Gündem

Adnan Oktar davası sil baştan: Suçlamalar istinaf mahkemesince bozuldu, 68 isim için tahliye kararı verildi

15 Mart 2022 19:25
Asuman Aranca

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi (istinaf mahkemesi), kamuoyunda Adnan Hoca olarak bilinen, Harun Yahya adıyla çok sayıda kitap yazan Adnan Oktar ve grubu hakkında verilen kararla ilgili itirazı sonuçlandırdı. İstinaf mahkemesi, 215 sanıklı davada aralarında Adnan Oktar’ın da bulunduğu 14 sanık hakkında örgüt yöneticiliği suçundan verilen 9 bin 803 yıl 6'şar aylık cezaları eksik soruşturma ve iddianamede olmayan suçlardan hüküm kurulması, bozma kararı verilen eylemlerle ilgili bütünsel bir yeniden yargılama yapılması gerekmesi gibi gerekçelerle bozdu. Mahkeme, Oktar hakkındaki cinsel saldırı ve çocuğa karşı cinsel istismar suçlamaları için de mağdurların rızası bulunduğu ya da şikayete bağlı suçlarda zamanında şikayette bulunulmaması gibi gerekçelerle bozma kararı verdi. Aralarında Oktar Babuna’nın da olduğu 68 sanık için tahliye kararı veren istinaf mahkemesi, Oktar ve sanıkların şirketlerinin müsaderesine yönelik kararı da kaldırdı.

İstinaf mahkemesinin 400 sayfalık kararında, Oktar grubuna yönelik iddialar ve verilen kararlar sıralandıktan sonra her eylem için tek tek değerlendirme yapıldı. Mahkeme, Oktar ve örgüt yöneticisi olduğu iddia edilen isimlerle ilgili olarak örgüt kurma ve yönetme suçundan verilen cezaları, çok sayıda eylemle ilgili bozma kararı verildiği, bu eylemlerle örgüt iddiasının birbirine bağlı olduğu ve bu durumun yeniden yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle bozdu. Bozma kararında, Oktar ve bazı örgüt yöneticileri hakkında iddianamede dava konusu edilmeyen nitelikli cinsel saldırı gibi çeşitli suçlamalar nedeniyle de mahkumiyet kararı verildiğine dikkat çekilerek, bu suçlardan açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verildiği anlatıldı.

Cinsel saldırı suçlarına bozma

Mahkeme, Oktar hakkındaki cinsel saldırı ve cinsel istismar iddialarını tek tek değerlendirirken, itirafçı olan mağdur kadınlar dahil toplam 28 ayrı olayda kadınların iddia edilen eylemlerde rızaları olduğunu belirtti. Mahkeme, reşit olmayan çocukların da rızayla bu eylemleri yaşadığını ancak buna rağmen oluşan suçla ilgili olarak süresinde şikayet başvurusu yapılmadığını bildirdi.

Mahkemenin kabulü “afaki”

İstinafın kararında, yerel mahkemenin bazı mağdurların örgütün baskısı nedeniyle şikayette bulunamadıkları ve iradeleri özgürlüğe kavuştuktan sonra şikayet başvurusu yaptıklarını belirterek, şikayet süresinin operasyon tarihi itibarıyla başladığına yönelik kabulüne değinilerek, “bu değerlendirme afaki bir kabul olup yasal bir dayanağı olmadığı açıktır. Kaldı ki soruşturma ve özellikle kovuşturma aşamasındaki beyanları incelenen pek çok katılan yada mağdurun ifade vermek konusundaki çekincesiz yaklaşımları gözetildiğinde, ilk derece mahkemesinin yasal dayanağı olmayan bu kabulünün mevcut durumla dahi örtüşmediği değerlendirilmiştir” denildi.

Sanıkların bir kısmı hakkında Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında hükümler kurulduğu ancak bu suçlamalara yönelik yargılamanın ihtisas mahkemelerince yapılması gerektiği kaydedilen kararda, dosyanın bu yönüyle görevsizlik kararı verilerek ana dosyadan ayrılması gerekirken birlikte görülmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu vurgulandı.

Cezada “indirim” vurgusu

Dosyaya yansıyan tanık ve itirafçı beyanlarıyla örgüt yöneticisi olmadığı anlaşılan Ceyda Ertüzün hakkında içeriği doğrulanmayan bir e-mailin delil gösterilerek, örgüt üyeliği yerine örgüt yöneticiliği suçundan mahkumiyet kararı kurulması da bozma kararına gerekçe oldu. Kararda, örgütün baskısına maruz kalan ve örgütten kopma noktasına gelmiş bazı sanıklar ile yargılama aşamasında itirafçı olan sanıklar hakkında hüküm kurulurken cezada indirim yapılmamasının da usul ve yasaya aykırı olduğu belirtildi.

Hadi Salihoğlu’nun koruması hakkındaki mahkumiyet de bozuldu

Bazı sanıklar hakkında da beraat hükmü kurulması gerekirken, soruşturma ve kovuşturma aşamasında “ispat edilemeyen” suçlardan mahkumiyet kararı verildiğine dikkat çekilen kararda, İstanbul İstinaf Mahkemesi eski Başsavcısı Hadi Salihoğlu’nun eski koruması olan sanık Özdemir Uygur hakkında da eksik kovuşturma ve yetersiz gerekçe ile mahkumiyet kurulduğu ifade edildi. Salihoğlu, Uygur’un Oktar operasyonunda gözaltına alınmasından kısa bir süre sonra emekliye ayrılmıştı.

