Gündem

Ahmet Şık: Herkes bana Baransu’yu soruyor

Ahmet Şık: Benim için mesele basit: Ahlaken sorunlu da olsa habercilik yapabilme hakkını savunmak gazetecilik mesleğini savunmak anlamına geliyor

10 Aralık 2013 12:28

Oda TV davasında tutuksuz yargılanan gazeteci Ahmet Şık, MGK belgesini yayımlaması nedeniyle hakkında dava açılan Mehmet Baransu’yla ilgili olarak, “Herkes, Baransu’ya açılan soruşturmayla ilgili ne düşündüğümü ya da tavrımın ne olacağını soruyor. Baransu, operasyonel gazetecilik yapan bir gazetenin çalışanı. Birçok kişinin özgürlüğünün çalınmasının müsebbibi ve aynı zamanda infazlarının sorumlusu olan gazetesini ya da Baransu’yu savunacak değilim” dedi.

Balyoz ve Ergenekon davalarında savcıların temel dayanağını oluşturan CD'leri bavul içinde mahkemeye teslim eden Mehmet Baransu, şimdilerde 2004 yılında MGK belgelerini yayınladığı için hükümetin sert tepkisiyle karşı karşıya. Hatta AB Bakanı Egemen Bağış'ın, "belgeleri Baransu'ya verenlerin ve Baransu'nun yargılanması gerektiğini" söylemesi Taraf gazetesine yönelik bir yargı müdahalesi sinyali olarak yorumlandı.

Radikal’de yer alan habere göre, Oda TV davası kapsamında tutuklanarak bir yıl cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık, MGK belgeleri nedeniyle tutuklanacağı ve 43 sene ile yargılanacağı iddia edilen Taraf yazarı Baransu'yla ilgili düşüncelerini Twitter'dan açıkladı.

 

Şener'in tweetleri

 

- Başbakanlık, MIT ve MGK Baransu hakkında soruşturma açtırarak kaybedeceği bir savaşa girdi mutlaka kaybedecekler. Gizli belge yayınladığı için Başbakanlık, MİT ve MGK'nın şikayet ettiği Mehmet Baransu hakkındaki soruşturma açılması basına gözdağıdır. Kavganın adı; Filler tepişiyor çocuklar eziliyor.

- Polis ve savcıyla gazetecilere "terörist" diyen tetikçiler basın özgürlüğünü ağızlarına alamaz. Ama biz onların yazma hakkını biz savunuruz. Tetikçilik de yapsalar yazma hakları var. Daha önce söyledim; İyi gazetecilik kötü gazeteciliği kovacak. Çünkü gerçekler yalanlarla örtülemez.

- Bir cemaatin, örgütün, partinin, kulübün, patronun, hükümetin savcının, polisin, askerin adamı olanın BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ söylemi YALANDIR. Bugün hapiste 60 gazeteci varsa,100 gazeteci "terörist" diye yargılanıyorsa bunda basın özgürlüğü talep cemaat gazetecilerinin payı büyüktür.

- Baransu: Şener ve Şık, Gülen'e dokundukları, muhalif oldukları için değil, terörist oldukları için tutuklandı. Yazısı, "Suçluları tanıyalım" Başlıklı yazısı."

- Baransu ben tutuklandıktan 11 gün sonra (14 Mart 2011)yazdığı yazısı iddianameye suçlama olarak giren gazetecidir.

- Baransu'nun fezleke yazan polisten, iddianame yazan savcıdan farkı gazetede yazıyor olmasıdır.

Şener ayrıca yukarıdaki fotoğrafı paylaşarak, "Bu fotoğraftaki gazeteciyi bulun..." mesajını yazdı.

 

Gazetecilikten yanayım

 

Ahmet Şık'ın tweetleri ise şöyle:

- Herkes, Baransu’ya açılan soruşturmayla ilgili ne düşündüğümü ya da tavrımın ne olacağını soruyor. Baransu, operasyonel gazetecilik yapan bir gazetenin çalışanı. Birçok kişinin özgürlüğünün çalınmasının müsebbibi ve aynı zamanda infazlarının sorumlusu olan gazetesini ya da Baransu’yu savunacak değilim.

- Ancak, bu suçları ortada iken hakkında açılan soruşturma haksızdır. Geçmişte suç ortaklığı yaptıkları AKP iktidarının itaatkâr basın yaratma gayretlerinin bir parçası olarak basın özgürlüğü bir kez daha zedelendi. Her ikisinin de tetikçilik yaptığını bilmeme rağmen gazetesi ve Baransu’nun “habercilik” yapma hakkının engellenmesi basını susturma amaçlıdır. Karşı çıkılmalıdır. Muktederin saldırısı Baransu ve Taraf’a değil, gazeteciliğedir.

- Benim için mesele basit: Ahlaken sorunlu da olsa habercilik yapabilme hakkını savunmak gazetecilik mesleğini savunmak anlamına geliyor. Etik olarak sorunlu bir yayıncılığın cezalandıracak olan terör mahkemeleri değil okur ve izleyici ile vicdanlardır. Hayat, herkesi çelişkilerle sınayan bir öğretmen. Bu çelişkide ben gazetecilikten yana tarafım.

Radikal’de yer alan haberin tamamını okumak için tıklayın