Gündem

AK Parti'nin teklifinde kürtaj yok, sezaryene zorunluluk şartı var

Kamuoyunda büyük yankı uyandıran ve eylemlere neden olan yasa teklifi dün TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

21 Haziran 2012 07:11

Kamuoyunda büyük yankı uyandıran ve eylemlere neden olan sezaryenle ilgili yasa teklifi dün TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Genel Kurul’da görüşülecek olan teklif yasalaşırsa sezaryen ancak tıbbi zorunluluk bulunması hallerinde yapılabilecek

Milliyet'ten Bahar Atakan'ın haberine göre, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kürtajı cinayet, sezaryeni ise milletin nüfusunu engelleme operasyonu olarak nitelemesinin ardından ilk düzenleme sezaryen konusunda yapıldı. Sezaryenle ilgili teklif dün akşam TBMM Başkanlığı’na sunuldu.

AK Parti Ankara Milletvekili Cevdet Erdöl imzasıyla sunulan yasa teklifinde, sezaryen ancak tıbbi zorunluluk bulunması halinde yaptırılabilecek. Teklifte, normal doğumla ilgili sorumluluk almaktan kaçındıkları için sıklıkla sezaryene başvurdukları iddia edilen doktorlara yönelik önemli bir düzenleme de yer aldı. Buna göre, tedbir alınmasına rağmen anne veya bebekte oluşabilecek istenmeyen sonuçlardan hekim sorumlu tutulamayacak. Böylece hekimler normal doğuma yönlendirilirken hukuken de güçlendirildi. Tıbbi zorunluluk olmamasına karşın sezaryen yaptırılması halinde ise sorumluluk hekimde olacak.

Doktor ve hastaları normal doğuma yönelten teklifin gerekçesinde, sezaryenin riskleri ayrıntılarıyla anlatılırken, sezaryenin yapılabileceği tıbbi zorunluluk halleri ise sıralanmadı. Teklifte Sağlık Bakanlığı’nın üzerinde çalıştığı kürtaj konusunda ise bir düzenleme yer almadı.

 

82 yıllık kanun değişecek

 

 Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi’nde, sezaryen ile dikkat çeken düzenlemeler yer aldı. Teklifin 12. maddesiyle 1930 tarihli 1593 Sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 153. maddesinin ikinci cümlesinin yürürlükten kaldırılması öngörüldü. Maddede bulunan “Sıhhi ahvali daha fazla kalmayı istilzam etmeyen vakayide lohusaların doğumdan sonra müesseselerde bir hafta alıkonulması mecburidir” ifadesinin yerine şu fıkranın eklenmesi teklif edildi:
“Gebe veya ana rahmindeki bebek için tıbbi zorunluluk bulunması halinde doğum, sezaryen ameliyatı ile yaptırılabilir. Gerekli tedbirlerin alınmasına rağmen, doğumu takiben anne veya bebekte meydana gelebilecek istenmeyen sonuçlardan dolayı hekim sorumlu tutulamaz.”


Maddenin gerekçesinde tıbbi endikasyon olmaksızın sadece anne ve hekim isteği ile sezaryen yapılmasının önlenmesi ve doğumu yaptıran hekimlerin sorumluluğu amacıyla değişiklik teklifi yapıldığı kaydedildi. Sezaryenin, doğumun normal yollardan mümkün olmadığı ya da anne ile bebek için risk taşıdığı durumlarda yapılan bir ameliyat olduğu belirtilen gerekçede, şunlar kaydedildi: “Tıbbi endikasyon olmaksızın sadece anne isteği ve benzeri nedenlerle yapılan sezaryen ameliyatlarında da, cerrahi müdahale ve anestezinin riskleri de vardır. Sezaryen ameliyatında diğer cerrahi ya da medikal işlemlerde de görülebilen enfeksiyon, damarlarda ve akciğerde kan pıhtısı oluşumu, kanama, alerjik reaksiyon, kalp krizi, akciğerde havalanma azlığı ve hatta ölüm riskleri vardır, bu risklerden bazıları oldukça enderdir. Nadiren anne ve bebek ölümleri de gözlenebilir.

 

Riskler sıralandı

 

Sezaryen daha önceden ameliyat geçirmiş kişilerde (myom çıkarılması, sezaryen ameliyat, rahim anomalilerinin düzeltilmesi için yapılan ameliyatlar gibi), ya da mevcut bir hastalığı olanlarda, gebelikte ortaya çıkan hipertansiyonlu hastalarda, bebeğin eşinin anormal yerleştiği ya da rahim duvarına derin olarak yapıştığı olgularda  ya da bebeğin eşinin erken ayrılmasında ve sigara içen hastalarda daha fazla risk taşımaktadır.


 Madde ile annenin ve bebeğin sağlının korunması için, gebe veya rahmindeki bebek için tıbbi zorunluluk bulunması halinde doğumun sezaryen ameliyat ile yaptırılabileceği ve gerekli tedbirlerin alınmasına rağmen, doğumu takiben anne veya bebekte meydana gelebilecek istenmeyen sonuçlardan dolayı hekimin sorumlu tutulamayacağı öngörülmektedir.”