Karar yazarı Akif Beki, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Özgür Suriye Ordusu ile Suriye'nin kuzeybatısında yer alan Afrin'e yönelik olarak başlattığı Zeytin Dalı Harekâtı'nı değerlendirdi. Beki, Aydınlık gazetesinin dünkü manşetinde yer alan "Tüm şartlarını kabul edip Esad’a koşulsuz teslim olana dek YPG’yi Afrin’de vurmaya devam etmeliyiz" sözlerine, "YPG’yi ABD’den koparıp Esad’la İran ve Rusya’nın kontrolüne itene kadar kovalamak, sınırlarımıza yönelik terör tehdidini ortadan kaldıracaksa (Doğu) Perinçek ve takipçileri haklı" diyerek yanıt verdi. "Ama değilse...Ve boyun eğdirdiğimiz YPG’yi, anlaşma karşılığında bizden korumaya yine Esad geliyorsa" diye yazan Beki, "Bunu çığıran motivatörler Esad’a mı dostluk, İran’la Rusya’ya mı muhiplik ediyor, yoksa Türkiye’ye mi, siz karar verin" ifadesini kullandı.
Beki'nin "Esad’ın motivatörleri çığlık çığlığa" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Hazretin zoruna bak; YPG’nin Esad’a direnci henüz tam kırılmamış, ikna olmalarına az kalmış, bir süre daha bastırmalıymışız...
Şam’dan gelen haberlere göre anlaşma henüz sağlanmadığından, boyun eğmesi de bir hafta kadar daha alacağından...
Tüm şartlarını kabul edip Esad’a koşulsuz teslim olana dek YPG’yi Afrin’de vurmaya devam etmeliymişiz...
Dün Aydınlık gazetesinin yan manşetinde, Perinçek imzasıyla pompalanıyordu bu cin fikirler.
Doğu Perinçek TSK’yı güya motive ediyor ama Esad’ın toprak muhafızlığı adına...
Zeytin Dalı Harekatı’nın amacını, YPG’yi Esad’a teslim olmaya zorlamak zannediyor.
“YPG Esad’la anlaştı anlaşıyor, Suriye’ye teslim oldu oluyor” diye manşetleri manşetlerine sığmıyor, Türkiye’nin eline ne geçiyorsa...
***
Hükümet Sözcüsü Bozdağ YPG’yi, Suriye’nin toprak bütünlüğüyle Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden ortak düşman olarak tanımladı ya...
Ankara’yı, ‘Suriye yönetimi’yle bu ortak düşmana karşı ortak mücadeleye çağırıyorlar.
Moskova ve Tahran da, Türkiye’nin Afrin’deki güvenlik çıkarlarını korumasının yolu Şam’dan geçer deyip Ankara’yı, dayatırcasına Esad’la anlaşmaya yönlendirince...
Havasını bulan Aydınlık hepten coştu, iki gündür manşet üstüne manşet çakıyor; YPG ortak düşman, Türkiye Esad’la el sıkışsın, doğal müttefik o, birlikte hareket edilsin diye...
Telkin edildiği üzere en iyi çözüm, Afrin’e girip YPG’den şehri devralması ve sınır boyumuza Esad’ın yerleşmesiyse, neden Esad’la baştan konuşup bu temizliği ona yaptırmadı Rusya ve Tahran?
Mecburi istikamet gibi, hem YPG’yi hem de Türkiye’yi sonunda Esad’la anlaşmaya çıkaran bu hesapta bir terslik yok mu?
Afrin zaten Rus bölgesi. Oradaki terör örgütü, Rusya destekli YPG...
Hadi kendilerinden uzaklaşıp ABD’ye daha fazla yanaşmasın, bağımlılığı daha çok artmasın diye, elinden tamamen kaçırmamak için, YPG’ye direkt müdahaleden kaçındı Rusya...
Esad bahanesini bize karşı kullanacağına, YPG’ye karşı niye kullanmıyor Rusya?
Afrin’i neden Esad’a teslim aldırmıyor, neden Esad’ın ordusuyla milislerini YPG’yle savaştırıp Suriye’nin toprak bütünlüğünü onlara korutmuyorlar da...
TSK’yı, hem Esad ve İran’ın işgal gücü suçlamalarına muhatap ediyor, hem de Esad’ın toprak bütünlüğünü Esad’a rağmen savunan durumuna düşürüyorlar.
***
YPG’yi ABD’den koparıp Esad’la İran ve Rusya’nın kontrolüne itene kadar kovalamak, sınırlarımıza yönelik terör tehdidini ortadan kaldıracaksa Perinçek ve takipçileri haklı.
Ama değilse...Ve boyun eğdirdiğimiz YPG’yi, anlaşma karşılığında bizden korumaya yine Esad geliyorsa...Afrin sınırlarını bize karşı Esad savunuyorsa...
Sınırımıza, kendi savaşını vererek geleceği yerde, bizim yardım ve ön açmalarımızla Esad’ın gelip yerleşmesini istemeli, buna sevinmeli miyiz hala?
Bunu çığıran motivatörler Esad’a mı dostluk, İran’la Rusya’ya mı muhiplik ediyor, yoksa Türkiye’ye mi, siz karar verin.