenlemelerinin sade, net, anlaşılabilir temiz ve özenli bir Türkçeyle kaleme alınacağına dikkat çekildi.

“Uyum-uyarlama çalışmalarıyla ilgili bilgilendirme” notunda bazı bölümler şöyle:

-16 Nisan 2017 günü yapılan halkoylamasıyla onaylanan anayasa değişikliği, ülkemizin yaklaşık yüz elli yıldır tartışılan hükümet sistemini değiştirmiş, siyasi ve idari yapısını yeniden oluşturma sürecini başlatmıştır. Bu değişimin merkezinde, hükümet sistemindeki dönüşüm vardır. Yapılan değişimle parlamenter hükümet modelinden başkanlık hükümet modeline geçilmiş ve yeni hükümet modeli “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” olarak isimlendirilmiştir.

“Yeni bir yönetim modeli tarihsel imkânlar sunmaktadır”

Gerçekten anayasa değişikliği ile Türkiye’de hükümet sistemi köklü bir şekilde değişmiştir. Bu değişim, biçimselliğin çok ötesinde, istikrarı esas alan, güven duygusunun güçlü bir şekilde tesis edilmesini amaçlayan ve değer bazlı yeni bir yönetim modelinin ve bunu besleyecek siyasal kültürün inşa edilmesi yönünde tarihsel imkânlar sunmaktadır.

Önümüzdeki seçim kampanyasının önemli bir argümanı, sistem değişikliği tartışmaları olacağından hareketle, milletin zihninde soru bırakmayacak evsafa ve argümanlara sahip bir reform paketi, kampanyayı kolaylaştırıcı bir etkiye sahip olacaktır.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi; yasama ile yürütmeyi birbirinden kesin olarak ayırmış olmakla birlikte, iki erk arasındaki ilişkileri optimum denge-denetim ve uyum düzeyinde tutacak şekilde ve bağlayıcı kural koymada “yasamanın üstünlüğü” ilkesini kabul etmiştir. Yeni sistem, bu yönüyle ne yasama ile yürütme arasında keskin bir ayrılığın benimsendiği ABD modeline, ne de yürütmenin sistemi domine edebildiği diğer başkanlık modellerine benzemektedir.

Yeni Anayasal düzenleme, egemenliğin milletin doğrudan seçtiği yasama ve yürütme organları eliyle kullanılacağını, yürütmenin egemenliği ve yönetme yetkisini kullanırken de doğrudan demokratik meşruiyete dayanması ilkesini benimsemiştir.

Başka bir ifadeyle yeni sistem, yürütme erkini ve seçilmiş Cumhurbaşkanını daha güçlü ve etkin bir hale getirmiş, karar alma ve uygulama süreçlerinde yürütme erkinin verimli ve kaliteli faaliyet icrasını hedeflemiştir.                                                

Öte yandan yargının oluşum süreçleriyle ilgili idari mekanizmanın belirlenmesinde seçilmişlere fonksiyon yüklenerek, yargı erkinin demokratik meşruiyetinin hesap verebilirlik-hesap sorabilirlik yönü güçlendirilmiştir.

Yürütme erkinin karar alma ve uygulama süreçlerinde daha hızlı ve etkin olması ilkesinden hareketle, Bakanlık yapıları, bağlı, ilgili, ilişkili ve bağımsız kurum ve kurulların tamamı, bürokratik oligarşiyi de ortadan kaldıracak şekilde yeniden şekillendirilecektir.

Gelirlerin toplanması, giderlerin planlaması ve harcamaların yapılmasında kurumsal karmaşa ve çatışmalar ortadan kaldırılacak, etkinliğin ve verimliliğin sağlanması amacıyla kurumsal yapılar yeniden düzenlenecektir. Aynı yaklaşımla ekonominin yönetilmesinde de ‘yeni sistemin mantığını esas alarak’ çok başlılığı ortadan kaldıracak yapısal değişim ve dönüşümler hayata geçirilecektir.

Kamu denetimini yapısal ve işlevsel olarak daha fonksiyonel hale getirecek, teftişlerin kabul görmüş standartlara uygun olarak gerçekleştirilmesini sağlayacak, Bakanlıklar ve kurumların teftiş birimleri arasında sıkı bir eşgüdümü veya tek düzeliği sağlayacak düzenlemeler yapılacaktır.

