Uzun yıllar boyunca kuraklık ve etnik gerilimle boğuşan Etiyopya, darbe girişiminin ardından yeniden dünya basınının gündeminde.
Genelkurmay Başkanı Seare Mekonnen, başkent Addis Ababa'daki evinde koruması tarafından vurularak öldürüldü. Başbakan Abiy Ahmed, Genelkurmay Başkanı ve diğer bir danışmanının Amhara özerk eyaletine yönelik bir darbe girişimini engellemeye çalışırken öldürüldüklerini açıkladı.
Amhara bölgesinin valisi Ambachew Mekonnen de bir danışmanıyla birlikte öldürüldü.
Hükümet, darbe girişimi ile ilgili gözaltına alınanlar olduğunu ve durumun kontrol altına alındığını açıkladı. Üst düzey bir güvenlik yetkilisi BBC'ye, darbe girişiminin başını çeken kişinin ülkeden kaçtığını söyledi.
Başbakan, televizyonlardan halka "kötülüğün" karşısında birleşme çağrısı yaptı.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı da yayımladığı yazılı açıklamada, darbe girişimini şu sözlerle kınadı:
"Türkiye'nin seçimle işbaşına gelen hükümetlerin yasadışı yollarla değiştirilmesine yönelik tüm teşebbüslerin karşısında olduğunu yineliyor, sözkonusu darbe girişimi karşısında Etiyopya'ya güçlü desteğimizi ifade ediyoruz."
Etiyopya, on yıllardır etnik kökenli çatışmalarla karşı karşıya.
Başbakan Abiy Ahmed geçen yıl göreve geldiğinde, siyasi mahkûmları salıvererek ve siyasi partiler üzerindeki yasakları kaldırarak baskıyı azaltma yönünde girişimlerde bulundu, insan hakları ihlâllerinde bulunan yetkililerin yargılanmalarının önünü açtı.
Darbe girişiminin arkasında ne var?
80 farklı etnik gruptan 102.5 milyon kişinin yaşadığı Etiyopya, Afrika kıtasındaki en uzun süredir bağımsız olan ülke.
Aynı zamanda Afrika kıtasının en uzun uygarlık tarihine sahip ülkelerinden biri olan Etiyopya, insanoğlunun ilk burada varlık gösterdiğini de iddia ediyor.
Etiyopya, İtalyan diktatör Benito Mussolini'nin 5 yıllık işgali haricinde, hiçbir zaman Avrupalı devletlerin sömürge yönetimi altına girmedi.
Birleşmiş Milletler'in kurucu üyelerinden biri, pek çok uluslararası kuruluşun Afrika temsilcilikleri de burada bulunuyor. Kadim Etiyopya Ortodoks Kilisesi'ne ev sahipliği yapıyor.
En eski insan kalıntılarından bazıları Awash Vadisi'nde bulundu, 3,2 milyon yaşında olduğu tespit edilen insan iskeleti fosili 'Lucy' de buna dahil.
Etiyopya etnik kökene dayalı, belli oranda özerk yönetime sahip bölgelerden oluşan federal bir devlet şeklinde yönetiliyor. Gücün çoğunluğu başbakanda bulunuyor.
1935-1941 arasındaki İtalyan işgali haricinde, Etiyopya diğer Afrikalı ülkelerin aksine hiçbir zaman Avrupalı ülkeler tarafından sömürgeleştirilmedi.
İmparator Haile Selassie 1916-1974 yılları arasında ülkeyi yönetti. Monarşi, 1974'teki darbeyle son buldu.
1974'teki darbe ile tahttan indirilen ve ardından infaz edilen İmparator Haile Selassie'nin ardından ülke bir dizi askeri darbe ile yönetildi. Bunlardan en ünlüsü onbinlerce insanın öldürüldüğü Kızıl Terör Kampanyası'nı yürüten Marksist yönetici Mengistu Haile Mariam idi.
Ülke, kıtlık ve iç savaş nedeniyle otoriter lider Meles Zenawi'nin yönetime geldiği 1991 yılına kadar çalkantılarla boğuştu.
Özellikle 1970'lerin sonu ve 1980'lerin başı kıtlığın çokca insanın hayatını aldığı zamanlardı.
Birleşmiş Milletler'e göre sadece 1984-1985 yılları arasında 1,2 milyon kişi hayatını kaybetti. "Band Aid" adı verilen sanatçı topluluğunun yardım kampanyası başlatmasının ardından konu uluslararası toplumun dikkatini çekti.
Başbakan Abiy Ahmed göreve geldiği tarihten beri siyasi baskıyı azaltmanın yanı sıra Etiyopya'nın komşularıyla, özellikle de Eritre ile olan anlaşmazlıkların çözümü için çalışıyordu.
Eritre 1991'de de-facto bağımsızlığını kazandığında, Etiyopya'nın Kızıl Deniz ile bağlantısı kesildi.
1998-2000 yılları arasında bir sınır anlaşmazlığı yüzünden komuşlar arasında savaş çıktı. 2018 yılında barış anlaşması imzalanmasına rağmen, iki ülke arasındaki gerilim sürüyor.
Etiyopya içindeki etnik gerilim de devam ediyor.
Ülkenin en büyük etnik grubuna ev sahipliği yapan Oromia bölgesindeki hükümet karşıtı gösteriler 2015 yılında başladı ve bir sonraki yıl Amhara bölgesine de yayıldı.
Nüfusun yüzde 60'ını oluşturan Oromo ve Amhara etnik gruplarının protestoları, Tigre etnik grubunun gücü tekelleştirdiği gerekçesiyle yapıldı.
Bu protestolar, Başbakan Hailemariam Desalegn'in 2018'in Şubat ayındaki istifasında başlıca rol oynadı.
Oromo etnik grubundan olan Abiy Ahmed, aynı yıl Nisan ayında göreve geldi ve başbakan olarak yaptığı ilk konuşmasında, baskıcı ve ayrımcı yönetime son verme çağrısı yaptı.
Son olarak Amhara ve Gumuz etnik grupları arasında çıkan çatışmalarda onlarca kişi hayatını kaybetti.
Abiy Ahmed, ekonomik reformlar için de çaba gösterdi.
Etiyopya, Afrika'daki en hızlı büyüme oranına sahip olsa da, 2017 yılında kişi başına düşen yıllık 740 dolarla kıtanın en fakir ülkelerinden biri.
Kahve, ihracat ürünlerinin başında geliyor, ülkedeki inşaat çalışmalarının çoğu Çin tarafından karşılanıyor.
Son 20 yılda, Etiyopya'da ilköğretime katılım oranı dörde katlandı, çocuk ölüm oranı yarıya düştü ve içilebilir suya erişim oranı iki katına çıktı.
Ancak ülke 2015-2016 yılları arasında son on yıllarda görülen en kötü kuraklığı yaşadı.