Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde düzenlenen 'Büyük İstanbul Mitingi’nde konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Dolmabahçe’de Atik Valide Camii’ne bira şişeleriyle girdiler mi? Bira şişeleriyle mabedimizi kirlettiler mi? Öyle biz girdik, biraları devirdik… Bay Bay Kemal istediğin kadar fıçı dolusu iç hiçbir şey seni iflah etmez. Benim milletim ayyaşa, sarhoşa kalkıp da meydanı bırakmaz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Seçimden hemen sonra 7 bin 500 lira üzerindeki emekli maaşlarıyla ilgili bir düzenleme yapacağız. Memurlarımızın maaşlarına Temmuz'da sadece enflasyon farkı eklemekle kalmayacak refah payı artışı da yapacağız, salı günü kamuoyuna açıklayacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde İstanbul Mitingi gerçekleşti. Mitinge Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan’la birlikte katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra Cumhur İttifakı’nda yer alan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, Demokratik Sol Parti Başkanı Önder Aksakal, Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu da mitingde yer aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yollar bir başka zengin, gelemiyorlar ve İstanbul bugün haykırıyor. 14 Mayıs’ta birilerini emekliye sevk edeceğiz. Onların kim olduğunu biliyorsunuz. Dün Maltepe’deymişler. Resmi rakamı getirdiler, resmi rakam 1 milyon 700 bin. İstanbul yapar mı, yapar. İstanbul ayağa kalktı. Her bir sokağını, semtini, mahalleni, tepeni, ayrı ayrı selamlıyorum. Bu şehrin her bir insanını ayrı ayrı selamlıyorum. Şairin dediği gibi İstanbul’u sevmezse gönül aşkı ne anlar. Sade bir semtini bile sevmenin ömre bedel olduğu İstanbul’u biz de doğumdan bu yana aşkla sevdik. Burada doğduk, burada büyüdük. Buranın hizmetkarı olduk. İstanbul’u dünyada saygın bir şehir haline getirdik. İstanbul sadece kendi sınırlarından, orada yaşayanlardan ibaret bir şehir değildir" dedi.
"İstanbul başka…"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin diğer 80 vilayetinin tüm ilçeleri ve köyleriyle tamamından gelip burada hayat kuran kardeşlerimiz var. Bunun için İstanbul Türkiye’dir. İstanbul aynı zamanda gönül sınırları Türkiye’yi aşan bir büyük insan zenginliğinin adıdır. İstanbul Balkanlardan Kafkaslara, Kırım’dan Kerkük’e, Batı Trakya’dan Türkistan’a dört bir taraftan öz be öz kardeşlerimizin şehridir. Bütün dünya önümüze serilse, yerle gök arasında nerede yaşamak istersiniz diye sorulsa vereceğimiz cevap her zaman sadece İstanbul’dur. Aldığımız her nefesinde tarifsiz bir huzur ve mutluluk bulduğumuz tek yer İstanbul’dur. Burası ortasından deniz geçen şehirdir. Burası insanlığın hep göz bebeği olmayı başarmış şehirdir. Burası her köşesinde ayrı bir eda ile yükselen camileriyle, medeniyetimizin şahikası şehir. Burası Fatih’in fethiyle birlikte ebedi vatanımıza kattığımız ve bir daha asla vazgeçmeyeceğimiz şehir. Burası kökenine, inancına, meşrebine hiçbir farklılığına bakmadan herkesi kucaklayıp bağrına basan şehir. İstanbul başka… İstanbul’un bu farklılığı zaten bizi bu şehre, farklı bir şekilde hizmetkar olmaya sevk ediyor. Burası bir taşını dünyanın en büyük hazinelerine değişmeyen, şairlerin anlata anlata, şarkıcıların söyleye söyleye bitiremediği şehir" ifadelerini kullandı.
"Biz vatanımızı böldürtmeyeceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Atatürk Havalimanı bizim için sadece eskiden gelip geçtiğimiz, seyahatlerimizi gerçekleştirdiğimiz bir yer değildir. Bu alan havacılık alanındaki teknolojik hamlesinin başladığı, sonra tek parti CHP’si tarafından bitirildiği yerdir. Bunların bu ülkede dikili taşı yok, dikili ağacı yok. Onun için benim milletim 14 Mayıs’ta bunlara gereken cevabı sandıklarda verecektir. Türkiye sana sen bize emanetsin diyorlar. Biz vatanımızı böldürtmeyeceğiz. Bu terör örgütleriyle beraber gezen, dolaşan Kılıçdaroğlu’na biz vatanı böldürtmeyeceğiz. Vecihi Hürkuş’un gayretlerini gömdükleri Atatürk Havalimanı’na şimdi de TEKNOFEST’i gömmek istiyorlar. Ne diyorsunuz? Gömdürmeyeceğiz değil mi? İHA’ları, SİHA’ları, Akıncılar’ı hep beraber inşallah bunlara gömdürmeyeceğiz. Bunlarla birlikte inşallah savunma sanayinde ülkemizi ayağa kaldıracağız" dedi.
