Gündem

Akif Beki: Bu muydu, kurulacağı vaat edilen o güçlünün haklı olmadığı, haklının güçlü olduğu düzen?

"17 yıl önce bir gün '40 yıllık Milli Görüş gömleğini çıkardık' dediklerinde..."

19 Haziran 2018 16:41

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde danışmanlığını da yapan Karar yazarı Akif Beki, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin yazdığı şiir kitabı hakkında gelen eleştirilere tepkili. Beki, "İnce de gömlek değiştiremez mi" diyerek AKP'yi eleştirdi, "Bu muydu, kurulacağı vaat edilen o güçlünün haklı olmadığı, haklının güçlü olduğu düzen?" diye sordu. 

Beki bugünkü (19 Haziran 2018) köşesinde şunları yazdı:

20 yıl önce çıkardığı Tatanka adında bir şiir kitabı varmış Muharrem İnce’nin.

Dün eski defterleri karıştıranlara, İnce’nin kadın temalı şiirlerini dile dolayanlara baktım.

Kadın bedenine güzellemeler mi yapmıyormuş, erotik göndermeleri mi yokmuş, cinsel  fantezileri mi dışa vurmuyormuş, hatta bir yerde tapınma sözcüğünü mü kullanmıyormuş, ki Allah’a şirk koşmaya mı delalet değilmiş, mecazdı imgeydi faraziydi diye mi yutturamazmış kimse, bal gibi de sapkın mı bulunmamış, ayrıca  göğüs fetişizmi mi içermiyormuş, utanç verici ve yüz kızartıcı nitelikte mi değilmiş, ahlaksız eğilimleri mi yansıtmıyormuş!...

Bel altından girip bel üstünden çıkıyorlar.

Düne dek, Necip Fazıl’ın kadın bacaklarına yazdığı şiir gündeme getirildiğinde... Ateşli, putlaştırmalı, tapınmalı, erotik çağrışımlı, fantezili ve dahi hercai gönül macerası dizeleri için ‘Ne iş’ diye sorulduğunda...

Yaman bir çelişki var sayılamayacağını, eski Necip Fazıl dönemine ait olduğunu, üstadın muhafazakarlık öncesi geçmişinde kaldığını, yeni Necip Fazıl’ın “Ben onları çöpe attım, çöplüğü de ancak köpekler karıştırır” diyerek oradan vuranlara ağızlarının payını verdiğini sanki onlar hatırlatmıyordu.

Üstat, dünya görüşünü değiştirse de muhafazakarlıkla bağdaşmayan alışkanlıklarını değiştirmedi, eskiden ne huyları kaldıysa sürdürdü. Bu yanını da bilerek savunan onlar değildi sanki.

***

Düne dek üstada tanıdıkları şiir değiştirme hakkını, bugün siyasi karşıtlarına tanımıyorlar.

“Siyaset yapıyoruz arkadaşlar, tekkeye mürit aramıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan değilmiş gibi...Hızlı Erdoğancılık adına, tekkeye şeyh seçmeye kalkmıyorlar mı bir de!...

Bir de  80 milyonun ortak yaşam apartmanına yönetici değil de camiye imam arıyormuşuz havalarına sokmuyorlar mı siyaset yarışını!...

Kim daha iyi yönetecek diye bakılması gereken bir dünyevi iktidar mücadelesine, bir de... Kimle olmak ahireti kazandıracak, kime oy vermek cennete götürecek diye din mücadelesi süsü vermiyorlar mı!...

Üstelik, düne dek kendileri takiyyecilikle, gizli ajanda gütmekle, gerçek niyetlerini saklamakla suçlananlar yapıyor bunu.

Şimdi de onlar, diğer tarafın zihniyet değiştirme iddiasına ‘seni gidi takiyyeci’ karalamalarıyla karşılık veriyor.

“Bu çağda başörtüsü özgürlüğünden geri gidiş olmayacak” beyanına rağmen, İnce’nin kalbini açıp gerçek niyetini okuyan Danıştay hakimi bile görmedik mi? İsmen İnce’nin inandırıcılığını sorgulamadı mı?

CHP’nin geçmiş çizgisinden ve İnce’nin daha önce söylediklerinden hareketle, ‘yasakçı zihniyet değişmez’ kampanyaları yürütülmedi mi?

17 yıl önce bir gün “40 yıllık Milli Görüş gömleğini çıkardık” dediklerinde, AK Parti kurucularına bunu gösterme şansı verilmemiş gibi...

Sorun, yararlandığı demokratik hak ve imkanlardan kendi iktidarında ‘öteki’sini yararlandırmama, kendisine hak gördüğünü başkasından esirgeme sorunu.

Bu muydu, kurulacağı vaat edilen o güçlünün haklı olmadığı, haklının güçlü olduğu düzen?