Adalet Bakanı Tunç, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümüne ilişkin, "'Bilip de söylemememiz gerekenler var' diyen AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu'na ilişkin ''Bildikleri soruldu mu?'' sorusuna yanıt verdi.
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümüne ilişkin, "Adli Tıp Kurumumuzun incelemeye aldığı bulgular var. Elde edilen araçlardan elde edilen kimyasal veriler var, hepsi değerlendirilecek. Şundan kimsenin şüphesi olmasın, burada elde edilen bulgular, şu aşamada katillerin kim ya da kimler olduğuna yönelik önemli veriler içeriyor." dedi.
Bakan Tunç, Ankara'da, Türkiye'de Alternatif Uyuşmazlık Çözüm Yollarının Geliştirilmesi Projesi'nin kapanış konferansının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı ve açıklamalarda bulundu.
Ayşenur Ezgi Eygi'nin İsrail askerlerince öldürülmesine ilişkin soru üzerine Tunç, Eygi'nin hakkını ve hukukunu savunmanın, boyunlarının borcu olduğunu belirtti.
Ayşenur Ezgi Eygi'nin naaşının, yarın Bakü üzerinden getirilmesinin beklendiğini aktaran Tunç, "Ayşenur Ezgi'nin naaşı önce İstanbul'a gelecek. Oradan İzmir'e sonrasında da ailesinin isteğiyle Didim'de defnedilecek. Tabii bu süreçte hukuki yollar var, işletilmesi gereken. Öncelikle iç hukuktan kaynaklanan, Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddelerinden kaynaklanan yargı yetkisini kullanmamız gerekiyor. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız bu konuda yetkili ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından, Ayşenur Ezgi Eygi kardeşimizin şehit edilmesi, katledilmesinden sorumlu olanlarla ilgili olarak bir soruşturma başlatmış durumdayız." diye konuştu.
"Hakkını korumak için çalışacağız"
Soruşturma kapsamında ilgili kırmızı bülten ve yakalama taleplerini de uluslararası anlamda çıkarmış olacaklarını, sorumluların yakalanmasını isteyeceklerini dile getiren Tunç, şöyle devam etti:
"Çünkü orada bazı tespitler var. Ayşenur kardeşimiz başından vurularak şehit edildi ve edenlerle ilgili görüntüler var. Her şey orada, deliller elimizde. Bu anlamda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımız bir soruşturma başlattı ve iç hukuk bakımından sonuna kadar onun hakkını, hukukunu koruyacağız. Aynı zamanda uluslararası sistemde de onun hakkını korumak için çalışacağız.
Bir kere Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi'nin huzuruna bunu getirmemiz lazım. Raportörlerin raporlarının, İnsan Hakları Konseyi'nde mutlaka görüşülmesi lazım. Bu görüşmeler ve düzenlenecek raporların bir delil olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde İsrailli saldırganlar, soykırımcılar hakkında başlatılan soruşturmaya da Ayşenur'un şehit edilişiyle ilgili dosyanın, raporun dahil edilmesini takip edeceğiz."
Uluslararası Adalet Divanı'nda, Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi'nin tüm unsurlarını ihlal eden İsrail hakkında devam eden davaya da müdahillik talebinde bulunduklarını anımsatan Tunç, "Zaten davanın ilk gününden itibaren beyanlarımızı ve delillerimizi sunmuştuk. Bu davaya da yine Ayşenur'un dosyasını inşallah intikal ettireceğiz. Hem uluslararası hukuk alanında onun hakkını ve hukukunu savunacağız hem de iç hukuktan kaynaklanan yetkimizi kullanarak Ayşenur'u şehit edenlerle ilgili soruşturma ve yakalama kararlarını uluslararası arenada talep edeceğiz." ifadesini kullandı.