"İstanbul birilerini emekli edeceğiz derse bu iş biter"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burasının bir diğer önemli özelliği de 15 Temmuz Destanı’nı İstanbullularla birlikte yazdığımız yerdir. Biliyorsunuz, bu kardeşinizi FETÖ’cüler ailesiyle birlikte öldürmeye geldiler. Gece buraya indik. Bay Bay Kemal FETÖ’cüler tarafından tankların arasından kaçırılarak Bakırköy Belediyesi’ne gitti. Orada kahvesini yudumluyor ve olanları seyrediyordu. Yalan bol, benim haberim olsaydı ben de beklerdim dedi. Hayatı yalan. Dürüstlük diye bir şey bunda yok. Ona ihtiyacımız yoktu, on binler buradaydı. Milletim bizimle beraberdi. Milli iradenin şahlanışı olan 15 Temmuz Destanı’ndan rahatsızlık duyanlar buradan her geçtiklerinde adeta aynı hezimeti tekrar yaşıyorlar. Niye mitingini burada yapamadı, Yenikapı’da? Neden? Bu iş, farklı bir şey. İnşallah onların bu kabuslarını da hiç bitirmeyeceğiz. Buna hazır mıyız? Gümbür gümbür sandıklara gidiyor muyuz? Bütün yakınlarımızı dostlarımızı, sandıklara götürüyor muyuz? Ben size inanıyorum. Siz İstanbul’sunuz. İstanbul evet derse bu iş biter. İstanbul birilerini emekli edeceğiz derse bu iş biter. Benim size inancım tam. Biz bugüne kadar sadece milletimizle yol yürüdük. Bugün de milletimizle yol yürüyoruz. Siz tamam derseniz bu iş bitmiştir. Cumhuriyetimizin ilk asrının demokrasi ve kalkınma eksiklerini beraberce telafi ettiğimiz gibi inşallah Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle beraber kuracağız. Öyle bir ses verin ki, yürekler titresin, gönüller coşsun. Cevabı siz vereceksiniz. Karanlık hesaplar yapanların yüzü düşsün. Öyle bir ses verin ki, 14 Mayıs’ta sandıkta çıkacak sonucun müjdecisi olsun. İstanbul 14 Mayıs’ta fethinden 570 yıl sonra bu şehri Türkiye Yüzyılı heyecanıyla buluşturuyor muyuz? İstanbul, 14 Mayıs’ta bu ülkenin ve bu şehrin kazanımlarına sahip çıkıyor muyuz? 14 Mayıs’ta evlatlarının geleceğine sahip çıkıyor muyuz? 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı için bismillah diyor muyuz? İstanbul 14 Mayıs’ta tercihini doğrudan yana kullanıyor musun? Sizlerle beraber bu yolu gümbür gümbür yürürüz" diye konuştu.
"İstanbul’u susuzluktan kurtardık mı?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gittiğimiz her şehirde havalimanından miting meydanına kadar attığımız her adımda milletimizin sevgisine, coşkusuna şahit olduk. Dün Kayseri’deydik. 135 bin kişi vardı. Oradan Mersin’e geçtim, 80 bin kişi vardı. Yol kenarları, muhteşemdi. Heyecan, muhteşemdi. Hepsi kararı vermişti. Caddelerdeki, meydanlardaki bu tablo bize başbakan ve Cumhurbaşkanı olarak 21 yıldır hizmet verdiğimiz milletimizle aramızdaki bağın ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi. Bir önceki gün Erzurum’daydım. Dadaşlar bizim otobüsü adeta önünü kestiler, yürütmüyorlar. Fakat alana bir geldik maşallah. Orada da 130 bin kişi. O yürü demezse, yürüyemezsin. Onlarla beraber alana yürüdük. Alandaki coşku başkaydı. Bugün İstanbul hepsinden bir başka güzel. Muhteşem mi muhteşem. İstanbul bugün kendine yakışanı, ona hizmetkar olanı çok iyi tanıdığı için biliyor. Bu kardeşinizi belediye başkanı yaptığınızda İstanbul’un hali neydi? Susuz, çöp, çukur, çamur… Buralardan İstanbul’u bu kardeşiniz kurtardı mı? İstanbul’u susuzluktan kurtardık mı? Ümraniye’de çöp dağları vardı, çöp dağları patladı. 39 kardeşimiz orada öldü. Ey Bay Bay Kemal, sen bunların hesabını nasıl vereceksin? Sizin geçmişiniz bozuk. Geçmişiniz bozuk. Biz orayı ne yaptık? Spor tesisleriyle donattık. Niye bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Şimdi oralar spor tesisleriyle donatıldı. İstanbul’u doğal gazı 50 bin eve girmişti biz 1 milyon 250 bin eve çıkardık. Biz buyuz. Farkımız bu. Şimdi bunu milletimize siz anlatacaksınız" diye konuştu.
