PKK lideri Abdullah Öcalan'ın örgütüne yaptığı "silah bırakma ve kendini feshetme" çağrısının ardından iktidarın "Terörsüz Türkiye", DEM Parti'nin "Barış ve Demokratikleşme" dediği süreçle ilgili iktidarın alacağı tutum merak konusu oldu.
DEM Parti ve CHP sürecin mekanizmalarının oluşturulması ve yapılacak yasal düzenlemeler konusunda Meclis zemininde bir komisyon kurulmasını istiyor.
AKP kurmayları ise öncelikle PKK'nın hızla kongresini toplayıp silahları teslim etmesi, örgüt kamplarının dağıtılması gibi süreçlerin izleneceğini belirterek "Komisyon kurulması veya diğer yasal tartışmalar belki ellinci sırada tartışılacak işler" diyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli'nin öncülüğünde başlayan süreç konusunda AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın baştan itibaren "temkinli" olduğu biliniyor.
Bunun temel nedeni olarak ise geçmişteki çözüm sürecinin sonuçsuz kalması gösteriliyor.
İktidar partisi kulislerinde 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP'nin ilk kez parlamentoda hükümet kurma çoğunluğunu kaybettiği anımsatılıyor ve muhalefetin de içinde yer aldığı toplumsal mutabakatın önemine dikkat çekiliyor.
Sürecin provokasyonlarla sabote edilmesi ihtimali de iktidarı tedirgin eden olasılıklar arasında.
'İktidar, muhalefet herkes bu sürece katkı sağlamalı'
Kulislere yansıyan bilgilere göre AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında da süreci değerlendirirken bu iki noktada yoğunlaştı.
BBC Türkçe'ye bilgi veren kaynakların anlatımına göre Erdoğan, MYK'da tüm toplum kesimlerinin desteğinin alınmasının önemini vurguladı.
Edinilen bilgiye göre Erdoğan, Bahçeli'nin 1 Ekim'de başlattığı sürecin Öcalan'ın silah bırakma çağrısıyla birlikte önemli bir aşamaya geldiğini belirterek "Terörsüz Türkiye hedefine mutlaka ulaşacağız. Bu hedef doğrultusunda atılacak adımlarla, Türkiye, bölgesel krizlerin çözümüne de büyük katkı sağlayacak" mesajı verdi.
Erdoğan, hem partililerden, hem de tüm toplum kesimlerinden "sürece sahip çıkması, omuz vermesini" isterken olası provokasyonlar konusunda da çok dikkatli olunması uyarısında bulundu.
Kulislere yansıyan bilgilere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan gerek içeride gerekse dışarıda, bu sürecin olumlu sonuçlanmasını istemeyenler olabileceğini vurguladı.
Erdoğan "İktidarı, muhalefetiyle herkes bu sürece katkı sağlamalı" mesajı verdi.
'Vatandaşlık tanımı gözden geçirilebilir'
DEM Parti yöneticileri PKK'nın kendisini feshetmesinin ardından, başta örgüt yöneticileri ve üyeleri ile siyasi tutukluların durumu konularında adıl atılmasını bekliyor.
Kayyum atamaları ve anayasal yurttaşlık da beklentileri arasında.
İktidar partisi ise PKK'nın hızla kongresini toplayıp kendini fesih kararı alması gerektiğini vurguluyor. Yasal veya anayasal düzenlemeler için aceleci olunmayacağı belirtiliyor.
Bazı AKP kurmayları bu konuda izlenecek yönteme ilişkin şu değerlendirmeleri yapıyorlar:
- Meclis'te bir komisyon kurulması, af gibi konuların hiçbiri şu anda gündemde değil. Komisyon kurulması veya diğer yasal tartışmalar belki ellinci sırada tartışılacak konular.
- Terör örgütü kongresini toplayacak, kayıtsız şartsız silahlarını teslim edecek. Ondan sonra terör örgütü yöneticilerinin üçüncü ülkelere gönderilmesi, PKK kamplarının izlenmesi süreçleri olacak.
- Silahların olmadığı bir ortamda, Kürtler yeni sivil siyaseti nasıl şekillendirecek, tabanlarının tepkisi ne olacak? Yeni bir siyasi yapılanmaya mı gidecekler? Bütün bunların izlenmesi gerekiyor.
- Yeni anayasa iktidarımızın öncelikleri arasında. Ama Anayasa'nın ilk dört maddesi ve vatandaşlık konusunda bir değişiklik beklenmemeli. İttifak ortağımız MHP'nin de bu konuda hassasiyeti biliniyor.
- AKP'nin 2012'de kurulan TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu'nda, "vatandaşlık" konusunda değişiklik önermişti. Eski Başbakan Binali Yıldırım ise geçtiğimiz günlerde "Vatandaşlık tanımı gözden geçirilebilir" açıklaması yapmıştı. AKP içinde de bunu isteyen kesimler var.
- Ancak, iktidar partisi kurmayları, sürecin son derece hassas dengelerle yürütüldüğünü, MHP'nin bu konudaki tutumunun dikkate alınmak zorunda olduğunu, o nedenle şimdiden bu başlıkların tartışılmasının doğru olmadığını savunuyorlar.
Öcalan, PKK kongresini yönetecek mi?
Öcalan'ın çağrısına uyacaklarını açıklayan PKK yöneticileri, kongreyi toplaması ve yönetmesi için de mekanizmaların oluşturulması çağrısında bulundu.
Parti, "Uygun güvenlikli ortamın oluşması ve kongrenin başarısı için de Öcalan'ın bizzat yönlendirmesi ve yürütmesinin gerektiği" açıklaması yaptı.
İktidar partisi kurmayları, Öcalan'ın fiziki olarak örgütü yönetmesinin mümkün olmadığını belirtirken, bu süreçte bazı esneklikler sağlanabileceğini ifade ediyorlar.
Ancak bu konudaki detayların devlet tarafından yürütüleceğine dikkat çekiliyor.
Olası provokasyonlara da dikkat çeken AKP kurmayları, PKK'nın en kısa zamanda kongresini toplaması ve fesih kararı alınması gerektiği vurguluyor.