"Herkesin hassas olması lazım"
Bakan Tunç, bir gazetecinin, Diyarbakır'da 8 yaşındaki Narin Güran'ın ölümüne ilişkin, "'Bilip de söylemememiz gerekenler var' diyen AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu'nun ''bildikleri soruldu mu?" şeklindeki sorusuna şu yanıtı verdi:
"Galip Bey bu konuda ne demek istediğini basın mensuplarına açıkladı, burada dosyanın gizliliğine vurgu yaptı. O dosyanın gizliliğine vurgu yapan kısmı çıkarıldığında konu bağlamından kopmuş oluyor. Çok hassas bir konu bu, burada yanlış anlamalara sebep olan cümleler kurmamamız gerekiyor. Bu konuda özellikle herkesin hassas olması lazım."
Tunç, Narin Güran'ın arandığı dönemde sokaklarda bazı gösteriler yapıldığını, sonrasında Güran'ın naaşının bulunduğunu hatırlatarak, "Belki de sokaklarda gösteriler başlatan kişiler eğer naaşına ulaşılamamış olsaydı çok daha farklı bir takım girişimlerde bulunacaklardı. Bunlar doğru değil." sözlerini sarf etti.
"Önemli verileri içeriyor..."
Narin Güran'ın naaşı bulunduktan sonra da onu katledenlerin bulunması için Cumhuriyet Başsavcılığının, kolluk güçlerinin yoğun bir gayretinin olduğunu anlatan Tunç, "Toplanan deliller var, alınan ifadeler var. Adli Tıp Kurumumuzun incelemeye aldığı bulgular var. Elde edilen araçlardan elde edilen kimyasal veriler var, hepsi değerlendirilecek. Şundan kimsenin şüphesi olmasın, burada elde edilen bulgular, şu aşamada katillerin kim ya da kimler olduğuna yönelik önemli veriler içeriyor." bilgisini paylaştı.
Adli Tıp Kurumunun kapasitesinin çok güçlü olduğunu ve teknik incelemeleri yaptığını vurgulayan Tunç, sürecin 2 hafta süreceğini kaydetti.
Bakan Tunç, "Bu patolojik, biyolojik ve kimyasal verilerin özellikle değerlendirilmesi belli bir zaman içerisinde gerçekleşiyor. Teknolojinin tüm imkanları bugün basına da yansıyan böceklerden tutun da hepsi Adli Tıp kapasitemizin içerisinde sağlanıyor. Burada hem ifadelerden yola çıkılarak elde edilen hem Narin kızımızın naaşından elde edilen 91 doku var. Bir kısmı Adli Tıp Diyarbakır Grup Başkanlığımızda, bir kısmı Adli Tıp İstanbul Başkanlığımızda ve yine jandarmanın kriminal incelemelerinde olan var; Van'da, Diyarbakır'da. Şu anda teknik incelemeler devam ediyor." dedi.
"Soruşturmanın selameti açısından doğru değil"
Soruşturmanın gizliliğinin önemine değinen Tunç, şunları söyledi:
"Narinin katillerine bir an önce ulaşılması ve hak ettiği cezaları alabilmesi için soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmesi lazım. Dışarıda basın yayın organlarında maalesef bazı cümleler kurulduğunu görüyoruz. Birtakım senaryolar çiziliyor. Bu da tabii soruşturmanın selameti açısından doğru değil. Hep birlikte millet olarak bizi çok derinden yaralayan bir konu Narin'in katledilişi. Dolayısıyla Narin evladımızı katledenleri bizim yargı önüne çıkarmamız lazım. Bu bizim boynumuzun borcu. Dolayısıyla yargı huzurunda da bunların kanunumuzun gerektirdiği en ağız cezaya çarptırılması lazım. Çocuklarımızın korunması, çocuk istismarının önlenmesi konusunda biz çok hassasız."
"İfadeleri adliyede alınacak"
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Narin Güran'ın kabrini ziyaret ettiklerini, kabri başında dua ettiklerini anımsatan Tunç, mezar ziyaretinin ardından Cumhuriyet Başsavcısından kapsamlı bilgi aldıklarını vurguladı.