"İstanbul bunlardan çok çekti, yeter. Ankara çok çekti, yeter. İzmir çok çekti, yeter"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yapmayacağımız şeyi söylemiyoruz, söylediğimiz her şeyi de Allah’ın izniyle yapıyoruz. Ülkenin ve milletin meseleleri konusunda en küçük bir sorumluluk hissetmeyenlerin böyle bir derdi yok. Onun için de ülkemize kazandırdığımız her esere takoz koyuyorlar. Milletimize verdiğimiz her hizmete kara çaldılar. Türkiye’nin her kazanımından rahatsızlık duydular. Bunu açıkça söylemekten de çekinmediler. Bu hükümet dünyanın en doğru şeyini de yapsa ne diyorlar biz yine karşı çıkacağız. Bunun için biz sözümüzü hep milletimize söylüyoruz. Eser ve hizmet yarışımızı da muhalefetle değil, kendi kendimizle yapıyoruz. Ülkemize bugüne kadar kazandırdıklarımızı hatırlayalım. Tek tek anlatsak günlerce bitmeyecek eser ve hizmetle ülkemizi büyüttük, güçlendirdik. Milletimizi güvenli huzurlu hayata kavuşturduk. Yürümekle bu yol bitmez. Yapacağımız çok şey var. Tabi ki sorunlar da var ama önce nereden nereye geldiğimizi görmemiz lazım. Bir ülke düşünün asırlardır istiklal ve istikbal mücadelesi veriyor, bir yönetici düşünün hizmet üretmek için engel üstüne engel aşmak zorunda kalıyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine başladığımızda bizi bu şehre hizmetten alıkoymak için neler yaptılar neler ama biz yılmadık. Teslim olmadık. Hamd olsun İstanbul’u sadece CHP’nin çöpünden çukurundan çamurundan kurtarmakla kalmadık. Aynı zamanda bu şehri sahip olduğu avantajları, alt yapı ve üst yapı yatırımlarıyla zenginleştirerek dünyanın gıptayla baktığı bir merkez haline getirdik. Haliç neydi? Kokudan yanından geçilebiliyor muydu? Biz 9 buçuk kilometre Alibeyköy’deki taş ocağına Haliç’in dip çamurlarını naklettik. Orayı şu anda da çocuklar için bir oyun parkı haline getirdik. Haliç kokudan temizlendi. Yanı başına eskiden mezbahanelerin olduğu Sütlüce, orayı Haliç Kongre Merkezi’nin adımını attık. Rahmetli Kadir Bey tamamladı. Nereden, nereye… Boğaz’ın suyunu Haliç’e bağladık. Bu suyla birlikte Haliç’teki o kirli su temizlendi. Bizden sonra da İstanbul’un başındaki adam maalesef rezil etti. Rezil etti. Şimdi de İstanbul’u sel bastığı zaman bunun gittiği yer belli. Ya yurt dışı ya Bodrum. Buralarda hayatı geçiriyor. O da yetmiyor, şimdi de Bay Bay Kemal ona talimat vermiş, sen niye İstanbul’da duruyorsun. Çık Van’a git. Van’da da PKK’lılarla anlaşmışlar, onların işaretini yapıyorlar. Yav Ekrem, sen Trabzonlusun. İstanbul’a hizmetkar olman varken, senin oralarda ne işin var. 2024’te ona da gereken dersi vermeye hazır mıyız? İstanbul bunlardan çok çekti, yeter. Ankara çok çekti, yeter. İzmir çok çekti, yeter. Bunların hepsine birden dersi verip bunları emekliye sevk ediyor muyuz" ifadelerini kullandı.
"Dolmabahçe’de Atik Valide Camii’ne bira şişeleriyle girdiler mi?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz başbakanlık görevini üstlendik, vesayetin ayak oyunlarını boza boza tarihin en büyük demokrasi ve kalkınma hamlesini gerçekleştirdik. Vesayeti yendik. Bu defa da kendimizi PKK ve FETÖ Terör örgütlerinin saldırılarıyla, darbe teşebbüsleriyle, ülkemizi yıkma girişimleriyle karşı karşıya bulduk. Gezi olaylarında İstanbul’un sokaklarına bu alçaklar ne yazdılar? Zulüm, 1453’te başladı. Bunlar kim? İşte CHP, yandaşları. Bunlar duvarlara yazdılar. Başbakanlık ofisimin karşısına, rahmetli anneciğime hakaretler ettiler. Maalesef. Ne elde ettiler? Bunlar Dolmabahçe’de Atik Valide Camii’ne bira şişeleriyle girdiler mi? Bira şişeleriyle mabedimizi kirlettiler mi? Öyle biz girdik, biraları devirdik… Bay Bay Kemal istediğin kadar fıçı dolusu iç hiçbir şey seni iflah etmez. Benim milletim ayyaşa, sarhoşa kalkıp da meydanı bırakmaz. Bu yolda yürüyecek çok mesafemiz var. Zulüm 1453’te başladı yazanların mesajı açık değil mi? 17-25’te FETÖ ihanet çetesinin kaset kumpaslarına dört elle sarılanların mesajı açık değil mi? Suriye’yi yerle bir eden kan ve ateş çemberini ülkemize taşımak için terör örgütleriyle kol kola girenlerin mesajı açık değil mi? Karadeniz’de bulduğumuz gaza, Gabar’da çıkardığımız petrole gönlü razı olmayanların mesajı açık değil mi?" dedi.
