Gündem

Afganistan'da ölüme götüren 22 hece

Afgan kadınlar yasak aşklarını gizli şiirlerde ve manilerde dile getirmiş. Yüzyıllardır kuşaktan kuşağa aktarılan bu isyan sözleri bize ne anlatıyor?

17 Kasım 2016 19:28

Afgan kadınlar yasak aşklarını gizli şiirlerde ve manilerde dile getirmiş. Yüzyıllardır kuşaktan kuşağa aktarılan bu isyan sözleri bize ne anlatıyor?

- Anonim

Birkaç yıl önce film yapımcısı ve fotoğrafçı Seamus Murphy ile 'araştırmacı şiir' adlı olağan dışı bir proje için Afganistan'ı dolaşmıştım.

Mülteci kamplarında ve uzak köylerdeki düğünlerde, bir keresinde ise bir at çiftliğinde anonim maniler derledik. Afgan manileri en az bin yıldır ağızdan ağıza, kulaktan kulağa aktarılan iki mısralı şiirler.

Kimse manilerin nereden geldiğini bilmiyor. Bir teoriye göre, bölgeye gelen Hint-İran kervanları arasında bin yıl kadar önce bir iletişim şekli olarak kullanılmaya başlanmış. İslam'ın doğuşundan çok önce ortaya çıkan bu manilere en yakın şey, antik Hindu kutsal kitaplarında rastlanan iki mısralı deyişlerdir.

Manide fazla kural yoktur. Her biri 22 heceden oluşur; ilk mısrada 9, ikincide 13 hece vardır. Sonu 'ma' ya da 'na' sesleriyle biter. Aşk, savaş, vatan, ayrılık ve keder konularını işler. Bu Peştun kadınlarına özgü bir kederdir.

Bizi bu projeye çeken de işte bu keder olmuştu. Çağdaş Afganistan'da şiire ve kadınların dünyasına bir pencere açmamızı sağlayan bu manileri yazmasına ailesi izin vermediği için intihar eden bir kızın hikâyesi.

Savaşın yıkımına uğramış Helmand bölgesinde bir köyde yaşayan bu genç kız, şiirlerini gizlice Rahila Muska mahlasıyla yazıyordu. Afganistan'da konuşulan dillerden biri olan Peştucada bu "aşkın gülüşü" anlamına geliyor.

Afganistan'da kadınlar için şiir şarkı ve dansla, bazen de fuhuşla özdeştir. 2015'te derleyip Dünyanın Dilencisiyim (I am the Beggar of the World) adlı kitapta yer verdiğim manilerden biri Peştu toplumunda kadınların su almak için toplandığı dere kenarının aşk mekânı oluşunu anlatır.

Erkekler oraya gidemez, ama sevdikleri kızları gelip giderken görmek için uzaktan bakarlar.

Aileler atfedilen anlamlardan dolayı kızlarının mani yazmasını istemez. İşte Rahila da Bb kızlardan biriydi. 10 Afgan kadından 8'i gibi o da köyde yaşıyordu.

Bir gün evde radyo dinlerken, Mirman Baheer adlı edebiyat derneğindeki kadınların çalışmalarından haberdar oldu. Afgan kadın politikacı ve kadın hakları savunucusu Sahera Sharif kurmuştu bu grubu. Başkent Kabil'deki meslek sahibi kadınları ve öğrencileri her hafta bir araya getirerek şiir ve hikâyeler okunmasını, edebiyat tartışılmasını amaçlıyordu.

Fakat derneğin en orijinal yanı Rahila gibi genç kızlara ulaşmak için çaba göstermesiydi. Özel bir telefon hattı kurulmuştu bunun için. Dernekte çalışan kadınlara bu hatlardan ulaşıp kendi yazdıkları şiirleri okuyup, hikâyelerini anlatabiliyorlardı.

Radyoda onların çalışmalarını dinledikten sonra Rahila düzenli olarak telefon edip yazdığı aşk şiirlerini okuyordu. Bir keresinde şiir okurken ağabeyleri duydu onu. Uzakta yayın yapan bir radyoya değil de aşığına seslendiğini sandılar. Fena halde dayak atıp, şiir yazmaya devam etmesi halinde öldürmekle tehdit ettiler. Rahila ise şiir yazmaya devam etti ve bu ortaya çıktı. Benzer bir dayak faslının ardından Rahila intihar etti. Mani derleme çalışması sırasında köyüne gittiğimde, sevdiğiyle evlenmesine ailesi izin vermediği için Rahila'nın kendisini yaktığını söylediler.

Derneği son aradığında Rahila hastane yatağından telefon ettiğini söylemişti. Kendisini yakmıştı ve doktorlar yaşamasına umut vermiyordu. Bir daha da telefon gitmedi ondan. Gelen telefonlara kayıt yapılmadığı için Rahila'nın çoğu şiiri de yok olup gitmişti.

Oysa okuduğu manilerden biri hala akıllardaydı:

Bu kalıcılık maninin kolektif ve anonim olmasından kaynaklanıyordu. Rahila'nın babası onun şiir defterlerini yakmış, ama maniyi yok edememişti.

Anonim özelliğinin yanı sıra içerdikleri kara mizah, hiciv ve güzellik manilerin gücünün kaynağıdır. Bu maniler yüzyıllardır düğünlerde, ateş başında, tarladan dönen kadın ve erkekler tarafından söylenmiştir. Sözlü geleneğe ait olduğundan bu manilerin binlercesini öğrenmesi için kadının okur-yazar olması gerekmemiştir.

Anonim olmalarından dolayı şaşırtıcı derecede müstehcen de olabilir bu maniler. Kadınları sadece eğlendirmez, onlara güç verir aynı zamanda.

Müstehcenliği ve öfkesiyle bu maniler, kadınları mavi çarşaflarının altında güçsüz yaratıklar olarak gösteren basmakalıp inançlara karşı koyar.

Ve ağızdan ağıza aktarılırken değişim de geçirirler. Manilerin biçim değiştirmesi aynı zamanda Afganistan'daki yabancı işgalini de yansıtır.

Örneğin, manisi önce olmuş, bugün ise halini almıştır.