Tunç, "Tabii bu bilgiler, soruşturmanın gizliliği kapsamında devam eden bilgilerin dışında. Özellikle soruşturmanın daha etkili yürütülebilmesiyle ilgili olarak da arkadaşlarımızın düşüncelerini almış olduk. Soruşturmayı da titiz şekilde takip ediyoruz. Bugün 22 kişinin ifadeleri adliyede alınmaya başlanacak ve sonuca göre soruşturma devam edecek. Bizim şu anda odaklandığımız nokta Narin kızımızın katillerini bulmak, bu soruşturmayı etkin bir şekilde yürütmek." açıklamasında bulundu.
Bir gazetecinin, vatandaşların kişisel verilerinin çalındığı iddiasıyla ilgili sorusu üzerine Tunç, konuya ilişkin açıklama ve iddiaları görmediğini, böyle bir durumun yaşanması halinde kişilerin gerekli başvuruları yapabileceğini belirtti.
Bakan Tunç, Tekirdağ'ın Malkara ilçesinde, 2 yaşındaki kız bebeğin darbedilmesine yönelik Malkara Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında 5 kişinin tutuklandığını, soruşturmanın devam ettiğini ve bebeğin hastanede tedavi altında olduğunu da bildirdi.
Narin'in kaybolduğu 19 günde neler yaşandı?Olay, 21 Ağustos'ta öğleden sonra Bağlar ilçesi kırsal Tavşantepe Mahallesi'nde meydana geldi. Saat 13.50’de evden çıkarak Kur'an kursuna giden Narin Güran, o gün en son 18.47’de görüldü. Evlerine dönmeyince ailesi kendi imkanlarıyla aradı. Köylülerle yapılan aramadan da sonuç alınamayınca Narin'in babası Arif Güran, aynı gün saat 20.00 sıralarında jandarma karakoluna giderek kızının kayıp olduğunu bildirdi. Bunun üzerine bölgeye Bağlar Jandarma Komutanlığı, Bağlar Asayiş Komando Bölük Komutanlığı, Jandarma Özel Harekat timleri, Jandarma Suç Araştırma Timleri (JASAT), İstihbarat Şube Müdürlüğü, Köpek İz Takip Timi ve Su Altı Arama Kurtarma Timi'nin yanı sıra sağlık, AFAD, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Su Altı Arama ekipleri ile ilçe belediyelerinden de arama kurtarma ekipleri sevk edildi.
Narin'in kaybolduğu saatlerde yoldan geçtiği tespit edilen yaklaşık 150 araç sorgulandı. Mahalledeki evler ve köye giriş yapan araçlarda arama yapıldı. Toplamda 12 bin 565 araç arandı, 130 kişinin ifadesin alındı. Ayrıca 32 bin 952 kişi kontrol edildi, 7 iz takip köpeği ile 11 bin dönümden fazla alanda arama yapıldı. Öte yandan, Narin'in kaybolmadan önceki son görüntüleri okulun güvenlik kamerasına yansıdı. 21 Ağustos'ta saat 15.15'i gösteren görüntülerde, Narin'in 4 arkadaşıyla yürüdüğü ve ardından ayrılıp, tepe yolunu kullanarak evine doğru gittiği anlar yer aldı. Arama çalışmalarında 22 Ağustos'ta Güran ailesinin evine 3 kilometre mesafede, 28 Ağustos'ta ise 2 kilometre mesafede 2 farklı çocuk terliği bulundu. Ancak her iki terliğin de ailesinin beyanıyla Narin Güran'a ait olmadığı belirlendi. Siyasetçilerden sanatçılara, gazetecilerden yazarlara; Narin'in ölümüne sosyal medyada büyük tepki! Soruşturma kapsamında Narin Güran'ın ağabeyi Enes Güran (18), kolundaki ısırık izleri nedeniyle gözaltına alındı. İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndaki incelemede, ısırık izlerinin