"Hayat pahalılığını yok saymıyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi ülkesini gidip dışarıya şikayet edenlerden bu milletin hayrına herhangi bir düşünce ve eylem sadır olabilir mi? Amerika’da benzin istasyonuna gittim deyip, malum restoranda kimlerle görüştün Bay Bay Kemal söylesene. FETÖ’cülerle. Ülkemizin savunma sanayinde kat ettiği mesafeyi kendi varlıklarına tehdit olarak görenler bu toprakların evladı olabilir mi? 21 yılda ülkemizde milli geliri 3 kat artırdık. 21 yılda, nüfusumuza eklenen 21 milyona iş ve aş sağladık. Evet 21 yılda 10 buçuk milyon yeni konut yaparak ailelerimizi yuvaya kavuşturduk. 21 yılda 14 buçuk milyon yeni otomobil satışıyla insanlarımızı yeni araçlarının keyfiyle buluşturduk. 81 ilde, açtığımız okullarla üniversitelerle, hastanelerle, yollarla, tren hatlarıyla milletimizin tamamının hayat kalitesini yükselttik. Ama bunları yeterli görmüyoruz. Son dönemde ardı ardına patlayan küresel krizlerin ülkemize yansımalarından kaynaklanan sıkıntıları da biliyoruz. Deprem felaketlerinin üzerine binmesiyle kimi alanlardaki sıkıntıların da arttığının farkındayız. Emin olun konut ve gıda fiyatları başta olmak üzere çarşı pazardaki hayat pahalılığını yok saymıyoruz. Kimi aç gözlülükten, kimi mevsim şartlarından kaynaklanan bu meseleleri yakından takip ediyoruz. Zamanla bunların hal yoluna girdiğini muhakkak göreceğiz. Ülkemizin ve milletimizin bugüne kadar ki her sıkıntısını nasıl çözdüysek bunların da üstesinden biz geleceğiz. Çünkü biz çözümün eriyiz. Çünkü biz ülkemizin sahip olduğu imkanları en doğru şekilde değerlendirebileceğimizi biliyoruz. 21 yıldır sadece eser ve hizmet siyaseti yaptık. Bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz. Seçim beyannamemizde yüzlerce binlerce başlıkta ifade ettiğimiz projelerin hepsini de hayata geçireceğiz" ifadelerini kullandı.
"14 Mayıs’ta biz bu işi Allah’ın izniyle bitireceğiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizde laf yok, icraat var. Bizde kuru söz yok. Program var, proje var, taahhüt var. Bunun için 14 Mayıs çok önemli. 14 Mayıs’ta sadece sizin sandığa gitmeniz yetmez. Çevrenizde, seçimdeki tercihi konusunda kafası karışık en az bir eşinizi dostunuzu, akrabanızı da ikna edecek, sandığa götüreceksiniz. Ben size inanıyorum. Bunu hep birlikte başardığımızda 15 Mayıs’a Türkiye Yüzyılı muştusuyla merhaba diyeceğiz. Şu anda emniyetten alıyorum, hala herkes yolda. Gelmekte zorlanıyorlar. Atatürk Havalimanı yetmiyor. Bu bir şeyi gösteriyor, diyor ki, 14 Mayıs’ta biz bu işi Allah’ın izniyle bitireceğiz. Biz sürekli yeni imtihanlarla sınanan bir ülke ve milletiz. Afetler de bu imtihanlardan biridir. Ülkemizde kader bağımız, imkanlarıyla birlikte mihnetlerini de kabullenmemizi gerektiriyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biliyorsunuz, Türkiye 6 Şubat’ta tarihinin en çok can kaybına ve en ağır yıkımına yol açan bir depremle karşı karşıya kaldı. Çok insanımızı kaybettik. Biz 3 ayda yıkıntıları kaldırdık, yeni konutların inşasına başladık. Hatta bayramda ilk köy evlerini teslim ettik. 100 bin konteynerin kurulumu bitti, inşa süreci başlayan konut ve köy evi sayısı 142 bini temeli atılan konut sayısı ise 59 bini buldu. Bay Kemal, sen İzmir Milletvekiliydin galiba. İzmir milletvekili olarak İzmir’de o afetlerde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ne yaptı. İzmir’de konutları biz yaptık, biz. Bunlara 14 Mayıs’ta İzmir’de de gereken cevabı, dersi vermeye hazır mısınız? 