T24 - Ağca’nın tahliye edilmesinden sonra yaşanan tartışmalarda deşifre olan İpekçi cinayeti tanığı Sadık Aktar cinayetten sonra ilk defa konuştu. Aktar, “Ağca’yı elinde silahla İpekçi’yi vururken gördüm. Vuran başkası olamaz” dedi.
1 Şubat 1979’da Mehmet Ali Ağca’nın işlediği Abdi İpekçi cinayetinin görgü tanığı Alican kod adlı Sadık Aktar Vatan gazetesine konuştu. Ağca’yı sorgulayan Savcı Ahmet Koç’un geçtiğimiz günlerde ismini deşifre ettiği cinayetin kilit tanığı Aktar merak edilen soruları VATAN’a anlattı. İpekçi cinayetindeki tanıklığını bir vatandaşlık görevi olarak yaptığını ancak bu yüzden yurtdışında yaşamak zorunda kaldığını, yıllarca tedirginlik içinde yaşadığını belirten Sadık Aktar, cinayet sırasında vurulanın Abdi İpekçi olduğunu bilmediğini ancak Ağca’yı ateş ederken gördüğünü ve İpekçi’yi vuranın başka birisi olamayacağını söylüyor.
Savcı Ahmet Koç geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada isminizden bahsetti...
- Savcının yapmış olduğunu anlamıyorum. Beni 30 yıl sonra deşifre etmenin anlamı yok. Ben sakin huzurlu bir hayat yaşıyorum.
Artık isminiz biliniyor.
- Televizyon kanalları çok ciddi paralar teklif ediyor. Ben mesleğinde saygın bir yeri olduğunu düşündüğüm bir mimarım, medyatik olma gibi bir derdim yok. Benim ne gördüğüm, ne görmediğim o günkü koşullarda ne söylediğim açık açık dosyalarda var. 30 yıl geçti aradan.
O dönem adınız biliniyor muydu?
- O zaman polisin kimliğimi çok ciddi biçimde saklamasına rağmen Milliyet Gazetesi olaydan iki ya da üç gün sonra ismim ve mesleğimle deşifre etti.
Ondan sonra neler yaşadınız?
- Travma geçirdim. Sonuç olarak ben vatandaşlık görevimi yaptım. Olay sırasında İpekçi’nin vurulduğunu bilmiyordum. O dönem her gün 30-40 kişi vuruluyordu. Ona rağmen buna cahil cesareti, vatan sevgisi ya da kendi kimliğime olan saygım deyin, bir yerde başladım ve sonuna kadar getirdim. Ama o dönem benim için orada bitti. Ben görevimi yaptım.
Tehdit edildiniz mi?
- O zaman 1 yaşında çocuğum vardı. Düşünebiliyor musunuz? Tehdit altındasınız ve ne olacağınız bilinmiyor. Ben de kendimi korumak üzere önlemler aldım. Yaklaşık 10 yıl Amerika’da yaşadım. Bir savcının 30 yıl geçti diye ismimi söylemesi ne farkeder ki... Bir adam cinayet işliyor. Sonra hapisten limuzinlerle çıkıyor. Bir otelin kral dairesinde kalıyor. Korumalarıyla dolaşan bir katilden bahsediyoruz. Arkasında kimlerin olduğu belli değil.
Bu olay sizi çok yıpratmış.
- 3-4 gündür üzerimde ciddi bir baskı var. Medya, tanıdık tanımadık bir sürü insan arıyor. İşimi gücümü yapmak istiyorum. Ancak gelen telefonlar yüzünden yapamıyorum.
Gazeteci Mehmet Altan, “Uğur Mumcu bana İpekçi’yi öldürenin Oral Çelik olduğunu söyledi” dedi. Siz kimi gördünüz?
- Yıllarca insanın yürürken arkasına bakarak ya da arkamdan kim geliyor diye tedirginlik içinde yaşaması hazmedilir bir olay değil. Yıllarca bunun sıkıntısını çektim. 30 yıl sonra tekrar gündeme gelmesi beni rahatsız ediyor.
Tetiği çekeni sizin gördüğünüz söylendiği için soruyorum. Siz Ağca’nın Abdi İpekçi’ye ateş ettiğini yani vurduğunu gördünüz mü?
- Bu benim bütün vermiş olduğum ifadelerde açık seçik söyleniyor zaten. Savcının da söylediği bu, farklı bir şey yok.
Siz Mehmet Ali Ağca’yı gördünüz o zaman?
- Evet.
Cinayet sırasında elinde silahla Ağca’yı gördünüz. İpekçi’yi başka birisi vurmuş olamaz yani.
- Hayır.
‘Ağca’nın temsili resmini çizdirtti’
İpekçi cinayeti sonrasında askeri savcılığa teslim edilen Ağca’yı sorgulayan savcı Ahmet Koç NTV’de katıldığı Canlı Gaste programında Alican kod adlı tanık Sadık Aktar’ın ifadelerini şöyle anlatmıştı. “Alican kod adındaki şahısı ben dinledim. Bu şahsın ismini iddanamemde de bahsetiğim için şimdi söylemekte bir sakınca görmüyorum. Alican denilen şahıs, Sadık Aktar diye bir mimar-mühendis. Bu ifadesinde bana çok tatmin edici ifadeler verdi. Hatta arabasıyla çıkarken arabasının farının Abdi İpekçi’ye ateş ettiğinde Ağca’nın üzerine düştüğünü, ve çok iyi teşhis ettiğini, bu nedenle temsili resmini çizdirttiğini ifade etti. Eğer temsili resme bakarsanız Mehmet Ali Ağca’ya çok da benziyor. Aktar’ı dinlediğimde bana tatmin edici bir cevap verdi ama anlattıkları yetmedi.”