Narin'e ait olup olmadığı tespit edilemeyince E.G. serbest bırakıldı. Soruşturma kapsamında bu kez Narin'in amcası, aynı zamanda kırsal Tavşantepe Mahallesi'nin muhtarı Salim Güran gözaltına alındı. Güran'ın aracından alınan DNA örneklerinin, Narin'in kıyafetlerindeki DNA örnekleri ile eşleştiği belirlendi. Jandarmadaki işlemlerinin ardından zırhlı araçla adliyeye sevk edilen Salim Güran, 2 Ağustos günü çıkarıldığı mahkeme tarafından 'Kasten öldürme' ve 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma' suçlarından tutuklandı. Çalışmalar kapsamında ayrıca mahalle mezarlığında, özellikle yakın zamanda defnedilenlerin mezarları olmak üzere soruşturma savcısı eşliğinde jandarma tarafından yer altı görüntüleme cihazı ile arama yapıldı. Ancak herhangi bir bulguya rastlanmadı. Jandarma Arama Kurtarma (JAK) ekipleri, önceki gün de mahalleye 2 kilometre uzaklıktaki Eğertutmaz Deresi’nde çalışma yaptı. Ekiplerin 8 Eylül sabahı yürüttüğü arama çalışmalarında, Eğertutmaz Deresi’nde Narin’in cesedine ulaşıldı. Mahalleye giriş çıkışlar yasaklanırken, 19’uncu günde bulunan Narin’in cesedi otopsi için Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Narin nasıl öldürüldü: Ön otopsi tutanağı ortaya çıktı Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada, bir cumhuriyet başsavcıvekili ile üç cumhuriyet savcısı olmak üzere dört savcı görevlendirildi. Soruşturmada kapsamında ilk önce 21 kişi gözaltına alındı, elde edilen deliller sonrası bu sayı 24'e yükseldi. Gözaltına alınanlar arasında Narin'in annesi Yüksel Güran, babası Arif Güran, iki ağabeyi, üç amcası ve 2 Eylül’de ‘kasten öldürmek'ten tutuklanan köy muhtarı amcası Salim Güran’ın eşini de yer aldı. Daha önce gözaltına alınan ve kolundaki ısırık izinin Narin'e ait olmadığı belirlenerek serbest bırakılan 18 yaşındaki Enes Güran da bir kez daha gözaltına alındı. Diyarbakır'dan İstanbul'a binlerce insan Narin için eylemde: Narin'in hesabını soracağız Derede cansız bedeni bulunan Narin’in arkadaşlarıyla olan yeni görüntüsü ortaya çıktı Narin'in cesedinin götürüldüğü Diyarbakır Adli Tıp Kurumu'ndaki (ATK) otopsi işlemine ise 14 uzman katıldı. Otopsi işlemleri yaklaşık 11 saat sürdü. Bulunduğı çuvalda, Narin’e ait eşyalar, Kuran kursu için yanında taşıdığı 'Elif Ba', çantası ve terliklerinin olduğu ve cesetin de deformasyona uğradığı belirtildi. Tutuklanan amca Salim Güran'a ait olan ve Narin'e ait DNA'nın tespit edildiği otomobil ise yeniden incelenmek üzere jandarma tarafından götürüldü. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Yerlikaya ve Adalet Bakanı Tunç'un, gözaltı işlemlerinden önce yaptıkları açıklamalarda aileye başsağlığı dilememesi dikkati çekti. Narin'in cesedini amca ile birlikte çuval içine koyup dereye bıraktığını itiraf eden Nevzat Bahtiyar tutuklandı. Savcılıkta ifade değiştiren Bahtiyar, amca Salim Güran'ın "Arif'in kızını öldürdüm, sen de bu cesedi alıp yok edeceksin. Yoksa seni ve aileni öldürürüm" diyerek kendisini tehdit ettiğini öne sürdü. |