319 bini 1 yıl içerisinde teslim edilecek şekilde 650 bin yeni konutla şehirlerimizi ayağa kaldırmak için harıl harıl çalışıyoruz. Bu vesileyle dün akşam saatlerinde Hatay’da meydana gelen elim trafik kazasında hayatını kaybeden vatandaşlarıma Allah’tan rahmet diliyorum. Bir taraftan deprem, bir taraftan da bu asker uğurlamada maalesef onların arasında giren kamyonla 12 kardeşimiz şehit oldu. Bunun yanında yaralılar var. Son aylarda önceliğimizi hep deprem yaralarının sarılmasına, depremde yıkılan yerlerin ihyasına verdik. Bunun için şehirlerimizin bir kısmına çok arzu etmeme rağmen aktarmalı gidiyoruz. İnşallah seçimden sonra hepsini tek tek yeniden gezeceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sadece Cumhurbaşkanlığımız süresince Cumhur İttifakı olarak buraları ziyaret ettik, ediyoruz, etmeye devam edeceğiz. İnşallah seçimden sonra İstanbul ve Ankara dışındaki 79 vilayetimizin her birini bir kez daha ziyaret ederek teşekkürlerimizi milletime bizzat ifade edeceğiz. Ülkemizi karış karış gezmek insanlarımızın her biriyle teker teker kucaklaşmak bizi yormaz, tam tersine bize güç verir. Enerji verir, heyecan verir. İstanbul her zaman olduğu gibi bu felakette de depremzede kardeşlerine kucak açarak vefasını gösterdi. Bu depremin ülkemize maliyeti 100 milyar doların üzerinde. Covid salgınından Rusya Ukrayna savaşına kadar pek çok küresel krizin sonuçlarıyla uğraşan ülkemiz deprem yükünü de omuzladı. Kur, döviz, faiz sarmalı üzerinden ekonomimizi yıkma tehditleri savuranları da unutmayın. Biz tüm bu sorunlarımızın çözümü için gereken kaynağı küresel tefecilerden borç dilenmede değil, ülkemizin kendi imkanlarında arıyoruz. Şimdi ne diyor Bay Bay Kemal? 300 milyar dolar Londra’dan alacakmış… Bay Bay Kemal, avucunu yalarsın. Senin gibilerine bu tefeciler para vermez. Onlar kime para vereceğini çok iyi bilir. Bunlar var ya bir garipler. IMF var. Davos’tayız. O zaman Bebecan da benim yanımda. Gittik ve IMF’in başkanına dedim ki, siz alacağınızı bizden tahsil ediyor musunuz? Ediyoruz dedi. Ama siyaseten gelip Türkiye’yi yönetmek sana düşmez. Türkiye’yi ben yönetirim dedim. O zaman başbakanım. Ne oldu? 2013, IMF’ye olan borcu tamamen bitirdik, ondan sonra da 23 buçuk milyar dolar borcumuz vardı. İş bitti. Merkez Bankamızın döviz rezervi neydi? 27 buçuk milyar dolar. Peki şimdi döviz rezervi ney? 115 milyar dolar. Başbakanlığım döneminde döviz rezervimiz bir ara 135 milyar dolara kadar çıktı. Şimdi yeniden onu da yakalayacağız. Daha da ileri taşıyacağız. Dünyada herkes faizi yükseltirken biz ne yapıyoruz, düşürüyoruz. İstiyoruz ki yatırımcı gelsin, yatırımını yapsın. Bankalarımızla öncelikle kamu bankaları gerekli krediyi versin. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla da inşallah Türkiye’nin rakamları patlasın. Ne kadar yatırım artarsa, istihdam da o kadar artacaktır" diye konuştu.
"Eskiden 66 lira olan emeklilerimizin en düşük maaşlarını 7 bin 500 liraya yükselttik"
Son birkaç ayda açıklanan savunma sanayi projelerinin önümüzdeki 10 yılda ihracat potansiyelinin 65 milyar doları bulduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İktidarlarımızın ilk dönemlerinde tüm gücümüzü alt yapımızdaki asırlık ihmalleri gidermek için kullandık. Türkiye’yi dört temel taş üzerinde yükselteceğiz. Eğitim, sağlık, adalet, emniyet. Daha sonra yetmez dedik. Ulaşım, özellikle tarım. Bunun yanında değerli kardeşlerim diplomasi. Bunları geliştirdik. Her alanda alt yapı eksiklerimizi gidermeye devam ettik. Önümüzdeki dönemde sadece enerji ve savunma alanlarındaki çalışmalarımızla elde edeceğimiz 100 milyar doların üzerindeki kaynağı ne yapacağız biliyor musunuz? Bu kaynağı çalışanıyla, emeklisiyle kadınıyla, genciyle, ülkemizdeki tüm vatandaşların refahını yükseltmek için kullanacağız. Bu doğrultuda pek çok önemli düzenlemeyi hayata geçirdik. Eskiden 66 lira olan emeklilerimizin en düşük maaşlarını 7 bin 500 liraya yükselttik. 