Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan, Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil'in, "Laiklik yeni anayasada olmamalıdır" diyen TBMM Başkanı İsmail Kahraman için sarf ettiği "Lafı hiç eğip bükmeden, samimi cevap vermek lazım artık. G.tün yiyorsa dene" sözleriyle ilgili olarak, "Akit’ten bir yazar, 'G..t...n yiyorsa... Hükümeti devir' diye yazsa alayınız elbirliğiyle 'Ay ne terbiyesiz adam, Türkiye bunlara kaldı' dersiniz. Ama aynısının bir benzerini sizin oğlan yazınca 'Fakat ne güzel dedi yahu' dersiniz. 'Vurdu ve gol oldu' dersiniz. Dersiniz de dersiniz. Yok aslında sizin Akit’ten farkınız. Siz sadece Akit’in İzmir görmüşüsünüz, o kadar" dedi
Ahmet Hakan'ın, "Erdoğan son noktayı koydu ama dağılmıyoruz. Neden?" başlığıyla yayımlanan (29 Nisan 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, son noktayı koydu.
İsmail Kahraman’ın laiklik karşıtı çıkışına itiraz etti... Laikliğin öneminin altını hem de kalın biçimde çizdi.
Anayasada İslam’a özel vurgu önerisine karşı çıktı... En net şekilde “Bunların hepsi boş şeyler” dedi.
Normalde “Harç bitti, yapı paydos” dememiz, tartışmaya son vermemiz ve dağılmamız lazım değil mi?
Ama dağılmıyoruz.
Neden?
ŞU dört nedenden dolayı galiba:
BİR: Biz milletçe laiklik tartışması yapmaya bayılıyoruz. Çok seviyoruz bu tartışmayı çok.
İKİ: Paranoyak olmamamızın takip edilmediğimiz anlamına gelmediğinin farkındayız. Hem de çok acayip bir şekilde.
ÜÇ: İsmail Kahraman Beyefendi’nin Cumhurbaşkanı’na, Başbakan’a ve AK Parti’ye rağmen kendi başına bir görüş açıklama ihtimalini pek zayıf buluyoruz.
DÖRT: Öyle şerbetlenmişiz ki alengirli işler çevrilmesine... “Bunlar yine bir iş çeviriyorlar galiba” diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz.
Türkiye laiktir laik kalacak
Bu sloganı hiç sevmemiştim.
Çünkü baskıcı, ceberut, mütehakkim bir laiklik anlayışının egemen olduğu dönemlerde bu sloganın tek bir anlamı vardı:
Baskıcı yaklaşım, ceberut anlayış, mütehakkim düzen devam edecek!
Devir değişti.
Baskıcı, ceberut, mütehakkim laiklik anlayışı yer ile yeksan oldu.
Ama İsmail Kahraman için hiçbir şey fark etmiyormuş ki...
Böyle bir ortamda...
Tuttu laikliği kaldırmaktan söz etti.
Ve ben de kendimi eskiden hiç sevmediğim o sloganı haykırırken yakalamış oldum:
Türkiye laiktir laik kalacak.
Kısacası...
İsmail Kahraman’ın yaptığı şey, bir şeye yaramadıysa bile...
Hiç sevmediğim o sloganı bana sevdirmeye yaradı.
"Özgürlükçü laiklik' diye bir şey tabii ki var"
Sen eğer laiklikten... Dini olan her şeyin hayatın dışına itilmesini anlıyorsan...
Sen eğer laiklikten... Din eğitiminin önüne engeller çıkarmayı anlıyorsan...
Sen eğer laiklikten... Milletin kılığına kıyafetine müdahale edilmesini anlıyorsan...
Sen eğer laiklikten... Din karşıtlığını anlıyorsan...
Sen eğer laiklikten... Devletin dine müdahalesini anlıyorsan...
Hiç öyle “Özgürlükçü laiklik de neymiş kardeşim” falan diye ağzını eğip bükme.
Senin bu anlayışına karşı...
Tabii ki “Özgürlükçü laiklik” diye bir şey çıkarılacaktır.
Yerçekimli vali
Kilis Valisi’nin şöyle dediği öne sürülüyor:
“Bu füzelerin düşüyor olması eleştiriliyor. Tabii ki düşecek. Havada mı kalacak? Yerçekimi var.”
Keşke yerçekimi olmasaydı da...
Bu Vali Kilis’e düşmeseydi, hep havada kalsaydı.
Aynısını Akit yapsa
Akit’ten bir yazar...
“G..t...n yiyorsa... Hükümeti devir” diye yazsa...
Alayınız elbirliğiyle...
- “Ay ne terbiyesiz adam... Türkiye bunlara kaldı” dersiniz.
- “Deviriyorum işte, gel bakalım ne yapacaksın” dersiniz.
- “Yazıda g.t kelimesini kullanan bu adamla aynı havayı teneffüs ediyoruz” dersiniz.
Dersiniz de dersiniz...
Ama aynısının bir benzerini sizin oğlan yazınca...
- “Bilezik, fesleğen” falan dersiniz.
- “Fakat ne güzel dedi yahu” dersiniz.
- “Vurdu ve gol oldu” dersiniz.
Dersiniz de dersiniz.
Yok aslında sizin Akit’ten farkınız.
Siz sadece Akit’in İzmir görmüşüsünüz, o kadar.