11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün eski danışmanı Ahmet Sever, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Mustafa Varank'a hakaret ettiği gerekçesiyle hakkında açılan dava kapsamında bugün Çağlayan Adliyesi'nde hâkim karşısına çıktı. Sever, savunmasında, "Bugün demokratik tavır gösteren kişiler için Çağlayan Adalet Sarayı adeta ikinci adres olmuştur" dedi.
İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk duruşmasına, Ahmet Sever ve Avukatı Oya Aydın ile müşteki Mustafa Varank’ın Avukatı Hatice Özay katıldı.
Sever, 20 yıllık gazetecilik hayatının önemli bir kısmını yurt dışında geçirdiğini, son 12 yılda da devlet için çalıştığını belirterek, “Sayın Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı zamanında O’nun sözcülüğünü emanet ettiği kişi oldum. Şimdiye kadar yazdığım yazılar ve açıklamalarım ortadadır. Hiç kimseye hakaret etmedim, hiç yalan söylemedim. Hep doğruyu söylediğimi düşündüm ve doğruyu söylemeye de devam edeceğim. Bugün burada bulunmamın sebebi şikayetçinin Mustafa Varank olmasıdır. Eğer şikayetçi Mustafa Varank olmasa idi o zaman bu dava belki de açılmayacaktı” diye konuştu.
AKP’nin ilk kurulduğu yıllarda başörtüsü ve vesayete karşı davranışı konusunda demokratik övgüler aldığını belirten Sever, “Bu gün demokratik tavır gösteren kişiler için Çağlayan Adalet Sarayı adeta ikinci adres olmuştur. Dolayısı ile demokratik uygulamalar yönünden bir geriye gidiş olduğu açıktır. Ben mesleki tecrübemle bu konularda değerlendirmelerde bulundum” dedi.
"Ak Trol'lere neden müdahale etmiyorsunuz?"
Sever, Mustafa Varank'ın kendisine yönelttiği suçlamalara "AK Trol'lerle anılmak hakaret geliyorsa eğer, 'Ak Trol'lerin yaptığı iğrenç', bu anlama geliyor, onlarla birlikte görünmekten rahatsız olup dava açıyorsa o zaman ben de şunu sorayım; her şeye müdahale ediyorsunuz da buna neden etmiyorsunuz?" sözleriyle yanıt verdi. Varank'a hakaret etmediğini belirten Sever, "Aldığım bir bilgiyi kamuoyu ile ğaylaşmaktan başka bir şey yapmadım. Kaldı ki bunu ilk söyleyen de ben değilim. Benden önce de çok kişi tarafından dile getirildi. Tarih bu günler için ileride hiç iyi şeyler yazmayacak" dedi.
Sever'in avukatı Oya Aydın da savunmasında Ak Trol'lerin Türkiye'ye ilişkin bir gerçeklik olduğunu dile getirdi. Trollüğün olayları çarpıtılarak insanları duygularla tepki vermeye iten ve bunun üzerinden politika üretilmesinde kullanılan bir olgu olduğunu ifade eden Aydın, son 20 yıllık dönemde tüm dünyada bu tip uygulamaların sıklıkla kullanıldığını ifade etti. "Trollük bir olgudur, bir gerçekliktir ve ispata dahi muhtaç değildir" diyen Aydın, ancak bunun hiçbir ülkede hakaret olarak algılanmadığını bu nedenler suçlamanın maddi unsurunun olmadığını söyledi.
"Kamu yararı var"
Ahmet Sever'e yöneltilen suçlamanın bir ifade özgürlüğü davası olduğunu dile getiren Aydın, Cumhuriyet gazetesinde ve söyleşiyi yapan muhabir Selin Ongun'a açılan soruşturmalara takipsizlik kararı verildiğini, ortada bir suç olmaması nedeniyle TCK'ya göre Ahmet Sever hakkında da beraat kararı verilmesi gerektiğini ifade etti.
Ahmet Sever'in sözlerinde kamu yararı bulunduğuna dikkat çeken Aydın, davaya katılmayan Varank'ın da mahkemeye gelmesi ve hangi ifadeyi kendisine yönelik bir hakaret olarak algıladığını açıklamasını istedi.
"Özkök 'Trol güdüm merkezi başkanı'
ifadeleri nedeniyle beraat etti"
İnternete bakıldığında Varank'ın Deniz Zeyrek ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kızı Sümeyye Erdoğan'ın da isimlerinin geçtiği pek çok ses kaydında 'Trol'lük ifadesinin yer aldığını hatırlatan Aydın, Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök'ün de "Bak oğlum Mustafa Varank… “Trol Güdüm Merkezi Genel Başkanı” arkadaş…" ifadelerinin yer aldığı yazısı dolayısıyla açılan hakaret davasından beraat ettiğini hatırlattı.
Müşteki Mustafa Varank’ın Avukatı Hatice Özay'ın açıklama için süre istemesi nedeniyle dava 27 Aralık'a ertelenirken, sanık avukatı Aydın'ın Varank'ın da duruşmaya katılması yönündeki talebi TCK'da böyle bir madde olmaması nedeniyle reddedildi.
Soruşturma süreci nasıl başladı?
Ahmet Sever’in 9 Mayıs 2016 tarihinde Cumhuriyet gazetesinden Selin Ongun'a verdiği röportajda kendisine hakaret edildiğini öne süren Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Mustafa Varank’ın şikayeti üzerine, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Umut Tepe tarafından soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma sonucunda Sever hakkında, “Basın yoluyla hakaret” suçundan iddianame hazırlandı. İddianamede, Sever’in röportajda sarf ettiği sözlerle Varank’a hakaret ettiği belirtilerek, 1 yıl 2 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanması isteniyor.