Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanıyken, Çanakkale 2'nci Kolordu komutanlığına atanan Korgeneral Zekai Aksakallı'nın istifa ettiğine ilişkin olarak ileri sürülen iddiaları değerlendirdi. Hakan, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sırasında cuntacı Semih Terzi'yi vurma emri veren Zekai Aksakallı ile ilgili olarak "Vay arkadaş! Bir kere de bir devrim kendi kahramanlarını yemesin yahu!" ifadesini kullandı.
Ahmet Hakan'ın "15 Temmuz kendi kahramanlarını mı yemeye başladı?" başlığıyla yayımlanan (21 Ağustos 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:
15 Temmuz’da “Fetullahçı çete”yi durduran kahramanların en başında geliyordu Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın başındaki Zekai Aksakallı Paşa...
*
Zekai Paşa bir aslan kesilmişti 15 Temmuz’da...
- Darbeciler kendisini teslim almaya geldiğinde sonuna kadar savaşmıştı.
- Eşi yaralandığı halde teslim olmamıştı.
- İşgal altındaki Özel Kuvvetler’i kurtarmak için ulaşabildiği silah arkadaşlarıyla birlikte işgalcilerle çatışmaya girmişti.
- Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı FETÖ çetesinin elinden almayı başarmıştı.
- Televizyon kanallarına bağlanıp halka güven vermişti.
- Darbecilerin yakalanması, komutanların kurtarılması operasyonlarını koordine etmişti.
*
Kısacası Zekai Paşa...
Korkusuz, cesur, kararlı, çetecilere meydan vermeyen kahraman bir Türk subayı olarak bir anıt gibi yükselmişti.
*
İşitiyoruz ki...
Küskünmüş, kırgınmış Zekai Paşa... Özel Kuvvetler’in başından alınmış... İstifa falan söz konusuymuş.
*
Vay arkadaş!
Bir kere de bir devrim kendi kahramanlarını yemesin yahu!
Atatürk'e saldıran meczuptur
Atatürk heykellerine saldıranlar için bulunan en uygun sıfat şu:
“Meczup".
*
Artık ne zaman “Atatürk heykeline saldırı” olayı meydana gelse...
“Meczup” nitelemesi de arkasından geliyor.
*
Bence harika bir buluş bu!
Ve yine bence bu harika buluş, hayatları boyunca Atatürk’e saldırıdan geçinenler için de geçerli olabilir.
*
Öyle değil mi Kadir Mısırlıoğlu Amca?
Yeni zamanın yeni ruhu
- Artık hayat... Hiçbir egemenin kontrol altına alamayacağı kadar karmaşık...
*
- Artık ülke... Beka için hukuka sarılmak zorunda...
*
- Artık ilişkiler... Başörtülü ve mini etekli dostluğuna doğru hızla gidecek.
*
- Artık gençler... Prangaları gülerek parçalıyor, parçalayacak.
*
- Artık siyaset... Yepyeni doğumlara gebe...
*
- Artık hamaset... Doyum noktasına ulaştı.
*
- Artık kazananlar... Yeni şeyler söyleyenler olacak.
58’e 'yaşın kaç' diyen, 30'a neler demez ki?
58 yaşındaki Alman Dışişleri Bakanı Gabriel’e “Senin yaşın kaç?” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan...
Kendisine laf saydırmaya kalkan 30 yaşındakiAvusturya Dışişleri Bakanı Sebastian’a neler diyebilir?
*
Mesela...
- “Ağzın süt kokuyor” diyebilir.
- “Dünkü çocuksun” diyebilir.
- “Sen git de evcilik oyna” diyebilir.
- “Velinden izin aldın mı velinden” diyebilir.
Diyebilir de diyebilir yani.
*
Tek sorun şu:
Bunlar Almancaya nasıl çevrilecek?