Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili, gazeteci Ahmet Şık, KKTC'deki Halil Falyalı cinayetine ilişkin yeni iddialarda bulundu.
"Falyalı’nın kimileri için sürpriz olmayan ölümünün nedeninin, yıllık cirosu milyarlarca doları bulan KKTC merkezli yasadışı bahis siteleriyle ilgisi olduğunu kesinlikle söylemek mümkün" diyen Şık, "Kendi bahis siteleri için çoğunlukla Makedonya olmak üzere Belarus, Ukrayna, Malta gibi ülkelerden lisanslar alan Falyalı, sektöre girecek kişilerin lisans işlerini halleden kişiydi aynı zamanda. Bu bilgi de bizi Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayetine bağlayacak zaten" dedi.
"Kendisini Alaattin Çakıcı’nın yeğeni olarak tanıtan Avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun kısa süre önce öldürülmesinin de yasadışı bahis siteleriyle ve doğal olarak Halil Falyalı ile ilgisi olduğunu da söylemeden geçmeyelim" diyen Şık, şunları söyledi:
"İddialara göre bir iş insanı, Avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu ve daha önce de KKTC merkezli bir yasadışı bahis soruşturmasında 1 yıl hapiste kalan ortağı Rober Güler’in sahibi olduğu bahis sitesinde 12 milyon TL kaybetmiş ödeyemeyince de 25 milyon TL’lik mülküne el konulmuştu."
Şık, "Aradaki fark olan 13 milyon TL’yi isteyen iş insanına ödeme yapılmadığı ve Avukat Mahmutyazıcıoğlu’nun 27 Ocak 2022 gecesi öldürülmesine neden olan alacak verecek meselesinin de bu konu ile ilgili olduğu da iddialar arasında" ifadelerini kullandı.
Ahmet Şık, şunları söyledi:
"Mahmutyazıcıoğlu’nun sahibi olduğu yasadışı bahis sitesinin asıl ortağının da lisans işinden alacağı komisyona karşılık Halil Falyalı olduğu ancak kendisini temsilen Rober Güler’in ortak göründüğü de bir diğer iddia."
Ahmet Şık'ın paylaşımları şöyle:
"Talimatı kimin verdiği şimdilik 'sır'"
"Sedat Peker’in ifşa/itiraflarında en çok ismi anılan kişilerden olan Halil Falyalı’nın öldürülmesi talimatını kimin verdiği şimdilik “sır”. Eğer yakalanırlarsa suçu üstlenecek olan tetikçilerin de azmettiricinin kim olduğunu söylemeyeceği kesin olan bir başka gerçek.
Falyalı’nın kimileri için sürpriz olmayan ölümünün nedeninin, yıllık cirosu milyarlarca doları bulan KKTC merkezli yasadışı bahis siteleriyle ilgisi olduğunu da aynı kesinlikle söylemek mümkün.
Türkiye’nin pis işlerinin arka bahçesi olan kumar adası KKTC yasa dışı bahsin de üssü. Sektörün en büyük baronu ve tek söz sahibi de Falyalı idi. Falyalı’nın izni olmadan/komisyonunu vermeden kimse KKTC’de bahis sitesi açamıyordu.
Kendi bahis siteleri için çoğunlukla Makedonya olmak üzere Belarus, Ukrayna, Malta gibi ülkelerden lisanslar alan Falyalı, sektöre girecek kişilerin lisans işlerini halleden kişiydi aynı zamanda. Bu bilgi de bizi Şafak Mahmutyazıcıoğlu cinayetine bağlayacak zaten.
İddialara göre Falyalı lisans işlerinin halledilmesi karşılığında, faaliyete geçen bahis sitelerinin karının yüzde 10’una ortak oluyor ya da peşin 500 bin dolar alıyordu. Yani Falyalı’dan izin çıkmadan kimse sektöre giremiyordu.
Yasadışı iş yaparak büyüyen herkes gibi Falyalı da oyunu kuralına göre oynuyor, siyaset ve bürokrasiye de payını veriyordu. Hatta en büyük bahis sitelerinden birinin gizli ortağının KKTC’li bir bakan olduğu sektörün içindekiler tarafından dile getiriliyor.
Kurulan rüşvet havuzundan beslenen siyasetçiler eliyle KKTC’de işlerini yürüten Falyalı, Türkiye’de çıkacak sorunları da aynı sistemle çözüyordu. Şu an Türkiye’de tutuklu bulunan Falyalı’nın eski ortağı Veysel Şahin bu nedenle suç duyurusunda bile bulunmuştu.
12 Mart 2018 tarihli dilekçesinde Veysel Şahin, Kıbrıs’a 2016 yılında gelen “Çağatay” isimli bir polis müdürünün 500 bin lira rüşvet karşılığında. İstanbul’da haklarında açılan bir soruşturmadan kurtarılacaklarının vaat edildiğini öne sürüyordu.
