Hürriyet yazarı Akif Beki, Belçika'nın başkenti Brüksel'de meydana gelen terör saldırılarını değerlendirdi. "Türkiye’den sonra Avrupa’yı da can evinden vuruyor terör, Ankara ve İstanbul’dan sonra Brüksel’i de kana buluyor" ifadelerini kullanan Beki, "Belçika’da bir iktidar partisinin, anamuhalefetteki partiyi terörü desteklemekle itham edeceğini sanmam mesela. Tersini tahayyül bile edemem. Parlamentodaki üçüncü bir partinin, ikisini terörü parlamentoda himaye etmekle suçlayacağına ise sittin sene ihtimal vermem. Bizde alelade vakalar halbuki, daha dün hepsi oldu. MHP, AK Parti ile CHP’yi karalamakta sakınca görmedi, HDP’ye Meclis’te kol kanat geriyor ve dolayısıyla teröre arka çıkıyorlar diye. AK Parti, aynısını CHP’ye haydi haydi yapabildi. CHP deseniz, dilinin kemiği yok, o da Allah ne verdiyse... Şu an Meclis’te teröre göz yumma, destek verme, amaç birliği, yardım ve yataklık gibi suçlamaların en az birini tatmamış bir partimiz kalmadı bu sayede" diye yazdı.
Akif Beki'nin, "Bak gördün mü' tez canlılığı" başlığıyla yayımlanan (23 Mart 2016) yazısı şöyle:
"Olayın Türkiye'de geçtiğini bilmeseniz kötü şeyler gelecek aklınıza.
Türkiye’den sonra Avrupa’yı da can evinden vuruyor terör, Ankara ve İstanbul’dan sonra Brüksel’i de kana buluyor...
Her şeyi üste çıkmaktan ibaret zanneden bizim bilek güreşçilerinin aklı fikri ise kimin haklı çıktığında, onu tartışıyorlar.
Sıcağı sıcağına tartışmıyorlar hayır, siyasi karşıtlarını alt etmek için gevrek gevrek laf sokuşturuyorlar.
* * *
Brüksel savcısı yayın yasağı koydu mu, koymadı mı?
Orada güvenlik açığıydı, istihbarat zafiyetiydi diye suçu olduğu gibi hükümete yıkan çıktı mı, çıkmadı mı?
Medya kanlı canlı olay yeri görüntülerini sorumsuz ve sansürsüzce göze soktu mu, sokmadı mı? Topluma korku ve panik yaydı mı, yaymadı mı?
Faili yok sayıp aklama pahasına devleti katil ilan eden imza kampanyaları açıldı mı, açılmadı mı?
Terörün tüm sorumlusu hükümettekilermiş gibi lanse eden algı mühendisliklerine girişildi mi, girişilmedi mi?
Dakika bir, yerde yatan kurbanlar henüz can çekişirken daha da çoğaltabileceğiniz bu ve benzeri başlıklarda münazaralara tutuşuyorlar.
* * *
Çetin, yaman geçiyor münazaralar.
‘Bak gördün mü’ diye başlayan ateşli lakırdılar, daha ateşli yalanlama çabalarıyla çarpışıyor.
Bir argüman yakalamanın heyecanıyla ‘müstahaklarını buldular’ demeye varan lafazanlıklar, ağızdan kaçanı suçüstü enseleyip orada burada rezil etmelere karışıyor.
Tüm bu patırtı gürültü arasında neyin yitip gittiğini anlamaktan uzak kapışıyorlar.
Dedim ya bilmeseniz, terörün mirası paylaşılamıyor; rantını kim yiyecek, siyasi getirisinden kim faydalanacak onun kavgası veriliyor dersiniz.
Belçikalılar da terörle mücadelenin eksiğini fazlasını sorgulayacaktır.
Ama cenazeler bile kalkmadan, ilk iş olarak ve siyaseten nemalanma düzeyinde mi?
* * *
IŞİD’e bin lanet okurken başlarındaki musibetin bir daha tekrarlanmaması için ne yapmaları gerektiğini onlar da kurcalayacaktır.
Ülkelerinin neden terör saldırılarına açık hedef haline geldiğini, bir yerde hata yapıp yapmadıklarını masaya yatıracaklardır.
Yok mu şu göçmen politikası, yok mu şu kör olası Suriye politikası; hangi yanlışlarının fanatiklerce istismar edildiğini, radikal ideolojilerin hangi yetersizliklerini kötüye kullandığını, hangi bataklıklarından terörün eleman devşirdiğini elbet tartışmaya açacaklardır.
Esad’ı, IŞİD’i, canlı bomba olup kendini patlatan Mağripli göçmenleri suçlayacakları muhakkak. Faili görmezlik etmeyeceklerdir.
Fakat hemen ardından kendi Esad, IŞİD ve göçmen politikalarını da yargılayan mutlaka bulunacaktır aralarında.
Nedenlerini, niçinlerini konuşacaklardır, konuşmadan olur mu?
Yine de dünkü grup toplantılarında bizim parti liderlerinden duyduğumuz bazı şeyleri, birbirlerine karşı söyleyeceklerinden çok şüpheliyim.
* * *
Belçika’da bir iktidar partisinin, anamuhalefetteki partiyi terörü desteklemekle itham edeceğini sanmam mesela. Tersini tahayyül bile edemem.
Parlamentodaki üçüncü bir partinin, ikisini terörü parlamentoda himaye etmekle suçlayacağına ise sittin sene ihtimal vermem.
Bizde alelade vakalar halbuki, daha dün hepsi oldu.
MHP, AK Parti ile CHP’yi karalamakta sakınca görmedi, HDP’ye Meclis’te kol kanat geriyor ve dolayısıyla teröre arka çıkıyorlar diye.
AK Parti, aynısını CHP’ye haydi haydi yapabildi.
CHP deseniz, dilinin kemiği yok, o da Allah ne verdiyse...
Şu an Meclis’te teröre göz yumma, destek verme, amaç birliği, yardım ve yataklık gibi suçlamaların en az birini tatmamış bir partimiz kalmadı bu sayede.
Her biri diğerlerinin gözünde terörist, PKK muhafızı, IŞİD işbirlikçisi, uşak, hain, düşman vesair.