66 lira nere, 7 bin 500 nere. İnşallah seçimden hemen sonra 7 bin 500 lira üzerindeki emekli maaşlarıyla ilgili bir düzenleme yapacağız. Aynı şekilde asgari ücreti dolar bazında bile 3 buçuk kat artırarak 8 bin 500 liranın üzerine çıkardık. Gelişmelere göre bu rakamı da tekrar gözden geçireceğiz. Memurlarımızın maaşlarına Temmuz’da sadece enflasyon farkı eklemekle kalmayacak refah payı artışı da yapacağız. Salı günü de şu anda bakanımızın sendikalarla yaptığı görüşmelerin neticesini Salı günü inşallah kamuoyuna açıklayacağım. Bunu açıklayarak inanıyorum ki işçilerimiz de önümüzdeki döneme çok daha farklı girecek" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "TOKİ’nin deprem bölgesinde İstanbul başta olmak üzere ülke genelinde başlattığı projeler bittikçe konut fiyatlarındaki şişkinlik azalacaktır. Yarısı bizden kampanyasıyla yeni rezerv alanlarla desteklediğimiz kentsel dönüşüm projeleri, özel konut inşaatlarını da hızlandırıyor. Tüm bu gelişmeler kiraları makul bir düzeye çekecek. Birilerinin niye enerji projelerimize, savunma sanayi atılımlarımıza, TOKİ inşaatlarına karşı çıktığını anlıyorsunuz değil mi? Bunlar Türkiye’nin belini doğrultmasını istemiyor. Bunlar milletimizin güvenliğini ve refahını istemiyor. Bunlar ülkemizin istikrarsızlığından milletimizin sefaletinden, devletimizin zayıflığından besleniyor. Biz bugüne kadar meydanı kendi ikballerini Türkiye’nin zafiyetinde arayanlara bırakmadık. Karşımızdaki artık 7’li mi, 9’lu mu, 11’li mi olduğu iyice karışan masadan bahsediyorum. Masanın üstünde kimler var, altında kimler var. Hepsi birbirine karışmış. Bizimle asıl derdi olanlar tek parti faşizminin temsilcileriyle onların mağdurlarını, baba katiliyle baban bir safta misali bir araya getirenlerdir. Türkiye’de yönetim değişmeli manşetleri atanlar, jendini milli görüşçü olarak pazarlayanlarla, LGBT’cileri aynı safta buluşturanlardır" dedi.
"Bu LGBT’cileri sandığa gömmeye var mıyız?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "CHP, LGBT’ci mi? HDP, LGBT’ci mi? İYİ Parti LGBT’ci mi? Masada bulunan diğerleri bu LGBT’cilere hayır diyor mu? AK Parti asla LGBT’ci olmadı, olmaz. MHP asla LGBT’ci olmadı, olmaz. Cumhur İttifakı’nın diğer mensupları asla LGBT’ci olmaz, olmayacak. Çünkü biz ailenin kutsiyetine inanıyoruz. Aile biz de kutsaldır. Bu LGBT’cileri sandığa gömmeye var mıyız? Bunlar talimatı nereden alıyor? Kandil’den… Bunlar kapalı kapılar ardında görüşüyorlar. Konuşmaları orada yapıyorlar. CHP’ye gönül veren İYİ Parti’ye özellikle gönül veren diğerlerine, bunlara gönül veren yöneticilere rağmen HDP’ye oy veren vatandaşlarımın küresel emperyalizmin bu dayatmasından rahatsız olduğuna inanıyorum. Türkiye’nin yönetimine talip olsun diye kurulan masanın nereye vardığına eminim. Onlar da içleri acıyarak seyrediyor. Ne diyor? Sırtımızı HDP’ye dayıyoruz. Sırtımızı PKK’ya dayıyoruz. Şu anda Bay Bay Kemal kimlerle beraber? Bunlarla beraber, omuz omuza. Bu PKK’lılarla beraber yürüyor. Benim milli ve yerli vatandaşım bunlara oy verir mi? 1 hafta gayret, ondan sonra da Allah’ın izniyle bu yolda hizmetlerimizi devam ettireceğiz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Her türlü oyun var ama bunlara en büyük oyunu haftaya Pazar günü milletim yapacak. Bu tabloda millilik yok, yerlilik yok, herkes var, bir tek milletimizin kendisi yok. Aslına bakılırsa oyunu kuranların hesabı çok basit. Biz iyi olursak onlar kötüye gidecek, biz kötüye gidersek onlara gün doğacak. Sorun bu oyunu sahneleyen içimizdekilerin acziyeti ve gafletidir. 