Şahin suç duyurusunda, rüşvet istenmesinden bir hafta sonra hazırlanmış polis fezlekesi dosyasının Whatsapp’tan telefonuna gönderildiğini, Kıbrıs’taki başka otel sahiplerinden de aynı şekilde para istendiğini de iddia etti.
Peker’in ifşa/itiraf sürecine dair Duvar isimli kitabımızda ayrıntılarını anlattığımız olayla ilgili Veysel Şahin, rüşvet taleplerinin tutuklu iken hapishanede de “ziyarete” gelen bazı avukatlar aracılığıyla sürdüğünü karşılığında tahliye edileceğinin söylenildiğini de öne sürdü.
Cüneyt Özdemir’in yayınına katılan Falyalı ise Türkiye‘de zaman zaman sorun yaşadığını söylemiş ama bunun kendisinden rüşvet isteyen bazı gazetecilerle ilgili olduğunu iddia etmişti.
Sözün kısası, mafyanın denetimindeki yasadışı bahis siteleri güvenlik ve yargı bürokrasisi ile medya çalışanlarının bile dahil olduğu ve istenilen rüşvet miktarlarının dahi milyon dolarlarla ifade edildiği bir sektör. Falyalı ise KKTC’de bu işin tek patronuydu.
Kendisini Alaattin Çakıcı’nın yeğeni olarak tanıtan Avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu’nun kısa süre önce öldürülmesinin de yasadışı bahis siteleriyle ve doğal olarak Halil Falyalı ile ilgisi olduğunu da söylemeden geçmeyelim.
İddialara göre bir iş insanı, Avukat Şafak Mahmutyazıcıoğlu ve daha önce de KKTC merkezli bir yasadışı bahis soruşturmasında 1 yıl hapiste kalan ortağı Rober Güler’in sahibi olduğu bahis sitesinde 12 milyon TL kaybetmiş ödeyemeyince de 25 milyon TL’lik mülküne el konulmuştu.
Aradaki fark olan 13 milyon TL’yi isteyen iş insanına ödeme yapılmadığı ve Avukat Mahmutyazıcıoğlu’nun 27 Ocak 2022 gecesi öldürülmesine neden olan alacak verecek meselesinin de bu konu ile ilgili olduğu da iddialar arasında.
Mahmutyazıcıoğlu’nun sahibi olduğu yasadışı bahis sitesinin asıl ortağının da lisans işinden alacağı komisyona karşılık Halil Falyalı olduğu ancak kendisini temsilen Rober Güler’in ortak göründüğü de bir diğer iddia.
Mahmutyazıcıoğlu’nun öldürülmesinden birkaç gün sonra da KKTC'de iş insanı kimliğiyle bilinen ve geçmişte yasadışı bahis suçlamasıyla yargılanan Bulut Akacan'ın polis emeklisi babası Mehmet Akacan ayaklarından vuruldu.
Babasının yaralanmasından sonra Bulut Akacan bir video mesaj yayınlayarak saldırıdan Ulucanlar’ı sorumlu tutan ve Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliği'ne kadar uzanan bir takım iddialar dile getirdi.
Bulut Akacan şu iddialarda bulundu: "Bize tehdit mesajları gönderdiler. Bir milyon pound istediler. Vermezseniz sizi, ailenizi vuracağız dediler. Ses kayıtları var. Bu ses kayıtlarını biz polise verdik. Elçilikte görüşme yaptık. Ama büyükelçi ‘bunlar benim hemşerimdir’ dedi."
“Büyükelçi, onları polise şikâyet ettiğim için hata yaptığımı, onlara kumpas kurduğumu söyledi. Büyüklerimiz isterse verelim biz bu parayı... Biz eşkıya değiliz, bu yüzden devlete sığınıyoruz. Büyükelçi bile böyle konuşabiliyorsa yapacak bir şeyimiz yok.”
"Ben cezaevindeyken başsavcılığa baskı yaptılar. Başsavcılık beni çağırdı, 'Bu davanı geri çekeceksin, biz de sana darp davasında yardımcı olacağız’ dedi. O davayı da geri çektirttiler bize zorla. Polisten koruma tayin etmek istedik. Polis bize koruma tayin etmedi."
Su testisi su yolunda kırıldı ve Falyalı da kendinden öncekilerle aynı sonu paylaştı. Siyaset, bürokrasi ve mafyanın iç içe geçtiği bu olaylar zinciri tıpkı Susurluk döneminde olduğu gibi siyasi, ekonomik ve toplumsal krizle birlikte daha da yükselecek bir çete savaşından ibaret."