Mersin'de inşa edilecek olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesinin ilk görselleri ortaya çıktı.
Türkiye'nin en büyük projeleri arasında yer alan Akkuyu NGS projesinde, santralin mimari yapısı ve projedeki tüm detaylar birebir gerçekçi olarak modellenerek 3 boyutlu tasarım haline getirildi.
Buna göre, Mersin'in Gülnar İlçesi, Büyükeceli Beldesi'nde yapılacak santral, denize sıfır olarak inşa edilecek ve toplam alanı 2 futbol sahası büyüklüğünde olacak.
9 şiddetinde depreme dayanıklı olarak inşa edilecek santralde yan yana ve her biri 1.200 megavat (MW) kurulu gücünde 4 reaktör yer alacak. Santrale soğutma suyu direk denizden alınıp nükleer santrali soğutacak ve yine aynı şekilde denize akıtılacak. Soğutma denizden yapılacağı için soğutma kuleleri yer almayacak.
Bilimsel araştırma merkezi gibi
Santral bilimsel bir araştırma binası görünümünde olacak, santralden hiçbir şekilde ses ve atık çıkmayacak. Santral devreye girdiğinde çalışanlar özel bir giysi giymeyecek. Beyaz bir önlük ve dozimetre ile santralde dolaşabilecek.
Kapalı sistem olan santralden hiçbir şekilde radyasyon, santral sınırı dışına çıkmayacak. Soğutma amacıyla santrale verilen deniz suyu da tamamen temiz su olarak denize verilecek.
Su denizden alınıp, denize verilecek
Akkuyu Nükleer Güç Santrali Elektrik Üretim Anonim Şirketi Genel Müdürü Alexander Superfin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 3 boyutlu animasyonun gerçek görüntüye çok yakın olduğunu söyledi.
Yan yana 4 üniteden oluşacak santralin reaktör bölümünün üstündeki çatının yarım küre şeklinde olduğunu anlatan Superfin, bunun da projenin özelliklerinden biri olduğunu kaydetti. Superfin, reaktörün Türk mimarisinin özelliklerini de yansıtacağını ifade etti.
Su denizden alınıp denize verilecek
Santrale ayrılacak sahayı minimize etmeye ve tabiatın güzelliğinin içerisine en uygun şekilde yerleştirmeye çalıştıklarını kaydeden Superfin, santralde soğutma amacıyla kullanılacak suyun da direk denizden alınıp, suyun tekrar denize verileceğini kaydetti.
Superfin, şu bilgileri verdi:
“Tabii doğal olarak bırakılan su, alınan sudan birkaç derece daha sıcak olacak. Ama denize bırakılan su özellikle çok derine ve çok uzak bir noktaya bırakılacağı için, bu birkaç derecelik sıcak su farkı genel olarak su ısısını değiştirmeyecek ve deniz yaşantısını hiç etkilemeyecek. Bırakılacak olan su, denizin mesafe olarak hem çok uzak hem de çok derin yerine bırakılacağı için herhangi bir olumsuz etkisi olmayacak. Deniz suyu yine saf deniz suyu olarak bırakılacak.”
Projenin maliyeti düşebilir
Superfin, projenin ilk maliyetinin 20 milyar dolar olarak tespit edildiğini, fakat maliyetin düşürülmesi için yeni uygulamalar ve metotlar geliştirildiğini ifade etti.
Genel Müdür Superfin, “Biz projeye daha detaylı bakmaya başladığımızda gördük ki bazı teçhizat ve malzemeler Türk üreticilerden alındığı zaman bu maliyeti düşürebiliriz. Ayrıca ulaşım ve benzeri şeyleri de minimize edebiliriz, optimize edebiliriz. İnşaat sürecini, teknoloji sürecini doğru bir şekilde kurarsak bu da maliyetin düşürülmesini etkiler” diye konuştu.
Projenin takviminin planlandığı gibi devam ettiğini de belirten Superfin, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin devam ettiğini, 2013 yılında da inşaat hazırlık çalışmalarına başlamayı düşündüklerini kaydetti.
2. ve 3. nükleer santraller için yeşil ışık
“Türkiye 2'inci ve 3'üncü nükleer santralleri de inşa etmeyi planlıyor, şirket bu süreçte de yer almak ister mi?” şeklindeki soru üzerine Alexander Superfin, “Türk hükümeti Rusya'ya yardım için başvurursa seve seve bu süreçte yer almak isteriz” yanıtını verdi.
Superfin, “Türk hükümeti bildiğim kadarıyla çeşitli ülkelerle görüşmeler içerisindeymiş. İkinci santralle ilgili olarak bildiğimiz kadarıyla Japonya, Kanada ve Çin ile görüşmeler yapmakta. Türk hükümeti Rusya Federasyonu ile de bu görüşmeleri yapmak isterse biz seve seve bu sürece katılmak isteriz” dedi.