Cumhurbaşkanlığına bağlı, denetim birimleri arasındaki koordinasyonu sağlayan, denetime ilişkin süreç ve sonuçları izleyen, etkin, yol gösterici ve standardize edici bir mekanizma kurulacaktır. Bu alanda yapılacak değişimin özünü; kamu görevlisinin frenleme ve patinaj yapmasına sebebiyet vermeden, kamu hizmetlerinde kalite odaklı rehberlik anlayışı oluşturmaktadır.                                                                                    

Yereldeki yönetim birimleri (belediyeler, valilikler, kaymakamlıklar, il özel idareleri ve muhtarlıklar) gözden geçirilecek, merkezle ilişkileri yeniden tanımlanacak, yürütmenin niteliğine göre yeniden yapılandırılacak ve Cumhurbaşkanıyla ilişkileri yeni sistemin özüne ve ruhuna uygun olarak kurgulanacaktır.

Üst düzey “Yönetici Kadrolar” ile ilgili atama kriterleri belirlenecek, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin verim odaklı düzen sağlanacaktır.

“Milletvekillerine her türlü alt yapı imkânları sağlanacak”

TBMM’nin yasama ve denetim faaliyetlerini en etkin şekilde icra edebilmesi amacıyla, Komisyonlara ve Milletvekillerine yasama faaliyetlerinde yardımcı olacak her türlü altyapı imkanları sağlanacak ve güçlendirilecektir.

Yeni sistem inşasında temel hak ve hürriyetleri esas alan özgürlükçü bir bakış açısı benimsenecektir. Bu süreç bir anlamda özgürlükleri sınırlandıran bütün düzenlemelerin ayıklandığı bir imkan olarak da değerlendirilmelidir.

Vatandaş talep ve beklentilerine karşı duyarsız, katı, durağan ve statükocu bürokratik yapı ve anlayışların terk edilmesi temel ilke olarak kabul edilecektir.

Bu bağlamda yönetim sistemi, hiyerarşik kademelendirmeyi azaltan, olabildiğince düz ve yatay örgütlenme modeli esasına dayanan, böylece bürokrasi ve kırtasiyeciliğin azaltıldığı bir sistem olarak hayata geçirilecektir.

Açıklık, şeffaflık, hesap verebilirlik ve hukuka uygunluk yönetimin temel ilkeleri olarak görünür ve gözetilir kılınacak, bu ilkelerin tüm kurumların öncelikleri arasında bulunması sağlanacaktır.

Uyum sürecine ilişkin mevzuat çalışmaları yeni sisteme siyasi açıdan entegrasyon, oluşturulan çatıya uygunluk ve kavram birliğinin sağlanması amacıyla yapılacaktır. Mevzuat taraması çalışmalarında da bu yaklaşımın göz önünde tutulması önemlidir.

Uyum düzenlemeleri; kanun, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ve diğer alt mevzuat seviyesinde yapılacaktır. Kararname veya ikincil mevzuat ile düzenlenebilecek konularda yasama sürecini devreye sokmaktan kaçınılmalıdır.

Mevzuat düzenlemeleri sade, net, anlaşılabilir temiz ve özenli bir Türkçeyle kaleme alınacaktır.

Sürecin ikinci aşaması olan uyum-uyarlama çalışmalarını yapmak üzere Genel Başkanımızın olurları ile 19 kişiden oluşan bir üst komisyon ve onun altında yedişer kişiden oluşan beş alt uyum komisyonu oluşturulmuştur.

17.01.2018 tarihi itibariyle çalışmaya başlayan komisyonlar, kamu ve özel ayrımı yapmaksızın takdir ettikleri her kişi ve kurumun birikiminden yararlanabilecek, alt çalışma grupları oluşturarak çalışmalarını Nisan 2018 sonuna kadar tamamlayacaklar. Bu bağlamda her gün çalışmalarını sürdüren alt komisyonlar, her hafta başkanlar düzeyinde 15 günde bir üst komisyon olarak toplanmaktadır. Ayda bir kere üst komisyon Cumhurbaşkanımız ve Genel Başkanımızın başkanlığında, Sn. Başbakanımızın da katılımı ile toplanarak çalışmaların müzakere ve değerlendirilmesini yapmaktadır.

 Bu önemli reform sürecinin ilk aşaması ile devam eden aşamalarında Milliyetçi Hareket Partisinin açık ve doğrudan desteğinin ne denli önem taşıdığı açıktır. Bu desteğin önemli olduğunu vurgularken, Partimizin güç ve istencinin ve elbette Liderimiz Sn. Recep Tayyip Erdoğan’ın duruşuyla, vizyonuyla, oyun kurucu ve inşa ediciliğinin ne denli kıymetli ve kapsayıcı olduğunun altını bir kez daha çizmek gerekir.