Darbe girişiminin komuta merkezi olan Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 sanık hakkında açılan davada, kursiyer teğmen ve astsubayları silahlandırarak, sivil araçlarla Mamak'tan Akıncı Üssü'ne götürdüğü iddiasıyla yargılanan eski MEBS Okulu Öğrenci ve Kurslar Tabur Komutanı Kurmay Yarbay Metin Bilici savunma yaptı.
Eski Albay Bilal Akyüz'den aldığı emir üzerine Akıncı Üssü'ne gittiğini anlatan sanık Bilici, "Kursiyer teğmenler ve bölük komutan vekilinin darbeye teşebbüs kapsamında hiçbir suçu yoktur. Onların benim verdiğim emirlerden kaynaklanan bir suçu varsa, suçlamalar direkt benimdir. Çünkü onlar yapmak zorunda oldukları verdiğim emirleri yerine getirdiler" dedi.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki duruşma salonunda görülen davada 15 Temmuz günü emrindeki kursiyer teğmen ve astsubayları silahlandırarak, sivil araçlarla Mamak'tan Akıncı Üssü'ne götürdüğü ve kursiyerlerin bir kısmını nizamiyede bir kısmını da Hakan Evrim'in karargah binasının korunmasına tahsis ettiği iddia edilen eski Kurmay Yarbay Bilici'nin savunmasına geçildi.
"Darbeden haberim olsaydı hazırlık yaptırırdım"
MEBS Okulu Öğrenci ve Kurslar Tabur Komutanlığı'na 22 Haziran'da atandığını belirten sanık Bilici, suçlamaları kabul etmediğini dile getirerek, "Darbeden önceden haberim olsaydı daha önceden hazırlık yaptırırdım. Bununla ilgili birliğimde ne bir toplantı yaptım, ne de darbe girişimi kapsamında kimseye emir vermedim. Eğer böyle olsaydı, burada sanık olarak yer alan 36 personelimden en azından biri ifadelerinde bunu söylerdi" diye konuştu.
"Emrin kanunsuz bir emir olduğunu düşünmedim"
"Tek cümle ile o gün yaptığım şey; sıkıyönetim kapsamında TSK bünyesindeki bir birliğin emniyetinin takviye edilmesi için aldığım kanunsuz olmayan, hizmete müteakip emir üzerine, emniyeti takviye etmeleri için kursiyerleri Akıncı Üssü'ne götürme ve havacıların emrine vermektir. Bundan başka bir faaliyetim olmamıştır" diyen sanık Bilici, şöyle devam etti:
"15 Temmuz günü saat 21.00 sıralarında evimdeyken, Bilal Akyüz Albay beni arayarak, 'terör istihbaratı var kursiyerleri tam teçhizat hazır et' dedi. 'Komutanım beni neden siz arıyorsunuz' dediğimde, Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından görevlendirildiği, amirlerime bilgi verip beni tekrar arayacağını söyleyerek telefonu kapattı. Daha önce Ankara'da yaşanan 3 büyük çaplı terör saldırısı nedeniyle bu emrin kanunsuz bir emir olduğunu düşünmedim. Böyle bir ortamda Bilal Albayda 'terör istihbaratı var' deyince, yine bir saldırı olacağını değerlendirerek, bir asker olarak gördüğüm eğitimin gereği olarak süratle reaksiyon gösterdim"
"80 kişi hazır edersen yeterli olur dedi"
Bilal Akyüz'le ilk kez 2012 yılında Tunceli'de görev yaptığı dönemde tanıştığını, Akyüz'ün TSK içinde itibarı olan, başarılı bir asker olarak bilindiğini belirten sanık Bilici, şunları söyledi:
"Bilal Albay'ın beni Kara Kuvvetleri Komutanlığı adına aradığını söylemesi üzerine emir komuta zinciri içinde hareket ettiğimi düşündüm. Çünkü Kara Kuvvetleri Komutanlığı MEBS Okullar Komutanlığı'nın üst komutanlığıdır. Acil durumlarda ara makamları atlayarak ilgili yerlere arayıp emir verebilirler. Aldığım bu emir üzerine evimden çıkarak birliğe gittim. Subay ve astsubay birlik komutanlarını arayarak mesaiye gelmelerini ve kursiyerleri de arayarak birliğe çağırmalarını söyledim. Bu sırada Bilal Albay beni arayarak, 'Yaklaşık 80 kişi hazır etsen yeterli olur' dedi. Ben de 45 kişi olan tamamını çağırttığım subay temel kurs bölüğüne ilave olarak, başlangıçta hepsini çağırdım subay kurs bölüğünden 40 kursiyerin ismini rast gele işaretledim. Bu listeyi Davut üsteğmene vererek kursiyerlerin çağrılmasını istedim. Bu listede işaretli olanların tamamını rastgele yaptım. Birlikte yeni olduğum için kimseyi tanıyarak değil evi yakın olduğunu gördüklerimi çağırdım."