14 Mayıs’ta mesela şu parti, bu aday meselesi değildir. Mesele Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk asrındaki kazanımlarına sahip çıkma, önümüzdeki dönem için de Türkiye Yüzyılı’nı inşa etme meselesidir. Bizim bir faninin erişebileceği tüm makamlara gelmiş birisi olarak gece gündüz mücadele vermemizin sebebi işte budur. Artık onların zamanlarının misafiri olduğumuz gençlerimize teslim edeceğimiz İstiklal ve İstikbal bayrağına halel gelmemesi için çalışıyoruz. Gençlerimizle her fırsatta bir araya geldiğimiz için neler beklediklerini biliyorum. Hayata geçirmekte olduğumuz projeler sayesinde bu ülkede hiçbir gencimiz gelecek kaygısı çekmeyecek. Her gencimizin iş bulabilmesi, üretimde yer alabilmesi için ne gerekiyorsa yapıyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kaynağını doğal gaz ve petrol gelirlerimizden alacak bir aile ve gençlik bankası kuracağımızı söyledik. Bu bankayla sadece eşi ve çocuklarıyla birlikte ailelerinin tüm yükünü omuzlayan ev hanımlarımızın emekliliğine destek olmakla kalmayacağız. Asıl gençlerimize pek çok konuda maddi katkı vereceğiz. Ülkemizdeki her hanede mutlaka bir çalışan olmasını temin edeceğiz. Bu da gençlerimize istihdamda öncelik tanıyacağımız anlamına geliyor. İkinci olarak hiçbir ailenin gelir seviyesinin belirli bir rakamın altına düşmemesini sağlayacağız. Bu da gençlerimiz, eğitim hayatlarında sıkıntı çekmeyecek gözleri geride kalmayacak demektir. Üçüncü olarak kendi işini kurmak isteyen gencimize, ister teknoloji alanında olsun, ister tarım hiç fark etmez hibe desteğinde bulunacağız. Dördüncü olarak evlenmek isteyen gençlerimize 150 bin lira faizsiz, ilk 2 yılı ödemesiz 4 yıl vadeli kredi vereceğiz. Beşinci olarak eğitimde kariyer basamaklarını tırmanmak isteyen her gencimize yurt içinde ve yurt dışında bu imkanı sağlayacağız. Altıncı olarak, üniversiteye giren her gencimize özel tüketim vergisiz bir cep telefonu ve bir bilgisayar alma hakkı tanıyacağız. Mesleki eğitimi sigorta ve ücret destekleriyle cazip kılarak bir an önce hayata atılmak isteyen gençlerimize destek olacağız. Spor yapan gençlerimizin kendilerini geliştirmeleri için attıkları her adımda yanlarında yer alacağız. Esnek çalışma sistemini yaygınlaştırarak gençlerimize hem kendilerine zaman ayırabilecekleri, hem gelir elde edebilecekleri alternatifler sunacağız. Bu liste daha uzun. Gençlerimize diyeceğim şudur. Gelin, gelecek kaygısı olmayan Türkiye Yüzyılı’nı beraber kuralım" diye konuştu.
"Bay Bay Kemal senin belediyen İstanbul’da ne yaptı?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "14 Mayıs’ta sandıklara sahip çıkıyor muyuz? Koalisyon masasını sandığa gömüyor muyuz? 14 Mayıs’ta koalisyon masasının ağa babalarının ellerini böğürlerinde bırakıyor muyuz? 14 Mayıs’ta Türkiye Yüzyılı’nın doğuşunun müjdesini tüm dünyaya ilan ediyor muyuz? İstanbul tamam diyorsa bu iş bitmiştir. İstanbul söz konusu olduğunda anlatacak o kadar şey var ki. Son 21 yılda sadece kamu yatırımlarıyla İstanbul’un emrine, 812 milyar liralık bir kaynak verdik. Biz verdik. Bay Bay Kemal senin belediyen İstanbul’da ne yaptı? İzmir’de ne yaptı? Ankara’da ne yaptı? Biz resmi rakamları göndermesek zaten yapacakları hiçbir şey de yok. Yaklaşık bir buçuk milyon üniversite öğrencisinin öğrenim gördüğü 40 bin akademisyenin görev yaptığı İstanbul’a 37 üniversite kurduk. Farklı branşlarda 184 adet spor tesisi inşa ettik. Sağlıkta 18 bin yatak kapasiteli hastanelerle birlikte 178 sağlık tesisi yaptık. Kentsel dönüşümde şehrimizde riskli yapı olarak belirlediğimiz 438 bin bağımsız bölümün dönüşümünü gerçekleştirdik. Yarısı bizden kampanyasıyla kentsel dönüşüme girecek evlerin maliyetinin yarısını karşılayacağız. Amacımız bu şekilde her yıl 300 bin konut yaparak 5 yıl içinde İstanbul’daki 1 buçuk milyon riskli yapıyı tamamen yenilemektir. 1 buçuk milyon yapıyı 3 bölüm halinde planlıyoruz. Birinci ve ikinci 500 binlik projeleri şehrin iki yakasındaki rezerv alanlarımızda hayata geçireceğiz. Bu rezerv alanların bir bölümü de kanal İstanbul proje etrafında yer alacak. Üçüncü 500 binlik dilimi yerinde dönüşümle gerçekleştireceğiz. Böylece şehrin bina ve insan yoğunluğu çok fazla olan yerlerini seyreltecek, rahatlatacağız. İlk yılda 200 bini yerinde 100 bini rezerv konut olmak üzere 300 bin konut için başlattığımız kampanyaya çok büyük ilgi var. Bu şekilde hedefimize ulaşarak İstanbul’u en kısa sürede depreme hazır hale getireceğiz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Anadolu Yakası’nda İstanbul Finans Merkezi’ni kurduk. İstanbul Finans Merkezi bir büyük dev hizmet. İlk etabını da hizmete açtık. İstanbul’da 18 milyon metrekare büyüklüğünde, 48 millet bahçesi projemiz bulunuyor. Bunlardan bir tanesi de burada. 