15 Temmuz darbe girişiminin kilit isimlerinden eski YAŞ üyesi Orgeneral Akın Öztürk ilk kez hâkim karşısına çıktı. Öztürk savunmasında "46 yıl boyunca bayrak, vatan, cuhuriyet için hizmet ettim. Vatanıma, milletime kurşun sıkacak değilim. Hain suçlamasıyla yargılanmak en büyük cezadır. Hiçbir bilgim, haberim yoktur. Çok kez şehit olma riskiyle karşı karşıya kaldım. Keşke şehit olsaydım da bu suçlamaya muhatap olmasaydım" dedi. Akın Öztürk, Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal’ın isteği üzerine Akıncı Üssü’ne gittiğini ifade ederken sivil kıyafetli olduğu için emir astsubayından üniformasını getirmesini istediğini; ancak yolların kapalı olması nedeniyle üstte kendisi için üniforma ayarlandığını söyledi ve "Üniforma kısaydı. Gülünç bir durumdaydım. Bir konsey başkanının böyle bir durumda olması siz değerlendirin. Darbe girişiminin başında olsam bu duruma düşer miydim" diye konuştu.
15 Temmuz'da torunlarını özlediği için Ankara'ya geldiğini ileri süren Öztürk "Darbe toplantılarına katılmadım. 15 Temmuz'da torunlarımı özlediğim için Ankara'ya geldim. Korumalarımla makam şoförümü şehre yolladım. İçinde olsaydım korumalarımı yollar mıydım? Kızımı, torunumu bu işin içine sokar mıydım?" şeklinde konuştu.
Öztürk, bugüne kadar ettiği askerlik yemini doğrultusunda görevini icra ettiğini savundu. Hainlik suçlamasıyla yargılanmanın kendisine verilecek en büyük ceza olduğunu belirten Öztürk, “Yüce milletim, beni yetiştiren komutanlarım ve silah arkadaşlarım iyi bilsin ki bu hain darbe girişimine hiçbir katkım, hatta haberim bile yoktur. Ben bu rütbe ve yaşa gelmiş bir asker olarak silah arkadaşlarıma, vatandaşlarıma silah doğrultacak biri değilim. Bu hain darbe girişimiyle hiçbir ilgim ve alakam yoktur. Aynı şekilde acılarını paylaşıyorum. 46 yıllık hayatım boyunca çok sık olarak ölümle burun burana geldim. Keşke ölseydim de bu şekilde yargılanmasaydım. İçim çok acımaktadır. 15 Temmuz gecesi kalkışılan darbe girişimi ile ülkemiz ve milletimiz bir travma yaşamıştır” ifadelerini kullandı.
"Partigöç'le koruma astsubayım görüştü"
15 Temmuz günü Ankara’ya geldiğinde, kızının lojmanın olduğu Akıncı Üssü’ne gittiğini ve eşinin hasta olması nedeniyle gece orada kalmaya karar verdiklerini savunan Öztürk, şunları söyledi:
"O gece koruma astsubayım İsmail Keskin telefonla arayıp ’Genelkurmay’da saldırı olmuş’ dedi. Bunun üzerine koruma astsubayımı tekrar kaldığım lojmana çağırdım. Kendisinden neler olup bittiğini öğrenmesi için Genelkurmay Harekat Merkezi’ni arattım ancak telefona çıkan subay Mehmet Partigöç’ten bilgi alabileceğimizi söylemiş. Bunun üzerine koruma astsubayım Mehmet Partigöç’le görüştü. İddianamede iddia edildiği gibi ben direk görüşmedim"
"Abidin Ünal'ın isteği ile üsse geldim"
Gecenin ilerleyen saatlerinde, İstanbul’da bulunan Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal’ın kendisini aradığını ve neler olup bittiğini öğrenmesini istediğini anlatan Öztürk, "Bunun üzerine lojmandan ayrılarak Akıncı Üssü 143. Filoya ÿgittim. Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın da tutulduğu odaya girdim. Burada Akar dışında yanılmıyorsam Kubilay Selçuk, Ömer Faruk Harmancı, Hakan Evrim ve Mehmet Dişli vardı. Genelkurmay başkanı bana, 'Bunlar darbe yapmak istiyor, bunlarla konuş ikna et, vazgeçsinler’ dedi. Ben de Genelkurmay başkanımızın ifadelerini kullanarak, ’yanlış yaptıklarını, vazgeçmelerini’ söyledim" diye konuştu.
"O gece komik durumdaydım"
Sivil kıyafetli olduğu için emir astsubayından üniformasını getirmesini istediğini; ancak yolların kapalı olması nedeniyle üstte kendisi için üniforma ayarlandığını söyleyen Öztürk, "Üniforma kısaydı. Gülünç bir durumdaydım. Bir konsey başkanının böyle bir durumda olması siz değerlendirin. Darbe girişiminin başında olsam bu duruma düşer miydim" dedi.
"Odanın dışında silahlı askerler bekliyordu"
Öztürk, daha sonra tekrar Genelkurmay Başkanı’nın yanına gittiğini ve darbecilerin kararlı olduklarını söylediğini anlattı.
Damadı soruldu
Akın Öztürk, komutanlığı döneminde defalarca bu yapıyla mücadele edilmesi gerektiğini astlarına söylediğini savundu. Öztürk, Mahkeme Başkanı’nın sorusu üzerine o gece, davanın sanıklarından olan damadı Yarbay Hakan Karakuş’la hiç görüşmediğini söyledi.
"Beni birisi buraya monte etmiş"
Öztürk, "Bu yaftayı üzerime çiviyle çaksalar da tutturamazlar. Ancak birisi beni buraya monte etmiş, ne niyetle, ne sebeple bilemem. Onu ben yargıdan istirham ediyorum, ortaya çıkarsınlar." Sanık Akın Öztürk, eşi ve kendi mal varlığı üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasını, tahliyesini ve beraatini talep etti.