Dünya

'Akdeniz Ebola’dan fazla öldürüyor'

Akdeniz’i geçerek Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken hayatını yitiren Afrikalı mülteci adaylarının trajedisi Avrupa Konseyi gündemine de taşındı.

23 Nisan 2015 21:01


Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) bugün aldığı bir kararla, AB ülkelerine Akdeniz üzerinden gelen göç akımı konusunda acil ortak yaklaşım belirleme çağrısında bulundu. İnsan ticareti ve kaçak göçü tertipleyenlere karşı ortak politika talebinde bulunan AKPM, AB'de iltica kurallarını belirleyen Dublin Yönetmeliği’nin gözden geçirilmesini de istiyor.

Avrupa Konseyi’ne üye 47 Avrupa ülkesinin parlamenterlerinden oluşan AKPM adına Fransız parlamenter Thierry Mariani tarafından hazırlanan “Akdeniz’de insan trajedisi: Acil eylem gerekli” başlıklı rapor ve beraberindeki karar tasarısı bugün Strasbourg’da yapılan oylamada 1’e karşı 88 oyla kabul edildi. Akdeniz’de son günlerde meydana gelen ve yüzlerce Afrikalı mülteci adayının hayatını yitirmesiyle son bulan trajediler üzerine “acil gündem maddesi” olarak tartışılan raporda, sadece 2015 başından bu yana Akdeniz’i geçerek İtalya kıyılarına ulaşabilen “kaçak” göçmen sayısı 31 bin 500 olarak belirtiliyor.

İtalya AB'den yardım alamadı

Akdeniz’i 2012 yılında 12 bin, 2013 yılında ise yaklaşık 60 bin kaçak göçmenin geçmeyi başardığı, bu rakamın 2014 yılında 210 bini aştığı, bunların 170 bin’den fazlasının İtalyan sahillerine ulaştığı not ediliyor. İtalyan sahil güvenlik birimlerinin, sadece 10-17 Nisan 2015 tarihleri arasında 13 bin 500, Ekim 2013-Eylül 2014 dönemindeki “Mare Nostrum” operasyonu kapsamında ise yaklaşık 100 bin göçmeni kurtardığı bildiriliyor.

İtalya, AB’den beklediği yardımı alamayınca Kasım 2014’te Mare Nostrum operasyonunu sona erdirmiş, bunun üzerine Avrupa Komisyonu “Triton” adını verdiği yeni bir sınır operasyonu başlatmış, operasyonun yönetimi AB’nin dış sınırlarının güvenliğinden sorumlu FRONTEX ajansına verilmişti. Ancak FRONTEX’in elindeki arama ve kurtarma imkanlarının yetersiz olması ve Triton'un yetkilerinin dar tutulması nedeniyle operasyon gerçek bir fiyaskoya dönüştü.

Ölümler artıyor

Akdeniz'i kaçak olarak geçmeye çalışanların sayısındaki yükselişe paralel olarak, geçişler sırasında hayatını yitirenlerin sayısı da giderek artıyor. AKPM raporuna göre, çoğu zaman hiçbir güvenliği olmayan denetimsiz küçük boy gemi veya teknelerle gerçekleşen bu geçişler sırasında 2012 yılında 500, 2013’te 600, 2014 yılında ise 3 bin 500 kişi can verdi. Bu yılın ilk dört ayında kaydedilen ölü sayısı bin 500’ü aşmış durumda. Raportör Mariani, genel kurulda yaptığı konuşmada “Akdeniz artık Ebola’dan daha fazla öldürüyor” ifadesini kullandı.

Raporda, göçmenlerin Afrika’dan çıkış noktalarının öncelikle Libya olduğu, tahminlere göre şu an bu ülkede 70 bin kişinin deniz yoluyla kaçak olarak Avrupa’ya geçmek için sıra beklediği kaydediliyor. AKPM verileri; mülteci, iltica başvurusunda bulunmak isteyenler ve ekonomik göçmenlerden oluşan bu kitlelerin en çok Afrika’nın Sahra bölgesindeki ülkeler, Eritre, Somali, Afganistan ve Suriye kökenli olduğuna işaret ediyor. Göçün temelinde öncelikli olarak silahlı çatışmalar, istikrarsızlık, yoksulluk ve etnik ve dini temele dayalı zulmün bulunduğu not ediliyor. Rapor ve karar metninde Türkiye’nin de Suriye ve Irak’ta savaştan kaçan yaklaşık 2 milyon kişiye ev sahipliği yaptığı hatırlatılıyor.

AKPM'den AB'ye çağrı

Bu verilerden yola çıkan AKPM; AB ülkelerine, Akdeniz üzerinden göç akımı konusunda ortak bir tutum belirleme, Akdeniz’de tüm AB ülkelerinin katkılarıyla arama ve kurtarma operasyonlarını yoğunlaştırma, insan ticareti yapanlarla ortak mücadele, alternatif yasal göçü kolaylaştırma, göçmenlerin geldiği ve transit geçtiği ülkelerde insani yardım ve kalkınma projelerini artırma, bu ülkelerle idari ve hukuki işbirliğini genişletme ve uluslararası korumaya muhtaç kişilere iltica hakkı tanıma çağrısında bulundu.

AB'nin Akdeniz'de kaçak göçle mücadele konusunda 20 Nisan 2015 tarihinde açıkladığı 10 maddelik önlem listesini “olumlu ama yetersiz” bulan AKPM, iltica başvuruları ve kaçak göçmenlerin ağırlanmasıyla ilgili sorumluluk ve maliyet paylaşımının AB devletleri arasında daha adilane biçimde yapılabilmesi için Dublin Yönetmeliği’nin gözden geçirilmesini de talep ediyor.