Gündem

Adalet Kurultayı'nda Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için çağrı

Veli Saçılık: Hükümet, zamana yayarak arkadaşlarımızı ölüme terk etmeye çalışıyor

26 Ağustos 2017 18:26
Gonca Tokyol

Çanakkale-T24

CHP’nin Çanakkale’de gerçekleştirdiği Adalet Kurultayı’nda, KHK’yla ihraç edilmelerinin ardından başlattıkları açlık grevi 170. güne ulaşan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumuyla ilgili bir basın açıklaması düzenlendi. Oyuncu Orhan Aydın ve şair Ataol Behramoğlu’nun yanı sıra CHP milletvekilleri Mehmet TümCeyhun İrgil ve Selina Doğan’ın da destek verdiği açıklamada konuşan CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan, OHAL İnceleme Komisyonu’na seslenerek, Gülmen ve Özakça’nın dosyalarının bir an önce ele alınması talep etti ve “Nuriye ve Semih yaşasın” çağrısında bulundu.

İçişleri Bakanlığı’nın ‘adli yargılama hakkı ve masumiyet karinesini’ ihlal ettiğini ve ‘adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs’ suçunu işlediğini savunan Sarıhan, “Nuriye ve Semih yaşasın” demenin suç haline geldiğini hatırlattı. Sarıhan, “Daha önce sayısız kez ifade ettiğimiz gibi insanlığın ortak vicdanı haline gelen Nuriye ve Semih ölürse insanlık da ölür. Ve “insanlığa karşı işlenen suçlar”da zaman aşımı yoktur!” ifadelerini kullandı.

Veli Saçılık: Hükümet, zamana yayarak arkadaşlarımızı ölüme terk etmeye çalışıyor

‘Hayata Dönüş’ operasyonunda cezaevi duvarını yıkmaya çalışan dozerin kepçe darbesiyle kolu kopan ve KHK’yla ihraç edilmesinin ardından Gülmen ve Özakça’yla birlikte Ankara Kızılay’daki İnsan Hakları Anıtı önünde eyleme başlayan Veli Saçılık da yaptığı konuşmada, “‘Hükümet bizi açlığa mahkum etti, ağaç kökü yiyin’ dedi ve Nuriye ile Semih de buna açlıkla karşılık verdiler. Açlığı bir direnişe dönüştürdüler. Açlık Nuriye ve Semih’in tercihi değildi, hükümetin bize dayattığı bir şeydi. Onlar bu yolu seçtiler, biz de tam 291 gündür direniyoruz. Yapılmayan zulüm kalmadı, plastik mermisi, copu, gazı, gözaltıları, komployla açtıkları davalar, para cezaları… 2000’deki açlık grevlerinden de biliyoruz ki, 200 günü aşan grevler yaşanabiliyor ve hükümet de bunu kullanarak, zamana yayarak arkadaşlarımızı ölüme terk etmeye çalışıyor” dedi.

“KHK’yla ihraç edilenlere, ‘Siz artık kamu hizmetlerinden yararlanamazsınız’ diyorlar”

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Genel Kamu Hukuku bölümünde araştırma görevlisiyken ihraç edilmesinin ardından LYS’ye girerek aynı üniversitede başka bir bölümü kazanan ancak kayıt yaptırması engellenen Dr. Cenk Yiğiter de basın açıklamasında bir konuşma yaptı. KHK’yla ihraç edilenlerin kamu hizmetlerinden yararlanmasının engellendiğine dikkat çeken Yiğiter, şunları söyledi: 

“Nuriye ve Semih arkadaşlarımız sadece açlığa mahkum edilmedi. Sadece o bakan bozuntusunun dediği gibi ağaç kökü yemeye maruz kalmadı. KHK’yla ihraç edilen insanlar, sadece işsizliğe, açlığa mahkum edilmiyor. Bize şunu söylüyorlar, siz artık kamu hizmetlerinden yararlanamazsınız. Örneğin, bugün bir kişi katil olabilir, hakkında kesinleşmiş hapis cezası olabilir; bu kişi kamu hizmetlerinden yararlanabilir, öğrenci olabilir. Ama diyorlar ki bana, sen öğrenci olamazsın. Yarın diyecekler ki, sen belediyeden hizmet alamazsın. Öbür gün diyecekler, senin cenazeni kıldırmayız. Bu, Nazi hukukudur. Bu, bir insan kategorisini yurttaşlıktan, insan olmaktan çıkarmaktır. Bu, sivil ölümdür. 

“Nazi hukukundan rahatsız oluyorsanız, ‘Nuriye ve Semih yaşasın’ demek zorundasınız”

Siz insanları sivil ölüme mahkum ederseniz, onlara ölmekten başka çare bırakmazsınız. Nuriye ve Semih durduk yere bu greve girmedi. 100 binin üzerinde insanın yurttaş olmak mücadelesini büyük bedeller göze alarak ortaya koyuyorlar. Bu toplumda KHK’yla ihraç edilmiş olun ya da olmayın, bu Nazi hukukundan rahatsız oluyorsanız, Nazi hukuku gelir beni de bulur diye korkuyorsanız, bir gece ansızın KHK listelerinde adınızı yurttaşlıktan, insanlıktan çıkarılmış şekilde görmekten korkuyorsanız, demek zorunda olduğunuz şey şudur: Nuriye ve Semih yaşasın, işlerine iade edilsinler. Nuriye ve Semih yaşasın demek suçsa, bu suçu işlemeye devam ediyoruz.”