Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), sokağa çıkma yasağının 14 Aralık’tan bu yana sürdüğü Cizre'de yaralanan 16 yaşındaki Hüseyin Paksoy'a ambulans ulaştırılmaması nedeniyle hayatının tehlikede olduğu gerekçesiyle yapılan başvuruda, hükümetten Paksoy'un yaşam hakkının ve vücut bütünlüğünün korunması için her türlü tedbiri almasını istedi. Ancak AİHM kararının avukatına gönderildiği saatlerde Paksoy yaşamını kaybetti.
Cumhuriyet’ten Kemal Göktaş’ın haberine göre, AİHM kararı Paksoy'u kurtaramasa da bundan sonra benzer olası durumlarda AİHM'in tedbir kararı vereceğinin işareti oldu. AHİM'in tedbir kararlarının artmasının, bölgedeki sokağa çıkma yasakları sırasında yapılan operasyonların yöntemini uluslararası alanda tartışmaya açacağı belirtiliyor.
16 yaşındaki çocuk için...
Özgürlükçü Hukukçular Derneği üyesi ve Ankara Barosu avukatı Nuray Özdoğan, 16 Ocak Cumartesi günü AİHM'e başvururak Cizre'nin Nur Mahallesi'nde sokağa çıkma yasakları kapsamında yapılan operasyonlar sırasında yaralanan Paksoy'a, ambulans ve sağlıkçılar mahalleye giremediği için müdahale edilemediği gerekçesiyle tedbir kararı verilmesini istedi. AİHM jet hızıyla incelediği başvuruya ilişkin olarak dün kararını verdi. AİHM kararında, başvurucunun yaşam hakkının ve vücut bütünlüğünün korunması amacıyla hükümetten yetkisi dâhilindeki her türlü tedbiri almasını istedi. Taraflardan, 25 Ocak'a kadar başvuranın sağlığı ile ilgili gelişmelerin ve bilgilerin iletilmesini isteyen AİHM, 15 Şubat tarihine kadar da esas başvurunun yapılmasını istedi.
Karar Hüseyin’i kurtaramadı
AİHM'in bu kararının ulaşmasının hemen ardından Paksoy'un yaşamını kaybettiği öğrenildi. Hüseyin Paksoy'un ağabeyi Mesut Paksoy, kardeşinin eşkâline benzer bir cesedin hastane morguna götürüldüğü bilgisini aldıklarını ve amcasının oğlunun hastaneye giderek teşhis ettiğini söyledi. Paksoy, kardeşinin cenazesinin Silvan’da yapılacak otopsiden sonra Uludere’ye götürüleceğini söyledi.
Ayağından vuruldu, ambulans gitmedi
Mesut Paksoy, Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada, kendilerinin daha önce Cizre Nur Mahallesi'ndeki evlerinden Uludere'deki yakınlarının yanına taşındığını, kardeşinin "Siz gidin, ben arkanızdan gelirim" dediğini aktardı. Paksoy, kardeşinin mahalleden çıkarken ayağına gelen bir mermiyle yaralandığını belirterek şunlatı söyledi:
"Vurulduğunu görenler ana caddeye getiriyorlar. Beni biri aradı, kardeşin yaralandı, ambulans çağır dedi. Ben 112'yi, ambulansı aradım, sana dönecem dedi dönmedi. 155 polisi aradım, o da '112'yi arayın biz ilgilenmiyoruz' dedi. Gitmemişler. O gece gitmediler, ondan sonraki gün de gitmediler. Önceki akşam bir polis beni aradı, 'Ambulansı sabah göndereceğiz' dedi. Ama ambulans sabah gittiğinde Hüseyin'i bulamadı diye geri dönmüş. Oysa orada birkaç evi aramaları gerekiyordu. Çünkü tek başına baygın yatıyordu, seslenmeyle duyamazdı. Zaten orada kimse yok, herkes kaçmış."
Hüseyin'in 8. sınıfta okurken şartlardan dolayı okulu bıraktığını söyleyen Mesut Paksoy, "Bizim Cizre'de 5 katlı evimiz vardı. Havan topu isabet etti, 3-4 katı tahrip oldu. Şu an biz kendi memleketimizde muhacir durumdayız. Kardeşimi kimin vurduğunu bilmiyoruz. O da kaçıyordu, oradan ama kurşun ayağına gelmiş. O sadece mahalleden çıkmak, evinden güvenli bölgeye çıkmak istiyordu, çıkamadı. O akşam ambulans gitseydi hayatta olacaktı kesin" dedi.
İlk tedbirin anlamı
Bu arada AİHM'in İçtüzüğün 39. maddesine göre tedbir kararı aldığı belirtildi. Bu maddede AİHM Dairesi'nin veya Daire Başkanı'nın "bir tarafın veya ilgili herhangi bir kişinin talebi üzerine veya doğrudan kendisi, tarafların menfaati veya önündeki davanın gereği gibi görülebilmesi için alınması gerektiğini düşündüğü geçici tedbirleri" taraflara bildirebileceğini düzenleniyor. Maddeye göre bu tedbirlere ilişkin bildirimler, Bakanlar Komitesi’ne de yaplıyor. Daire, bildirdiği bir geçici tedbirin uygulanmasıyla bağlantılı bir konu hakkında taraflardan bilgi de isteyebiliyor.
AİHM, kararında, gerekli tedbirlerin alınmaması veya bilgi gönderilmemesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 35. maddesinin ihlali anlamına geleceğini de bildirdi. Bu madde ülkelerin, kişilerin bireysel başvuru hakkını etkin bir şekilde kullanılmasını hiçbir surette engel olmamayı taahhüt ettiklerini düzenliyor.
AİHM, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde uygulanan sokağa çıkma yasakları ve operasyonlarla ilgili başvurularda ilk kez tedbir kararı vermiş oldu. AİHM'in ambulans bekleyen çocuk için verdiği karar, benzer durumlar için de emsal olacak. Bölgeden benzer taleplerle yapılacak başvurularda tedbir taleplerinin çoğalması hâlinde, sokağa çıkma yasakları sırasındaki operasyonların hukukiliği de tartışma konusu olabilecek.