Eski Başbakanlık Danışmanı ve Hürriyet gazetesi yazarı Akif Beki, "Evet, daha fazlasını beklemek hakkımız, bizzat Başbakan da Berkin için yürüyenlerle empati yapmalı" dedi.
Gezi eylemleri sırasında Okmeydanı'nda poilisin kullandığı gaz fişeği sonucu yaralanan 269 gün yoğun bakımda kaldıkan sonra önceki gün hayatını kaybeden Berkin Elvan'ın cenaze töreninde yüz binlerce kişi katıldı. Hürriyet gazetesi yazarı Akif Beki, Başbakan Erdoğan'ın da hayatını kaybeden Berkin Elvan için yürüyenlerle empati kurması gerektiğini ifade etti.
Beki'nin Hürriyet'te "İşte şimdi tef gibi gerildik" başlığıyla (13 Mart 2014) yayımlanan yazısının tamamı şöyle:
Olanlara baktıkça Mehmet Erdem’in sesinden Hâkim Bey şarkısı çınlıyor kulaklarımda.
Aklımıza, fikrimize laf etmeyeyim hadi yine ama nefretimiz kesin firarda, bağlasan durmuyor.
Sezen sanki bugünler için yazmış sözlerini fakat dilimiz çözülse ne! Sonra ona mukayyet olacaklar kim, hem haklı şikâyetimize kulak verecek aklıselim Hâkim Bey’ler nereden bulunacak?
* * *
Nefretimiz geldi, aynı anda hep birden, durduramıyoruz.
Geometrik bir tef gibi Türkiye, çokkenarlı, hepimiz bir kenarından tutmuş elbirliğiyle geriyoruz.
Koca ülkede nefret nesnesi haline gelmeyen tek Allah kulu kalmayacak bu gidişle. Ve nefretin aktif öznesi...
Memleket sathında saldırı altında olmayan tek bir kesim yok şu an. Bu da herkes hücumda
demek, herkes hem diğerlerinin hedefi hem de diğerlerine hücum halinde.
Aynı anda birden fazla öfke ortalıkta kol geziyor ve hep birlikte hücuma kalkmış durumdalar.
Bir tane olsaydı kabaran öfke, patlasa bile kâh alttan alır kâh üstüne gider kontrol ederdiniz.
Ne ki değil, bütün öfkeler aynı anda kontrol dışına çıkarak birbirine düştü.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın “Türkiye tef gibi gerildi” dediği günden bu yana hiçbir gevşeme olmadı, hatta asıl şimdi gerildik.
Deli deliyi görünce sopasını saklarmış, belki öyledir, değnekli iki delinin sokakta birbirine horozlanma macerasına ben rastlamadım henüz.
Fakat bittecrübe artık şunu söyleyebiliriz ki öfkeli öfkeliyi görünce hepten zıvanadan çıkıyormuş birader.
* * *
Boş hayallere kapılmanın âlemi yok. Seçime kadar tünelin ucunda ışık görünmüyor, rahatlama filan beklemiyorum.
En az 3 hafta daha çekilecek çilemiz var.
Ya sonra?
Allah kerim elbette de, seçimden sonra bu öfkelerin yatışacağına dair bir alamet de belirmiyor ufukta.
Bir dayanak noktası, bir teselli ararken bulabildiğim tek şey şu...
BDP, iktidarla birlikte anamuhalefet CHP’yi de eleştiriyor.
CHP, AK Parti’ye konsantre, gerisiyle ilgilenmiyor.
MHP’nin meselesi, daha çok AK Parti, HDP ve BDP’yle.
Başbakan, yekten hepsini karşısına almış bir hatta diziyor.
Bütün bu siyasi akımların toplumsal izdüşümlerini ve taraftarlarını da hesaba katın. Cemaatleri, camiaları, grupları, örgütleri, dernekleri, vakıfları yani. Maksimum ölçüde işin içine girmiş değiller mi?
Herkes, herkesle davalı.
Fakat bu zehirli ortamda bile, Sakarya’da HDP’ye saldıranları MHP İl Başkanı yetişip dağıtabiliyor.
BDP ve MHP’den sonra CHP’den de sokak olaylarına karşı sağduyu çağrıları gelebiliyor.
Seçime giderken sokakları kaşımaktan, kaos ve kargaşaya sürüklemekten şeytandan kaçar gibi kaçınmaya başladı muhalefet.
İktidar cenahından da dün gecikmeli de olsa Berkin için birkaç güçlü taziye mesajı duyuldu.
* * *
Evet, daha fazlasını beklemek hakkımız, bizzat Başbakan da Berkin için yürüyenlerle empati yapmalı...
Yapsa da irili ufaklı bazı örgütleri kesmeyebilir ama muhalefetle iktidarın daha yatıştırıcı bir dil kullanma ihtimali, büyük kitlelere nefes aldıracak tek umut ışığıdır