Bir müddet sonra kendisini tekrar arayan Bilal Akyüz'ün, terör olayından dolayı Genelkurmay Başkanlığı'nın sıkı yönetim emri olduğunu, kendisinin de Kara Kuvvetleri Karargahı tarafından görevlendirildiği için aradığını, Akıncı Üssü'nün emniyetini takviye etmek amacıyla kursiyerleri silah ve teçhizat kuşandırarak derhal Akıncı Üssü'ne götürmesi yönünde emir verdiğini ileri süren Bilici, şöyle konuştu:
"Üssün yerini bilmediğimi söylediğimde konum bilgisi gönderildi. Amirlerinin bilgisi olup olmadığını sorduğumda ve onlardan bir emir almadığımı söylediğimde, Genelkurmay Başkanlığı'nın emri ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın görevlendirmesiyle aradığını tekrarlayarak bir an önce hareket etmemi, gecikmenin emniyet açısından sıkıntı oluşturabileceğini, amirlerimin bilgilendirilmesini kendisinin yapacağını söyledi."
"İçiniz rahat olsun görev verildi"
Daha önce hazırlığı olmadığı için acil bir şekilde gelmeleri istenmesinden dolayı o anda personeline ait sivil araçlarla yola çıktıklarını belirten sanık Bilici, "Bir personelin 'Ne oluyor, bu şekilde nereye gidiyoruz' şeklindeki sorusunu, 'Hem yeteri kadar bilgim olmadığından, hem de beni tam olarak tanımayan kursiyerleri rahatlatarak, emrime itaat etmeleri sağlamak için, 'içiniz rahat olsun, görev verildi hemen çıkmamız lazım' dedim. Guruptan ayrı bir şekilde soranlara da terör eylemi olduğunu, emniyet görevi verildiğini söyledim" dedi.
"Bu süre içinde amirlerim beni arayıp uyarmadı"
Saat 01.00 sıralarında Akıncı Üssü'ne vardıklarını ve Bilal Akyüz'ün emriyle emniyet takviyesi için geldiklerini söylediklerinde kendilerini 143. Filo önüne götürdüklerini belirten Bilici, şöyle devam etti:
"Burada kursiyerler gruplara ayrılarak görevlendirildikleri yerlere gönderildi. Bu konuda benim hiç bir emrim olmadı. Görevlerini de görevlendirildikleri yerleri de bilmiyorum. Bu süre içinde birinci ve ikinci amirim beni hiç aramadı. Normalde illegal bir durum varsa bana birlikten çıkış yaptıktan sonra ulaşmaları gerekiyordu. İddianameden öğrendiğime göre de kursiyerlere, saat 02.30 dan sonra ulaşmışlar. Ben de saat 03.30 sıralarında, yani yaklaşık 4 saat sonra bir kursiyere gönderdikleri, 'Tabur komutanı sizi aldatıyor, illegal iş yapıyorsunuz' mesajına kadar her şeyin normal olduğu düşüncesiyle hareket ettim. Bu zamanın da aslında her şeyin sona erdiği saatler olduğunu tutuklandıktan sonra öğrendim. Amirlerim tarafından hiç ikaz edilmeme rağmen, bölük komutan yardımcımın bana bu mesajı göstermesinden sonra Bilal Akyüz'ün yanına gidip, illegal bir durum olup olmadığını sordum. Bana 'evet var' dedi. Bunun üzerine aracıma giderek radyo dinlemeye başladım. Haberlerde duyduklarımdan sonra illegal bir olayın içine çekildiğimi, ikaz edilmeyerek benim ve emrimdekilerin bu olayın içerisinde bırakıldığımızı, kullanıldığımı, kandırıldığımı ve iki tarafın arasında oyuna geldiğimi anlayarak ne yapabileceğimi düşündüm. İlk olarak emrimdekilerle nizamiyeden çıkıp çıkamayacağımı araştırmaya başladım. Kursiyerlerin okuldan talimat aldıklarını ve buradan uzaklaşmaya çalıştıklarını anlayınca emir komuta zincirinden çıkarak, beklemeye ve sabah saatlerinde teslim olmaya karar verdim."
"Verdiğim emirleri yerine getirmekten başka bir iş yapmadılar"
Kursiyerlere verdiği emri, örgüt yöneticisi olarak değil; tabur komutanı olarak verdiğini söyleyen sanık Bilici, şöyle devam etti:
"Tüm bunlara rağmen personelim, tabur komutanı olarak verdiğim emirleri yerine getirmekten başka bir şey yapmadı. Bu emirleri yerine getirmeleri onları örgüt üyesi yapamayacağı gibi, bu emirler nedeniyle beni de terör örgütü yöneticisi yapmayacağı çok açıktır.
Bunun tersi, akla, mantığa ve hukuka aykırıdır. Olay günü maiyetime kanunsuz ve konusu suç teşkil eden hiçbir emir vermedim. Verdiğim her emir yetkim dahilinde ve maiyetimin de amirleri olarak benim kanuna uygun olarak verdiğim emirlere uymak zorunda oldukları ve bundan dolayı da suçlanamayacakları ortadadır. Kursiyer teğmenler ve bölük komutan vekilinin darbeye teşebbüs kapsamında hiç bir suçu yoktur. Onların benim verdiğim emirlerden kaynaklanan bir suçu varsa, suçlamalar direk benimdir. Çünkü onlar yapmak zorunda oldukları verdiğim emirleri yerine getirdiler" diye konuştu.