Adnan Oktar Suç Örgütü Operasyonu'nda mağdurların avukatı Eser Çömlekçioğlu, örgüttekilerin çocuk yapmasını yasakladığını, kurala uymayan örgüt üyelerine ceza olarak da bebeklerini geceleri ormana bıraktırdığını anlattı. Çömlekçioğlu, örgüt üyesi bir annenin 10 yaşındaki kızını Oktar'a götürdüğünden, babasının şikâyetine rağmen işlem yapılmadığından bahsetti.
1999'da başarıya ulaşamayan Adnan Oktar Suç Örgütü Operasyonu'nun 2018'de nasıl yapıldığını, operasyonun başındaki isim, dönemin Mali Şube Müdürü Furkan Sezer ve mağdurların avukatı Eser Çömlekçioğlu Sözcü TV'de İpek Özbey'e anlattı.
Adnan Oktar'ın "kız getirmekle sorumlu tuttuğu örgüt üyelerinin" liselerde, orta okullarda seminerlere gittiğini anlatan Sezer, "Kırşehir'deki, Yozgat'taki, Trabzon'daki, Hakkari'deki, Antalya'daki hiçbir kız evladımız güvende değil. Dosyanın içerisinde, oralardan örgüte uygun, yani örgüt portföyünde bulunan hedeflere uygun, ‘av' olarak belirledikleri örgüte kazandırılmak amacıyla tespit ettikleri kişilere iletişim bilgilerini veriyorlar, ‘bizimle her zaman iletişim kurabilirsiniz, bilimsel çalışmalar yapmak istiyorsanız lütfen bizi arayın' diyorlar. Böylece oradaki yaşı küçük kız çocuklarıyla ilk irtibatı sağlıyorlar. Ele geçirilen dijitallerde yaşı küçük çok fazla kızımızın görüntü ve fotoğrafları var” açıklamasında bulundu.
"10 yaşındaki kızını getiren örgüt üyesi anne var"
Mağdurların avukatı Eser Çömlekçioğlu ise kadınların yaşadıklarını şöyle anlattı:
"10 yaşlarındayken örgüte annesi tarafından getirilen bir kız çocuğumuz var… İfade verdiğinde 14-15 yaşlarındaydı. Annesi Adnan Oktar ve örgüt üyeleriyle iletişime geçiyor. Bu irtibattan sonra Adnan Oktar'ın talimatıyla kızını İstanbul'a getiriyor. Adnan Oktar gece yarısı ‘getir kızı' diye arıyor ve anne, 10 yaşlarında kızını uyandırıyor, makyaj yapıyor, kırmızı rujunu sürüyor, kadınsı kıyafetleri giydiriyor ve Adnan Oktar'a götürüyor. Tabii kızda bir korku var. Anne de ona, ‘merak etme, ben senin yan odanda olacağım' diyor.
"Şikâyetçi olundu, işlem yapılmadı"
Kızın annesi ve babası ayrı ve babası kızı kurtarmaya çalışıyor. Anneden almaya çalışıyor ve kaçırıyor. Mahkemeye başvuruyorlar, şikayetçi olmak istiyorlar. Kız babasıyla birlikte mahkemeye gidiyor ve annesinin kendisini, kanal sahibi, 50'li yaşlarını aşkın bir adama götürdüğünden bahsediyor. Aslında kız mahkemede, Adnan Oktar'a götürüldüğünü söylüyor. Ama o dönem, 2000'lerde, hakimler tarafından, ‘isim vermeyelim, işlem yapmayalım, şikayetçi olmayın, başınıza iş alırsınız, başımıza iş alırız' diyerek kız ve ailesi korkutuluyor ve Adnan Oktar hakkında herhangi bir işlem yapılmıyor. Velayeti babasına veriliyor ama annesi sürekli onu alıp Adnan Oktar'a götürmek istiyor.
"Çocuk yapmak yasaktı, ormana bırakıyordu"
Adnan Oktar çocuk yapmayı yasaklıyor, karı-koca ayrı evlerde yaşıyorlar. O dönem doğan çocukların hepsini anneannelere, babaannelere, başka örgüt üyelerine veriyor. 0-2 yaş arası 10,12 tane çocuk daha emme çağındayken annelerinden alınıyorlar ve başkalarının elinde büyümek zorunda kalıyorlar. Anneler babalar da bunu bırakıyorlar çünkü Adnan Oktar'a o kadar büyük bir ‘imanları' var ki…
O dönem 2-3 tane çocuk örgütte kalıyor. Adnan Oktar da kendince bu çocukların gelişimi için, kendince onları cezalandırmak için çocukları gece vakti, ki bu kişiler şu anda 30'lu yaşlarındalar, mahkemede ifade verdiler. Adnan Oktar bunları alıyor ve gece vakti ormana bırakıyor. Çocuklar tek başlarına sabaha kadar saatlerce ormanda kalıyor. Sabaha karşı gidip çocuklar alınıyor…”