İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) AKP Grup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasını aldığı günden bugüne geçen 500 günü değerlendirirken, "Bakınız bu 500 günde ortaya çıkan tabloyu ve tespitini ortaya koyuyorum. İstanbul'un şu anda yaşadığı belediyecilik açısından bir yönetim kuraklığı yaşanmaktadır" ifadesini kullandı.
İBB meclis toplantısı bugün gerçekleşti. Toplantıda konuşan İBB AKPGrup Başkanvekili ve Esenler Belediye Başkanı Mehmet Tevfik Göksu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun mazbatasını aldığı günden bugüne geçen 500 günü değerlendirdi. AKP'li Göksu, İmamoğlu yönetimindeki Büyükşehir Belediyesi'nin İstanbul'u yönetilemediğini savundu. Göksu, "Bir şehri yönetmek; iş yerine bahane üretmek, sızlanmak ya da şov yapmak, hiç ama hiç değildir" dedi.
Mecliste yaptığı konuşmayı Twitter'dan da paylaşan Göksu, şunları söyledi:
- Kurumsal hafızayı ve aklı yok etmek demek değildir,
- İnsan kaynaklarıyla oynamak demek değildir, (yani, binlerce insanı işten atıp, yerlerine partizanca atamalar yapmak değildir) - Yatırımları durdurmak değildir...
- İcraata dönüşmeyen göstermelik çalıştaylar düzenlemek değildir
- Diyet siyaseti gütmek değildir
- Polemik üretmek değildir
- Reklamcılık ve algı siyaseti ile oyalanmak değildir...
- Hayat kalitesi
- Ulaşım ve erişilebilirlik
- Küresel finans merkezi olma
- Ar-Ge ve inovasyon
- Kültür ve Turizm
- Çevre Alanlarında çok büyük mesafeler kaydetmiştir.
- Vizyonu ‘temel atmama’ töreninden
- Küresel anlamda en rekabetçi taraf ‘fazilet durağı yalanından
- Çevrecilik vizyonu ise, 295 bin metre kare yeşil alana karşı çıkıp dört bir yana ‘yeşil İstanbul’ pankartları asmaktan ibaret kalmıştır.
- Kendi yanlışları ve elitist tavırları sebebiyle uzun yıllar boyunca ne yerel ne de genel siyasette yönetme şansı bulamamış bir partinin belediye başkanı olarak, öncelikle partisi içerisindeki “biriken beklentileri”...
- Önce niyet ve samimiyet,
- Sonra akıl ve alın teri
- Ve en çok da gönül teri ister.
Sizin ise, ne alın teri, ne de gönül teri dökmeye niyetiniz yok. O yüzden de şehri yönetmiyor, şehri tüketiyorsunuz. Şehri geri götürüyorsunuz.