Muğla Milas’taki Akbelen Ormanı, Limak Holding ve İÇTAŞ’ın ortak projesi olan YK Enerji’nin termik santrallarına kurban edildi. Ormanın büyük bir bölümü kesildi. Dün de 2 yıldır nöbet tutulan alanın gördüğü bölgelerde iş makineleri ve ormancılar çalışma başlattı. Valiliğin, kesim çalışmalarının 30 Temmuz’da bittiğini açıklamasına rağmen dün bebek ağaçlar kesildi.
İddiaya göre, Akbelen'de gece saatlerinde direniş alanının çevresi yine sarıldı ve sabah erken saatlerde iş makineleri orman toprağını kaldırmaya başladı. Aynı zamanda nöbet alanında bekleyen halkın dar bir polis barikatı ile çevrildiği öğrenildi.
Kesilen ağaçların da jandarma korumasıyla çıkarıldığı Akbelen’de direnişçiler ve köylüler, bu sabaha da jandarma ablukası ve hızar sesleriyle uyandı.
Polis bariyerleriyle kapatıldı
Direniş alanının bulunduğu geniş bir alan polis bariyerleriyle çevrelendi. Direnişçiler ve köylüler, polis bariyerlerinin konulmasının gece nöbetini hedef alabileceğini söylüyor.
Sinyal kesiciler kullanılıyor
Bu sabah 06.00 sularında başlayan ablukayla birlikte, jandarmanın çevrelediği alanda jammer (sinyal boğucu, sinyal bozucu) kullanıldı.
Ege ve Marmara Çevreci Belediyeler Birliği (EMARCEB), Akbelen’de direnen yurttaşlara destek vererek, bir basın açıklaması yayımladı.
Kalkınma ve gelişmişliğin yol ve bina ile ölçüldüğüne dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi:
“Küresel ısınma sonucu, iklim krizine giren dünyada ormanlar, en önemli varlık haline gelerek uygarlığın ve gelişmişliğin belirleyicisi haline dönüştü. İşte bunun bilincine varan İkizköylüler, 24 Temmuz'dan bu yana Akbelen ormanlarını korumak için adeta meydan savaşı veriyorlar. Ama bu ne yaman çelişkidir ki, iktidar tarafından, halkımız ile karşı karşıya getirilen ve birincil görevlerinden birisi de ormanları koruma zorunluluğu olan Jandarmanın kuşatması altında ağaçlar tek tek kesiliyor.
"Gırtlakları kesiliyor köylümüzün"
Aslında sadece ormanları değil, ‘gırtlakları kesiliyor’ adeta köylümüzün. Abartı mı bu söylediğimiz! Kesinlikle değil. Haydi, konuyu biraz açalım o zaman. Yapılan bilimsel araştırmalar, insanlığın en fazla yok ettiği doğal kaynakların başında ormanların geldiğini göstermektedir. Oysa ormanlar, gezegenimizi tüm canlılar için yaşanabilir kılan, yaşamın olmazsa olmazı olan hava, su ve toprağı hem üreten hem de koruyan çok önemli karasal ekosistemlerdir. Ormanlar ister doğal ister kültür yoluyla elde edilmiş olsun, en başta, tüm canlıların yaşamlarında en fazla kullanılan biyokütle (yani odun ve türevleri) üreterek, insanlığın maddi ve manevi gereksinimlerini karşılamaktadır.
Ancak asıl olarak ormanlar İklim değişikliği, hava kirliliği ve erozyonu önlemek, temiz su ve oksijen üretmek, gen kaynaklarını korumak, Toprak-Su-Karbon döngüsünü dengelemek, insanların fiziksel, sosyal ve zihinsel sağlığını iyileştirerek yaşam kalitesini artırmak gibi, biz uyurken, farkına bile varamadığımız çok sayıda yaşamsal fonksiyonları yerine getirmektedir. Ormancılık literatüründe bu görünmez faydalara ‘ormanların fonksiyonel değerleri’ adı verilmiştir.
"Bu ihanetin hesabı sorulacaktır"
Gün gelecek iktidar sahiplerinden, şirket yetkililerinden ve hatası olan ormancılar dâhil, bu katliama seyirci kalan tüm bürokratlardan bu ihanetin hesabı mutlaka sorulacaktır."
Özdağ'dan basın açıklaması
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Limak Holding önünde Akbelen direnişine ilişkin basın açıklaması yaptı.
Özdağ şu ifadeleri kullandı:
''Akbelen’de bir doğa katliamı yaşanıyor. Zafer Partisi olarak biz bu doğa katliamına geçen sene ve bu sene Akbelen’e yaptığımız ziyaretlerde yerinde müşade ettik ve kamuoyunun gündemine taşıdık. Limak adlı şirketin bir yönetim kurulu üyesi randevu isteyerek bilgi vermek arzu istediğini ifade etti.
Kendisini İzmir’e davet ettim ve Limak’ın bu konudaki pozisyonunu anlattı. Daha sonra uzman arkadaşlarımla bu yönetim kurulu üyesi arkadaşımı bir araya getirdim. Onlarla birlikte tekrar bilgi aldık. Ve bölgeye ikinci kez giderek incelemelerimizi gerçekleştirdik. İkna olmadık, Türk halkı ikna olmadı. Bölgede ağır bir çevre katliamının yapıldığı sabittir.''