Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı adayı olması gündeme gelen 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile birlikte gerçekleştirdikleri ziyarete ilişkin ilk kez konuştu. Kalın konuya ilişkin, ''Bu ziyaret tamamı ile, Hulusi Akar Paşa'nın kırk yılı aşkın bir hukuku var, bu hukuka dayalı bir ziyarettir. Erdoğan'ın bilgisi ile gittik ancak bizim fikrimizdi onuntalebi üzerine gitmedik dedi. Benim de on beş yıldan fazla süredir Gül ile bir hukukum var kendisi ile hem başbakanken hem cumhhurbaşkanı iken çalışmalarımız oldu” açıklamasında bulundu.
''Cumhurbaşkanı Erdoğan Beştepe’de kamplaşmalara müsaade etmez'' diyen Kalın, Erdoğan’ın herkesi dinlediğini belirterek ''Herkesi dinledikten sonra değerlendirme yapar ve onaya sunar. Herhangi bir konuda farklı görüşler olabilir, bunlar bazen örtüşür bazen farklı düşebilir ama neticede bir karar verir ve ona uyulur'' diye konuştu.
İbrahim Kalın, Habertürk TV'de yayınlanan Açık ve Net programında Kübra Par'ın sorularını yanıtlıyor.
İbrahim Kalın'a Erdoğan'ın kendisine oy verip AKP'ye oy vermeyenler için münafık değerlendirmesi soruldu. Kalın ''Erken seçim ilan edildikten sonra seçmen Tayyip Erdoğan'a oy verecek ama AK Parti'yi cezalandıracak algısı yaratılmaya çalışıldı. Cumhurbaşkanı'nın verdiği tepki bunaydı. Başka partiye verip Cumhurbaşkanlığı söz konusu olunca Erdoğan'a vermesi de söz konusu olabilir. Erdoğan'ın adı hep birkaç puan önde oldu. Bunda yeni bir şey yok. Cumhurbaşkanı bu algıyı dağıtmak için böyle bir çıkış yaptı. Erdoğan Tayyip Erdoğan'a oy verenlere AK Parti'ye de oy vermesi çağrısında yaptı.'' dedi.
Saray'da kutuplaşmalar olup olmadığına dair ise İbrahim Kalın ''Cumhurbaşkanımızın çalışma tarzını bilmeyenler senaryo yazıyor. Cumhurbaşkanının çalıştığı ekipler çalışmalarını arz eder. Kollektif çalışmalar olur bunlar. Konu her neyse buna herkes katkı verir. Sahibi bellidir. Herkes kendi konumu itibari ile katkı verir ve Cumhurbaşkanı'na arz edilir, nihai karar oradan çıkar'' dedi.
Kalın ''Bunlar arasında katı hiyerarşik ilişkilerin olduğu birinin diğerinin ayağına bastığı, bir ortama Cumhurbaşkanı izin vermez. Herkesten verileri alır, istişareye önem veren bir liderdir herkesi dinler not alır'' ifadelerini kullandı.
Kalın Erdoğan'ın herkesi dinlediğinin altını çizerek ''Herkesi dinledikten sonra değerlendirme yapar ve onaya sunar. Herhangi bir konuda farklı görüşler olabilir, bunlar bazen örtüşür bazen farklı düşebilir ama neticede bir karar verir ve ona uyulur'' dedi.
Kalın, CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce'nin iddialarına dair de '' Pensilvanya konusunda bir hikaye yazdı, bunun cevaplanması gerekir, bu cevaplanır, geçer gider ama kampnyanın önceliği Ak Parti'nin Tayyip Erdoğan'ın ne yapmak istediğini anlatmak ''dedi.
"AK Parti toplumun tamamını kucaklamaya dair bir politika ortaya koydu" diyen Kalın yaşanan tecrüelerle Erdoğan'ın siyasetinin şekillendiğini ifade etti. ''Erdoğan kendisine oy vermeyen kesimlere ulaşmak için çok çaba sarf etti hala da ediyor ancak bunun karşılıklı olması gerekiyor'' diyen Kalın ''Attığınız adıma bir cevap alınması gerekiyor'' dedi.
İbrahim Kalın Demirtaş'ın serbest kalmasına dair soruya ''Asıl çelişki Türkiye'yi yönetmeye talip olmuş birinin PKK ile arasına net çizgi koymaması'' cevabını verdi.
Yeni bir çözüm süreci başlar mı sorusuna İbrahim Kalın '' Çözüm süreci defter, kapatıldı dedi''.
İbrahim Kalın Abdullah Gül ziyaretinin nedeninin sorulması üzerine ''Bu ziyaret tamamı ile, Hulusi Akar Paşa'nın kırk yılı aşkın bir hukuku var, bu hukuka dayalı bir ziyarettir. Erdoğan'ın bilgisi ile gittik ancak bizim fikrimizdi onuntalebi üzerine gitmedik dedi. Benim de onbeş yıldan fazla süredir Gül ile bir hukukum var kendisi ile hem başbakanken hem cumhhurbaşkanı iken çalışmalarımız oldu. '' cevabını verdi.
Kalın, ABD Başkanı Trump'ın Suriyede sürek YPG/PKK politikasından rahatsız olduğunu ifade ederek ''Suriye'nin Batısında güvenliği sağlıyoruz şimid Doğu'sunda ABD yönetimi ile güvenliği sağlıyoruz'' değerlendirmesini yaptı.
"Çözüm süreci ile ilgili defter kapandı"
Kalın Çözüm sürecine ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
"Çözüm süreci ile ilgili defter kapandı. Çok şey yaşandı, büyük bir tarihi fırsat kaçırıldı.
Terörle mücadele ediyoruz. Kürt vatandaşımızla terörü birbirinden çok net şekilde ayrıştırıyoruz. Olmasdı gereken de bu. Örgüt ise PKK'nın örgüt gündemini Kürtlerin gündemiymiş gibi dayatmaya çalışıyorlar. Bunlar örgütün talepleri ama onlar bunları Kürtlerin meselesi gibiymiş gibi sürekli empoze etmeye çalıştılar. Öcalan'ın serbest bırakılması sürekli bunu dile getiryorlar, hala aynı şeyi söylüyorlar. Bunlar Kürtlerin deği örgütün talepleri. Şunlara af çıkartılsın...Batı'dı da PKK'lı olmayan Kürt Kürt değildir. Diğer Kürtler dikkate alınmaz hale geldi. Bunu ABD'nin PYD, YPG'ye verdiği destek de bu hale getirdi. Suriye'li bir Kürt YPG'li, PYD'li değilseler tırnak içerisinde Kürt değildir. Kürtlerin anadillerini konuşmaları, devletin sunduğu haklara eşit erişime kavuşmaları, yatay haretllikte önlerinin açılması devrim mahiyetinde adımlar atılı. Tayyip Erdoğan Diyarbakır'da sizin haklarınızın savunucusu benim dedi."