Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın "masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkı" konusunda yürütmeyi, yasamayı ve medyayı uyardığını, Adalet Bakanı'nın da "hukukun önceliği" üzerine uyarılarda bulunduğunu belirterek, "Aslında adresler belliydi. Yargısı devam eden mesela siyasi davalar vardı, mesela yürütmede belirleyici olanlar, aynı zamanda rakip olarak gördükleri insanların davasını etkileyecek beyanlarda bulunuyorlardı. Bu, yargıya açık siyasi müdahale anlamına gelmekteydi. Yani Başkan Arslan’ın ifadesiyle “siyasetçinin cübbe giymesi” idi. Kimi zaman yargıç da “cübbe ile siyaset” yapmaktaydı.
Aslında Adalet Bakanı’nın uyarısının da adresi belliydi. Bir öncekinde uyarı, Yargı’dan siyasete ya da yürütmeye yönelik iken, burada aynı kabinenin içindeki bakanlardan birisi diğerini “hukuk”a davet ediyordu." diye yazdı.
Kuvvetlet ayrılığının Türkiye'de darmadağın olduğuna işaret eden Taşgetiren, "Evet kuvvetler vardı, ayrı ayrı idiler, ama belli ki uygulayıcıların dünyasında her şey birbirine karışmış, bir yerde gücü gücü yetene tarzı bir iklim oluşmuştu. Altta kalan bu hercümercin içine düşen vatandaştı. İşin garibi kimse kimseyi duymuyor, gücü bir başka güç tarafından alt edilinceye kadar hükmünü sürdürüyordu... Çivisi çıkmış bir sistem miydi, ucube sistem miydi, demokratik hukuk devleti miydi neydi yaşadığımız sistemin adı?" ifadelerini kullandı.
Yazının tamamı için tıklayın...