15’ini tamamladık. Şüphesiz en büyük millet bahçemiz burası olacak. Ulaştırmada, 350 kilometreden devraldığımız bölünmüş yol mesafesini toplamda 794 kilometreye çıkardık. İstanbul İzmir Otoyolu’nu, kuzey Marmara Otoyolu’nu tamamlayıp hizmete sunduk mu? Eskiden 7 buçuk saatte İstanbul İzmir’e gidiliyordu. Şimdi 3 saatte. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü, Osmangazi Köprüsü’nü Avrasya Tüneli’ni hizmete aldık mı? İstanbul’un Ankara, Eskişehir, Konya, Bilecik, Kocaeli, Sakarya, Kırıkkale, Yozgat ve Sivas ile olan bağlantılarını yüksek hızlı trenle sağladık. Dünyanın en derin batırma tüp tüneli olan Marmaray’ı yaptık mı? Asya ve Avrupa’yı denizin altından birleştirdik. Şimdi de Büyük İstanbul Tüneli projemizi hayata geçiriyoruz. Bu proje Marmaray ve Avrasya’dan sonra Boğaz’ın altından geçecek 3’üncü tünel olacak. Büyük İstanbul Tüneli’yle günde 6 buçuk milyon vatandaşımızın kullanacağı 11 farklı raylı sistem hattını birbirine bağlayarak şehrin ulaşımını sağlayacağız. İstanbul’a 1994 yılında belediye başkanı olduğumda 17 kilometre hafif raylı sistem vardı, metro hattı ise yoktu. İktidarlarımız ve belediyelerimiz dönemlerinde toplam 230 kilometre hafif raylı sistem ve metro hattını güzel İstanbul’umuza kazandırdık" dedi.
"Türkiye Yüzyılı’nın yükselişinin lokomotifi de yine İstanbul olacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aynı dönemde İstanbul için toplam bin 100 kilometre raylı sistem hattı projesi hazırladık. 2019 yılı haziran ayına kadar yaklaşık 135 kilometre uzunluğundaki raylı sistem hatlarının inşaatına başlamıştık. Mecidiyeköy Mahmutbey hattında yüzde 95, Dudullu Bostancı hattında yüzde 70, Eminönü Alibeyköy tramvay hattında da yine yüzde 95 fiziki ilerleme sağlanmıştı. Yeni belediye yönetimi bu bin 100 kilometrelik raylı sistem projesinden bir metre dahi yeni metro hattı inşaatına başlamadı. Yapmazlar, yapamazlar. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi metrosunu geçtiğimiz aylarda hizmete açtık. Bu belediye ne iş yapar? Bir de bir şeyler yapsın, yok. Bugün İstanbul genelinde inşaası süren 144 kilometrelik raylı sistem hattı inşaatının 56 kilometreden fazlası bakanlığımızca yürütülüyor. Kendisine inşaatına başlanmış olarak teslim edilen metroları dahi yapamayan bir belediye yönetimiyle karşı karşıyayız. Biz İstanbul’a hizmeti kesintisiz sürdürmekte kararlıyız. Bakırköy, Bahçelievler, Kirazlı metrosunu, Yenikapı, İncirli, Sefaköy metrosunu, Halkalı, İstanbul Yeni Havalimanı raylı sistem bağlantısını bu yıl bitiriyoruz. Altunizade Bosna Bulvarı raylı sistemini seneye tamamlıyoruz. Gebze, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, havalimanı Halkalı Kapıkule Hızlı Tren projemizin yapımı etaplar halinde devam ediyor. Bir de havalimanı meselesi var. İstanbul’a dünyanın en presdtijli havalimanını kazandırdık. Haliç Yat Limanı ve Kompleksimizin yapımı sürüyor. Ayasofya’yı yeniden camiye dönüştürerek Fatih’in emanetine sahip çıktık. Türkiye Yüzyılı’nın yükselişinin lokomotifi de yine İstanbul olacak. Haftaya Pazar günü sandığa gidene kadar çok çalışıyoruz. Durmak yok. Kandil’dekilerin, dini var mı? Kitabı var mı? Bunların ezanı var mı? Bay Bay Kemal onları arkasına almış, ne diyor, haydi, haydi, haydi. Bay Bay Kemal, sen onlarla beraber haydi demeye devam et. Size inanıyorum, size güveniyorum, sandıkları patlatacağınıza da inanıyorum. Biz milliyiz, yerliyiz, vatanseveriz. Bunlara da vatanımızı böldürmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.