Çelişki yaratır

Oktar’ın bazı müştekilerin eğitim haklarını engellediğine yönelik iddiaların bir kısmının zamanaşımından düşürülmesi, bir kısmının ise o tarihte suç olmayan eylemler olması nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulduğu ifade edildi. Oktar’ın, bazı kadınlara yönelik eylemleri nedeniyle “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” ile de suçlandığı ancak bu kadınların bir kısmının aynı zamanda örgüt üyesi olduğunun kabul edildiği belirtilen kararda, kadınların hürriyetinden yoksun bırakıldıklarının kabulü halinde kasten işlenen bir suç olan örgüt üyeliği suçundan mahkum edilmelerinin çelişkiye neden olacağı anlatılarak, Oktar’a bu suçtan beraat yerine hapis cezası verilmesinin de usul ve yasalara aykırı olduğu vurgulandı.

Bazı sanıklara, FETÖ’ye yardım, siyasi ve askeri casusluk, tehdit, örgüte yardım, cinsel saldırı gibi suçlardan da eksik kovuşturma ve hatalı değerlendirme sonucu mahkumiyet hükmü kurulduğunu belirtti. Mahkeme, bozma ile birlikte aralarında Oktar Babuna’nın da bulunduğu 68 sanığın tahliyesine karar verirken, yerel mahkemece verilen müsadere kararlarını da dayanaksız kaldıkları gerekçesiyle kaldırdı. Oktar hakkında eziyet suçundan işlem yapılması için savcılığa suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştıran İstinaf Mahkemesinin kararı, yargılamayı yapan yerel mahkeme olan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.

“Cinsel suçlar yönünden konu kapandı”

İstinaf mahkemesinin bu kararı uyarınca dosya adeta sil baştan ele alınacak. Karar uyarınca yargılama yeniden yapılacak. Dosyada yaklaşık 50 sanığın avukatlığını üstlenen Arzu Gül, İstinaf mahkemesinin kararını T24’e değerlendirdi. Gül, İstinaf Mahkemesinin, yerel mahkeme kararını esastan bozduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“Bozma kararında cinsel isnatların tamamı ile ilgili olarak suç isnat eden kişilerin beyanlarının inandırıcı olmadığı belirtilerek cinsel suçların oluşmadığına vurgu yapılmıştır. Kararda her bir iddianın neden inandırıcı olmadığı tek tek detaylıca açıklanmıştır. İstinaf kararı kesin olduğundan İlk derece Mahkemesi olan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesince yapılacak yeniden yargılamada cinsel suçlar yönünden artık delil araştırması yapılmayacak, delil toplanmayacaktır. Cinsel suçlar yönünden konu kapanmıştır. Örgüt suçu yönünden ise yeniden delil toplanması gerekecektir. Kanunen Mahkemenin bu karara direnme yetkisi yoktur”

Ne olmuştu?

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Oktar'a, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak ve yönetmek", "siyasal veya askeri casusluk", "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme", 7 kez "çocuğun nitelikli cinsel istismarı", 27 kez "nitelikli cinsel istismar", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "eziyet", "eğitim hakkının engellenmesi", kişisel verilerin hukuka aykırı olarak kaydedilmesi" ve "tehdit" suçlarından toplamda 1075 yıl 3 ay hapis cezası verilmesini kararlaştırmıştı. Heyet, sanıklardan Tarkan Yavaş'ı "örgüt yöneticisi olmak", "çocuğun cinsel istismarı", "nitelikli cinsel istismar", "gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunmak" ve "resmi belge düzenlenmesinde yalan beyanda bulunmak" suçlarından toplam da 211 yıl hapis cezasına çarptırmıştı.

Sanıklardan Oktar Babuna'nın ise "suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak", "çocuğun cinsel istismarı" ve "nitelikli cinsel istismar" suçlarından 186 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verilmişti. Sanık Halil Hilmi Müftüoğlu'na "örgüt kurmak ve yönetmek", "çocuğun nitelikli cinsel istismarı" ve "cinsel istismar" suçlarından 177 yıl hapse çarptırılmasına karar veren mahkeme, aynı suçlardan Bora Yıldız'ın 303 yıl 9 ay, sanık İbrahim Tuncer'in de "örgüt kurmak ve yönetmek" ve "nitelikli cinsel saldırı" suçlarından 57 yıl 9 ay hapisle cezalandırılmasına hükmetmişti. Mahkeme, sanık Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Merve Büyükbayrak, Aylin Atmaca, Alev Babuna ve Ulviye Didem Ürer'e "örgüt yöneticiliği" suçundan ayrı ayrı 9 yıl hapis cezası verilmesini karara bağlamıştı.

Örgüt yöneticilerine 9 bin 803 yıl 6'şar ay hapis

Sanıklar Adnan Oktar, Tarkan Yavaş, Mehmet Noyan Orcan, Bora Yıldız, Halil Hilmi Müftoğlu, İbrahim Tuncer, Ulviye Didem Ürer, Alev Babuna, Aylin Atmaca, Merve Büyükbayrak, Yeliz Sucu, Sinem Hacer Tezyapar, Fatma Ceyda Ertüzün, Ayşegül Hüma Babuna'ya 9 bin 803 yıl 6'şar ay hapis cezası verilmişti. Mahkeme bu sanıklara ayrıca 400 bin 500'er lira adli para cezası da vermişti.

Mahkeme, 107 sanığın "örgüt üyeliği" suçundan 4 yıl 6'şar ay, 20 sanığın da "örgüte üye olmak", "gerçeğe aykırı mal bildirme", "örgüte yardım etme", "suçluyu kayırma", "ruhsatsız silah taşıma" ve "tehdit" suçlarından 1 yıl 8 aydan 11 yıl 3 aya kadar değişen miktarlarda hapis cezası verilmesine hükmetmişti. Mahkeme, 80 sanığı ise çeşitli suçlardan 3 yıldan 36 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırmıştı.